Karaman Ülkü Ocakları Eski Başkanı Kemal Karabüber'in yaptığı yazı basın açıklamasında;


''Milli değerlere haddinden fazla önem veren Güzel Memleketimiz Karaman’ın Milliyetçi  insanlarına;

30 Mart 2014 yerel seçimleri gün ve gün yaklaşmaktadır. Gelin bir Belediye Başkan Adayı portresi çizelim sizlerle ama bu portre Bayrağa Vatana Millete ve bu Kutsal davaya saygı çerçevesinde olsun.

Bizimkisi bir ocak hikâyesi.. siyah-beyaz film gibi biraz. Üzerine kan rengi düşmüş, acı düşmüş, mağlûbiyetler düşmüş, hayal kırıklıkları düşmüş, mazgallardan dışarıya sızmış sarı ışıklar altındaki solgun benizlerin, bal sarısı gözlerin hüznü çökmüş bir ocak hikâyesi…

İdealistlerin, iyilerin, romantiklerin, hesapsızların, dürüstlerin, cesurların, gözü peklerin, gözü karaların, sır tutanların, yarı yolda bırakmayanların, emanete sahip çıkanların hikâyesi..
Verecek yalnızca bir gençliği olup da gençliğini verenlerin hikâyesi. 
Hiç büyüyemeyenlerin, hep genç görülenlerin hikâyesi, gençliğe mahkûm edilenlerin hikâyesi…

Büyürlerse hesapları bozacağından korkulanların, çarkları değiştirecek olanların, suyun akşını döndürecek olanların, mâkus tâlihi istikbâle ümit ve itimat ile bağlayacak olanların, tenezzülsüz olanların, vefâlı olanların, cefâyı çekenlerin, sâfâda gözü olmayanların ve tabii bu sebeple hep gençliğe mahkûm edilenlerin hikâyesi,

Artık onlar da orta yaşlarda.. Çatık kaşlı beyler ne derlerse desinler, kabul etseler de etmeseler de, bu durum çatık kaşlı, yüzünden ne düşündüğü belli olmayan, hisleri yüzüne vurmayan beyleri rahatsız etse de onlar artık orta yaşlarda.. “Artık iyiler kazansın…” diyorlar.. Hayatların gömüldüğü, hayatlarını gömdükleri bir mâziyi onurlu bir istikbâle taşımak istiyorlar.. Çatık kaşlı beylere, “yeter artık, çekilin kûşe-i uzletinize, azâd edin bu gençlerdeki birikimi, çekilin ki size saygı duymaya devam edelim…” diyorlar..
Evlerinin, ocaklarının içini, önünü süpürmek istiyorlar…

Milliyetçi safta asla madde, heva, heves, benlik, şöhret, mal, mülk endişesi olamayacağını, olanların da bir safra gibi günü geldiğinde vücuttan atılacağı aşinadır, Görev verilmedi diye saf değiştirenler sözüm ona post değiştirenler bilmelidirler ki onlar görev verildiğinde de bu safa ait değillerdi.

Ülkücülüğün pazarlık konusu olmayacak bir dava olduğunu bilmeliyiz, Bir değeri değer yapan onun pazarlık kabul etmez olmasıdır. Ülküdaşlar bu değerin yüceltilmeye ihtiyacı yoktur, yüceliğini bilelim yeter. Tanımlanmaya da ihtiyacı yoktur, tanınmaya ihtiyacı vardır. O zaman geliniz, bu seçim arifesinde davamızı bizim içimizden birisi ile bizi bilen birisi ile daldan dala gezenlerle değil bizi biz yapan bir kişi ile bu millete kapı kapı, fert fert tanıtalım.

Yerel seçim rüzgarının esmeye başladığı bu günlerde, her türlü aldatmaca,kandırmaca ve dalaverenin yapılacağını hepimiz biliyoruz.

Ama milliyetçi dava adamı uyanık olmak zorundadır. “Bize gel” diyen fesat, bölücü davetçilere “kendine gel” diyebilmelidir. Daldan dala gezenlere de asla ve asla gel dememelidir. Çünkü milliyetçi safta madde, heva, heves, benlik, şöhret, mal, mülk endişesi asla olmaz. Olanlar da bir safra gibi gün gelir vücuttan atılır. Türk milliyetçilerinin artık lafların dostluğuna değil, çileye talip hakiki dostluğa ihtiyacı vardır. Bu dostluğu, birliği göstermenin artık vakti gelmiştir.”

