İl Müdürü Hasan Erkan yazısında;''Sınavlar, sadece akademik bilginin değil, heyecan ve kaygıyla başarılı bir şekilde baş etmenin de sınandığı birer tecrübeler bütünüdür. Bu sebeple sınav öncesi akademik hazırlık kadar psikolojik hazırlıkta son derece önemli bir konudur. 
Bu noktada en önemli faktör olarak beliren ailenin, çocuğun sınav konusundaki kaygısını azaltan ya da arttıran bir rol oynaması üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biridir. Sınavlar, kişinin yaşamında belirlediği hedeflere ulaşmada bir amaç değil araçtır. Bu anlamda sonuca değil sürece odaklanmak daha doğru bir tutum oluşturmaktadır. Pek çok anne-baba kendi beklentilerini ve gerçekleştirememiş hayallerini çocukları üzerinden telafi etmeye çabalarken çocuğunun ilgilerini, ihtiyaçlarını, yetenek ve kapasitesini doğru değerlendiremeyebilir.

Her anne–babanın çocuğa karşı tutumu birbirinden farklı olmakta birlikte sınav konusunda ailelerin tutumunu belirleyen en önemli faktör ailenin sınav kavramına bakış açısıdır ki ailenin çocuğuyla ilgili gelecek kaygısı, başarı endişeleri mutlaka çocuğa yansıyan ve çocuğun performansını etkileyen bir durumdur. Bu anlamda ailelerin sınav olgusunu fırsat mı yoksa tehdit mi olarak algıladıkları konusunda kendilerini sorgulamaları gerekmektedir. Sınav, çocuğun kişiliğinin ya da tümüyle hayatındaki başarılarının sınaması değil sadece o sınavla ölçülmesi hedeflenen bilgiyle sınırlı olarak o anki performansı değerlendirmeye yönelik bir araçtır.

Unutulmaması gerekir ki sınavlar geçidir fakat sonuçları çocuğun ailesiyle olan ilişkilerini ya da ruhsal dünyasını kalıcı olarak etkilemektedir. Bu noktada önemli olan unsur ailenin, aile ilişkilerine ve bütünlüğüne zarar vermeden çocuğun bu zorlu döneminde ona destek olmasıdır. Bu konuda ailelerin en önemli yardımcılarının da çocukla kurulan anlayışlı, empatik ve sağlıklı bir iletişim olduğu gerçeğini göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Aileleri mutlaka çocuklarla iletişim içerisinde olarak nasihat ve öğüt vermekten uzak bir tutumla çocuğun olumsuz iç diyaloglarını, kaygılarını kendileriyle paylaşmalarına izin vermeleri ve bu konuda müdahalede bulunulmamaları gerekmektedir. Ailelerin ‘sınavı mutlaka kazanmalısın’ gibi zorunluluk ifade eden cümleleri çocukların üzerinde sınav kaygısı yaratan önemli bir unsurdur. Bu sebeple samimi bir şekilde çocuklarına koşulsuz bir sevgiyle yaklaşmalı ve özellikle sınavın sonuçları hakkında ve olası yaptırımlar konusunda ihtimaller üzerinde durarak çocuk üzerinde psikolojik baskı oluşturmamalıdır.
Çocuk sınavı nasıl geçerse geçsin bilmelidir ki ailesinin kendisine olan sevgi ve saygısında herhangi bir azalma olmayacaktır. Çocuk ancak bu şekilde her sınav döneminde nükseden sınav kaygısı sendromundan başarılı bir şekilde kurtarılabilir. 

Unutulmamalıdır ki çocuğun mutluluğu ailenin saadetidir. Ailenin saadeti toplumun huzurudur.Bu bağlamda sınava giren bütün çocuklarımıza Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü olarak başarılar dilerim,''dedi.