6-7  Eylül 2014 tarihinde Ankara’da toplanan Türk Ocakları Genel Merkezi Yönetimi ve Şube Başkanlarının Türkiye ve Türkiyenin çevresi başta olmak üzere dünya gündeminde yer alan meseleleri görüştüğü istişare toplantısında alınan kararlar:

1-Türk Ocakları, yüz yılı aşkın bir süredir Türk toplumunun siyasi, sosyal, kültürel, idari ve ekonomik meseleleri üzerine bilimsel temelli, yön verici fikir üretme ve faaliyet yapma konusunda Türk milletinin kendisine yüklediği sorumluluğun bilincindedir. Bu bilinçle, artan sorumluluğuna uygun olarak  Genel Merkez ve  bütün şubeler, Türk Milletinin bekâsı ve insanlık için yeni bir medeniyet tasavvurunun imâlinde birlikte ve daha kararlı bir şekilde hareket etmeye devam edecektir.

2- Türkiye’nin gelecek yüzyıllarının teminatı olan gençlik ve bu gençliğin eğitimi konusu son derece önemlidir. Bu sebeple eğitimin her kademesinde yer alan gençlerimizin milli şuur ve ahlaki değerlere bağlı birer Türk olarak yetişmesinde her türlü eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinin akademik programlar halinde yürütülmesine öncelik verilmelidir. Eğitim sistemimizin yapboz tahtası gibi sıkça değiştirilmesinden vazgeçilmeli; Türk milletinin 21. yüzyılda duyacağı ihtiyaçlara göre planlamalar yapılmalı; ilk ve orta öğretim kurumlarının yönetici kadrolarındaki değişiklikler siyasi sâiklerle değil liyakat ve ehliyete göre yapılmalı; kıyım görüntüsü veren haksız uygulamalardan derhal geri dönülmelidir.

3- Türk Milletinin bağrından çıkarak yüz yıldan beri her türlü zor şartta fikri ve kültürel faaliyetler sürdüren Türk Ocaklarının, 1930’lu yılların başında nasıl ve hangi şartlarda kendini feshe zorlandığı bilinmektedir. Kendine mahsus şartlarda gelişen bu süreçte elinden alınan mal varlığının iadesi ve seksen yıldır uğradığı haksızlığın telafisi için geniş çaplı bir kampanya ile hukuki mücadele başlatmak zaruret halini almıştır. Uluslararası sözleşme ve hukuk kurallarına dayalı olarak azınlık vakıflarına ait malların iadesinin gündeme geldiği bir dönemde Türk Ocaklarının, milletin kendi bekası için Ocağa bağışladığı ve her kuruşu alın teri olan mal varlığının iadesini talep etmesi en temel hakkıdır.

4- Son yıllarda Türk yargı sistemi ve adalet mekanizması üzerinden derin bir siyasi hesaplaşma intibaı veren kamplaşma ve tasfiyeler, hukuk sistemimizde ağır tahribatlar yapmakla kalmamış Türk milletinin adalete olan inancını da tahrip etmiştir. Mülkün yani devletin ve ülkenin temeli olan ve bin yıldan beri Selçuklu-Osmanlı coğrafyalarında siyasi, sosyal ve kültürel barışı sağlayan adalet duygusunun zedelenmesi, Türk milletinin bekasını tehdit etmekle kalmamış, geleceğini Türk milleti ve devletine bağlamış milyonlarca komşu ülke insanlarının da umutlarını yıkma noktasına gelmiştir. Hangi cepheden gelirse gelsin, hukuk sistemi ve adalet anlayışımızda meydana getirilen tahribat ve yıkıma derhal son verilmeli; milletimizin adalete olan inancı ve güveni daha fazla sarsılmamalıdır.

