Konferansında Mevlana’yı Mevlana yapan süreçten bahseden Prof. Dr. Güler, “Mevlana Türk dünyasının en sıkıntılı dönemlerinde yaşadı. İnsanların ayakta kalabilmesi, birlik olabilmesi için barış, sevgi ve gönül huzuru verdi. Haçlı seferlerinin, isyanların olduğu, insanların en sıkıntılı zamanlarında şöhret olmasının sebebi insanlara iç huzur sunması oldu.” dedi.
“Hayret içinde hayret”
Mevlana’nın 1000’den fazla hikâyesi olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Güler, “Mevlana’nın kendi hikâyeleri için ‘hayret içinde hayret’ dediğini ifade ederek “Her hikâyesi çarpıcı bir ders niteliğinde olup temsil yöntemiyle kıssadan hisselerle insanlara öğütler veriyor. Mevlana’nın çok sayıda eseri de mevcut. Onun 3228 gazel, 45 terciibent ve 1995 rubaisi kitaplaştırıldı. Mesnevi, Makalat, Mektubat, Fihi Ma Fih gibi insanlara dini, ahlaki, sosyal konular içerikli öğütler veren kitapları var.” açıklamasında bulundu. 
“Aklıma perde astım” 
Mevlana’nın Şems ile tanışmasından sonra Mevlana’daki değişimden bahseden Prof. Dr. Güler, “Mevlana’nın Şems ile tanışması hayatını değiştirdi. Âlimlik ve müderrislik hayatından dervişlik hayatına dönüş yaptı. Şems, Mevlana’ya aklın ve rasyonalizmin yolundan kurtulmayı öğretti. Şems ‘Aklın önü dünya, sonu ise ahrettir’ diyerek aklın insanı dünyaya bağladığını gösterdi. ‘Gönlün ise sınırı yoktur, sonu fenafillah yani Allah’a kavuşmaktır’ diyerek Mevlana’nın akılla olan bağlarını koparıp gönlüyle hareket etmeyi öğretti. Mevlana, Şems ile tanıştıktan sonra ‘Görünür âlem yoktur, bundan sonra aklıma perde astım, kendi kolumu kanadımı kırdım’ demiştir.” şeklinde konuştu.
“Mevlana mütefekkirdir”
Mevlana’nın tefekkür dünyası ve insan hakkındaki düşünceleri hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Güler, “Tefekkür düşünme demektir. Mütefekkir ise düşünen demektir ve Mevlana bir mütefekkirdir. Mevlana’nın tefekkürünün temelinde tasavvufi aşk ve sevgi vardır. Bitki ve hayvanlarda bile sevgi vardır ve onlar içgüdüleriyle sever. İnsanlar ise aklıyla sever.” dedi. Güler, Mevlana’nın insan sevgisini aşka dönüştürdüğünü ve insanı yücelttiğini ifade ederek onun ‘İnsan, hamur teknesi boyundadır fakat her varlıktan yücedir’ sözlerini anımsattı.
Prof. Dr. Güler, “Tasavvuftaki sevgi, insana duyulan mecazi aşktan ilahi aşka götüren sevgidir. İnsan ilahi nurla can bulmuştur. İnsan Allah’ın bu dünyadaki halifesidir ve insanı sevmemek Allah’ı sevmemektir. Mevlana’nın tefekkürü ve insana bakış açısında Kuran-ı Kerim hâkimdir. Öncelikle kul Allah’tan razı olmalıdır ki Kuran’da yazılı olan emirleri yerine getirebilsin.” diye konuştu.
İnsanı insan yapan üç özelliğin akıl, ruh ve sevgi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Güler, şunları dile getirdi: “İnsan kaz gibi hırslı, tavus kuşu gibi süse düşkün, horoz gibi şehvete düşkün, karga gibi dünya malına ve uzun ömre tamah etmek özelliklerinden vazgeçerse üstün hale gelir. Ayrıca tasavvufta kâmil insan olmanın yolu tevazudur. Mevlana ‘Tefekkürün başlangıcı bilgi edinme, sonucu ise bilgi üretmektir. İnsan bilgisiyle değer kazanır.’ diyerek cahil insanlardan uzak durun mesajını vermiştir.”
Konferansın sonunda Prof. Dr. Güler, Mevlana’nın yedi öğüdünü okuyarak bu öğütlerin Mevlana’nın bütün mesajlarının özü olduğunu belirtti. Program dinleyenlerin sorularının cevaplanmasının ardından plaket töreniyle sona erdi.