Önce bu şehrin asıl sahipleri bu şehri sahiplenerek işe başlamalı. Yerel seçimlerde yıllardır kaybeden Karaman’ı kazanarak Karaman’lıyı  kazandırmanın vaktidir. Bunun için de gün hakiki milliyetçiliği ispat günüdür. Gün Karaman’da bir olma günüdür. Görev verilsin verilmesin “benim adayım, senin adayın” gibi ayrılık sözlerini bir tarafa atıp içimizden birisi ile  bizden olan bizi bilen birisi ile maddi manevi her konuda yardımcı olarak, Karaman’a sahip çıkalım ve Karaman belediyesinden söktükleri bayrağı yeniden yerine dikelim. Yıllardır kaybeden değerini yitiren Karaman’ı artık sahiplenmenin, onun şahsında da bütün vatan coğrafyasını aynı şuurla kucaklamanın zamanı gelmiştir.”

Genel Başkan Devlet Bahçeli’ninde dediği gibi;

Bozkurt bakışlı dava arkadaşlarımız, en genç yaşlarında şehadet şerbetinden boşuna içmemişlerdir.
İdam ve imha girişimleri nafile yere bizi hedef almamıştır.
Her mihnete dayandık, her zorluğa katlandık ve her çileye muhatap kaldık.
Bizi, idealsiz, milletsiz, ruhsuz ve yarınsız bir yığına dönüştürmeye çalışanlara ülkülerimizin gücüyle karşı çıktık.
Cehalet ve melanet perdesinin altına gizlenip; bize faşist, ırkçı, kafatasçı, katil diyenlere onur ve itibar mücadelesi verdik.
Çürükleri ayıklamak, kökü dışarıda bulunan kötü niyetlilere doğruluğun ve milli olmanın dersini verebilmek için gayret sarfettik. Biz bugünlere kolay gelmedik. Önümüze ardı ardına çıkarılan engelleri bir çırpıda aşmadık. Başkaları için hiç olmayan mesafeler bizler için hep vardı. Kurşunla pes ettireceklerini sandılar, başaramadılar. Ölümle tüketeceklerini hesap ettiler, güçleri yetersiz kaldı . Üzerimize kinlerini kusanlar, ülkücüyü hakir görenler her dönemde mağlubiyetin sillesiyle soluksuz kalmışlardır. Dava arkadaşlarıma katil, faşist, kovboy, mafya bozuntusu diyen sonra da dönüp sahte gözyaşı döken zihniyetlerin ömrü hayatında beddualar hiç peşini bırakmayacaktır. Unutmayınız ki biz varken, milletimizi hedefine alan törpü ve tasfiye girişimleri başarısız kalmaya mecburdur.
Barbarlığın, vahşetin ve şiddetin sonuç alması ve Türkiye’yi köşeye sıkıştırması mümkün olmayacaktır.
Biz, bugünlere kolay gelmedik.
Kuşkusuz ki, ben her dava arkadaşımın bu yüksek ferasetle hareket ettiğine ve üzerine ne düşüyorsa yapacağına inanıyorum.’’

Güzel Karaman’ımızın Milliyetçi insanları birlik olmamız şarttır. Başarısızlık halinde bizler yani ocaklılar bunun nedenlerini araştıracak ve sorumlulardan hesabını soracağız.

Unutmayınız ki  Başbuğ Alparslan Türkeş bütün ömrünü ülkücülüğün anlatılması ve benimsetilmesi işine vakfetti, “Bu uğurda çalışmak, politik bir kaygıyla yapılamayacak kadar ulvi bir zahmettir. Biz dün Cezaevlerinde ömür geçiren Taş Medreseli ağabeylerimizin ettiği yemine sadık kalarak milli bir duruş sergiliyoruz.

Bizler, “Ülkücülüğü hayat tarzı haline getirmiş, bir yerlere gelebilmek için asla çalışma yapmayan. Bizleri tanıyan, bizimle ağlayan, bizimle gülen bir aday ile yola çıkacağımıza inanıyoruz.

Selam Saygı ve Dua ile.''Dedi.