5- Etnik fitne ve bölücü terör konusu Türk toplumunun bekasını ilgilendiren en önemli konulardandır. Son aylarda “çözüm süreci” ve sözde barış adı altında yapılan uygulamaların, milli bütünlük ve devletin varlığını tehdit etmenin ötesine geçtiği kanaati yaygındır. “Anaların gözyaşı dinsin” söylemiyle varıldığı söylenen mutabakat ve milletin esasından haberdar edilmediği fakat verildiği düşünülen siyasi tavizler, Türk milletinin sabrını zorlama noktasına dayanmıştır. Bölücü terör örgütü mensuplarının yol kesmesi, sözde anıt dikmesi, silahlı grupların aleni yürüyüşü ve gösteriler; bunlara karşı devletin zafiyeti, devlet egemenliğini ortadan kaldırdığı gibi örgüt ve uzantılarının hakimiyeti adeta tescil noktasına gelmiştir.  Irak ve  Suriye’deki gelişmeler de bahane edilerek bölücü  terör örgütünün varlığı adeta “meşru” görülmeye başlanmıştır. Türk milleti, kendine ve devletine yönelik bu tür ihlal ve saldırıları bertaraf etme konusunda gerekli irade ve tecrübeye sahiptir. Her ne ad altında olursa olsun milli bütünlük ve varlığımıza yönelik bu türden saldırılar derhal sona erdirilmelidir.

6- Türkiye kendi iç meseleleri ile meşgul edilirken, başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm Ortadoğu’da siyasi kargaşa, dış müdahale ve iç savaşlar halinde süren olaylar, bütün İslam dünyasının kanayan bir yarasıdır. İsrail’in kendi güvenliği ve toprak kazanma amaçlı çıkardığı çatışmalar, Amerika'nın bölgeye müdahalesi ve sonrasında yaşanan olaylar Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren meselelerdir. Bu gelişmelerin sunucu olarak Irak ve Suriye’deki Türkmen kıyımı; Türkmenlerin kendi topraklarından tasfiyesi, Türk dış politikasının öncelikli ve acil çözüm bekleyen konularıdır. Türkmenlerin güvenliği sağlanmalı, topraklarına dönmeleri temin edilmeli; bölgede kalıcı ve etkin bir barış için taraflar masaya oturtulmalıdır. Demokrasi, güvenlik, mezhep ya da din adına işlenen vahşi cinayetlerin sona erdirilmesi için gerekli tedbirler acil bir şekilde alınmalı; savaş ortamı sonlandırılmalıdır.

7- Türkiye'nin Türk cumhuriyetleri ile kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasi bağlarını güçlendirmesi zorunludur. Eğitim alanındaki işbirliği ve karşılıklı değişim programları artırılarak devam ettirilmelidir. Türk cumhuriyetlerinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi; dilde, fikirde ve işte birliğin sağlanması için mal, sermaye ve iş gücü dolaşımının önündeki engeller karşılıklı olarak ve hızlı bir şekilde ortadan kaldırılmalıdır. Türk cumhuriyetleri çıkışlı petrol ve diğer doğal kaynakların Avrupa’ya aktarılması konusunda projeler desteklense de bu kaynakların ülke içinde insani yatırımlara ve üretken bir ekonomik kalkınmaya dönüşmesi konusunda daha fazla çaba gösterilmelidir.

8- Türk milleti, kendi tarih ve kültüründen aldığı ilham ve feyizle sadece Türkiye ve komşuları için değil tüm insanlık için barış, huzur ve iyiliği getirecek yeni bir medeniyetin kurucu menbalarına; yaratıcı nüvelerine ve bu ülkünün taşıyıcı damarlarına sahip olduğunu kanıtlamış bir millettir. Bu potansiyelin kuvveden fiile geçirilmesinde Türk Ocaklarının en önemli vazifesi, tüm kurul ve üyeleri ile yekvücut olarak çalışmak, yeni ufukları ve cihanşümul hedefleri tefekkürle yetinmeyip eyleme dönüştürmektir. Türk Ocakları 21. yüzyılın Türk asrı olması için tarihten ve Türk milletinden aldığı azim ve güçle daha çok çalışmaya; milletin umudu olarak geleceğin inşasında Allah'ın yardımıyla başarılı olmak için azim ve kararlı bir şekilde emek vermeye devam edecektir.