Koz, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Kıymetli hemşerilerim, Ramazan-ı Şerifi idrak etmekte olduğumuz şu günlerde bu vesile ile hepinizin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor bu rahmet ikliminden hep beraber istifade edebilmemizi temenni ediyorum.

Ramazan paylaşmanın kardeşliğin kucaklaşmanın yardımlaşmanın en kesif yaşandığı aydır. Bu ayda ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaşılır, kalabalık iftar sofralarına hep beraber oturulur, teravihlerde omuz omuza verilir, saflar sıklaştırılır, gönüller alınır ve tüm yüzler gülsün diye uğraşılır. Kardeşlik ve toplumsal barış sağlanır asayiş berkemal olur Ramazanda.

Bu cennet gibi bir hayatı andıran iklimin tüm aylarda devam etmesi esastır aslında.

Bizler Saadet Partisi olarak meşru bütün siyasi partilerle konuşmaya, diyaloga açık bir partiyiz. Bu ülkenin çimentosuyuz. Bu ülkeyi laik-muhafazakar, alevi-sünni , sağ-sol, Türk-Kürt gibi her türlü cihetten bölmek isteyen, insanımızın arasına nifak tohumları ekmek isteyen, ötekileştiren, dışlayan, kin ve nefret körükleyen üsluba ve zihniyete şiddetle karşı çıkıyoruz. Siyasi partiler birbirinin düşmanı değil rakibidir.

Bu ülkenin kardeşliği birlik ve bütünlüğü hayati bir konudur. Hepimizin aynı gemide olduğunu hemence unutuveriyoruz. Oysa kafamıza bir çivi gibi çakmalıyız. Başka bir Türkiye daha yok. Bu topraklar mazlum milletlerin ezilen halkların umudu ve sığınağı. Bu ülke insanını birbirine düşürmek isteyen her türlü söylem ve eylemden şiddetle sakınmamız gerekir. Ismarlama yapım milliyetçilik sosu verilmiş kabadayılığı özendiren kurtlar vadisi formatlı diziler insanımızı şirazeden çıkarmıştır. Bu anlayışa hiçbir siyasi partimiz prim vermemeli ve hamilik yapmamalıdır. Bu ülke bu gençler bizim, hepsini vatanına milletine faydalı insanlar olarak kazandırmak ortak gayemiz olmalı.

Saadet partisi olarak her zaman haktan yana olduk. İnsanların doğuştan gelen inanma, inancını ifade etme, inancını yaşama, ana dilini konuşma hakkını kısıtlamaya hiç bir grup ya da mevzuatın salahiyeti yoktur. Önemli olan hangi dilde konuşulduğu değil ne konuşulduğudur. Merhum Erbakan hocamızın deyimiyle ‘Irkçılık diye bir ideoloji olamaz, ideoloji saadet nizamını el birliğiyle kurmak ve yürütmektir. Sömürüldükten sonra Kürt olsan ne olur Türk olsan ne olur. Saadet nizamıyla adil düzen ile mesulsan herkese hakkı veriliyorsa yine Kürt olsan ne olur Türk olsan ne olur”.

Binlerce yıldır İslam kardeşliğiyle yoğrulan bu aziz topraklar sevginin, kardeşliğin, paylaşma ve dayanışmanın mekanı olmuş, etnik kökeni ne olursa olsun tüm insanların barış içinde bir arada yaşadığı barış ve huzur yurdu olmuştur.

Siyaset bir arada yaşamayı başarma sanatıdır. Çoğulcu demokrasilerin ayırt edici özelliği, minimum düzeyde bile olsa her türlü etnik, dini ve sair azınlığın kendisini temsil ve ifade edebilmesidir.

Bir menfur el sürekli olarak ülkemizde bir kaos ortamı oluşturmaya, insanımızı sokağa dökmeye, kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışıyor. Her zamankinden daha fazla sağduyuya, hoşgörüye, sükunete ihtiyacımız var. Milli Görüşçüler ve Milli Gençlik buna müsade etmeyecek ve bu tuzağa engel olacaktır. Ülkemiz kahır ekseriyetle müslümandır ve müslümanlar kardeştir bu inancımızın gereğidir, yegane çözüm de İslam kardeşliğidir. Biz hep beraber Çanakkaleyi geçilmez yaptık. Bu ülkede yörük, türkmen, kürt, laz, çerkez, zaza, boşnak, arap, acem ne kadar etnik grup varsa Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ortak paydasında birleşirler, eşittirler, ya dinde ya insanlıkta kardeştirler.    

Saygılarımla.”