Kağnıcı, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında; “21 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Türkiye’nin yurtdışından satın aldığı buğday, arpa ve mısırda gümrük vergisi kaldırıldı. Daha önce buğday ithalatında yüzde 45, arpa ithalatında yüzde 35 ve mısır ithalatında yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulanıyordu. Ardından 5 Kasım’da yine Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle mercimekte yüzde 19,3 olan gümrük vergisi yüzde 9’a düşürüldü. Yağlık ayçiçeği tohumu ithalatında yüzde 3 ve ton başına 100 Euro olan gümrük vergisi de sıfırlandı. Buğday, arpa, mısır ve mercimekteki gümrük vergisi indirimleri, 1 Ocak 2021’e kadar geçerli olacak. Yağlık ayçiçeği tohumuyla ilgili gümrük vergisinin sıfırlanması kararı ise 1 Temmuz 2021’e kadar yürürlükte kalacak.

Çiftçiye destek veriyoruz diyorlar ancak iktidar her çiftçiye bir ev parası kadar borçlu. Tarım Kanunu hükmüne göre, tarıma verilmesi gereken 328 milyar 54 milyon TL her yılın ortalama dolar kuruna çevrildiğinde 119 milyar 265 milyon dolara denk geliyor. Buna göre, çiftçiye kanunen verilmesi gereken ama verilmeyen, bir anlamda devletin çiftçiye borcunu gösteren tutar, 2020 de dahil edildiğinde, TL bazında 180 milyar 484 milyon TL, dolar bazında 62 milyar 500 milyon doları bulacak. Bu durum iktidarın ÇKS’ye kayıtlı her bir çiftçiye ortalama 28 bin dolar borçlu olduğunu gösteriyor. Bu miktarın Anadolu’da yaklaşık bir ev fiyatı olduğunu göz önüne alırsak iktidarın 2006-2020 yılları arasında çiftçi başına ortalama bir ev parası kadar kaynağın üzerine yatmış olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İktidar, destek olacağına ithalat vergisini sıfırlayıp üreticiyi bitirip, kendi ithalat firmalarına milletimizi mahkum etmektedir. Üretmeyen bir ülke ekonomik olarak dışarıya bağımlı olmak zorundadır.

Türkiye’de kuru alanlarda yetiştirilen buğday, arpa, kanola ve kırmızı mercimek gibi bazı temel ürünlerin kuraklıktan etkilenme sınırına gelindi. Son yıllarda iç piyasada fiyatı yükselen ürünler için tarımdaki mevcut sorunları çözmek yerine ithalat kolaycılığına kaçılıyordu. Bu kez böyle bir şeyin mümkün olmayacak, çünkü kuraklıktan tüm dünyanın etkilenmiştir, paramız olsa da bazı ürünlerin ithalatı mümkün olmayacak. Yerli ve milli üretimden başka çaremiz yok. Ülkemizde boş toprak kalmamalı. Çok acil olarak tedbirler almalıyız. Rusya’da kışlık buğday ekilişlerinin yüzde 22’sinde büyüme eksikliği tespit edildi. Bu durumda Rusya ve diğer üretici ülkeler, ihracatlarına 2021’de de yasak koyabilir. Türkiye bu ürünlerde ithalatçı. Sulanmayan alanların sulamaya açılması başta olmak üzere, yapısal sorunlara odaklanmalı, üreticilerimizin bu dönemde zaten yüksek olan elektrik ve su maliyetleri daha da artacağı için acil olarak elektrik ve sulama ücretlerinde indirime gidilmeli, üreticilerimize verilen destekler artırılmalı.

Cumhuriyet Halk Partisi seçim bildirgesinde Tarım Kanunu’nun 21. Maddesi’nin kesinlikle uygulanacağını belirtiyoruz. Bu Kanunu sadece uygulamakla kalmayacak, tarım desteklerini iki katına çıkaracağımız. Ülkemizi yeniden tarımda kendi kendine yetecek ülkelerden biri haline döndürmek en önemli hedeflerimizden biri. Vereceğimiz desteklerle tarımı cazip bir iş alanı haline getirecek, katma değerli tarımsal ürünleriyle Türkiye’yi dünyada marka yapacağız. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında yeniden tarımda ihracat yapan bir ülke olacağız” dedi.