ŞU DERSHANE MESELESİ!


Camianın ileri gelenlerinin iktidarı sırf dershanelerin dönüşümü yüzünden oy ile tehdit etmelerini anlamak, anlamlandırmak ise asla mümkün değildir. Şunu hatırlatmak isterim ki tarih Müslümanlar arasındaki anlamsız çekişmelerin acı sonuçlarıyla doludur. El ele verip yeni bir dünyanın, kendi medeniyet dünyamızın, sevgi ve kardeşlik medeniyetimizin zeminini oluşturmamız gerekirken anlamsız bir kavganın içerisine girmenin kimlere yaradığını ve kimleri sevindirdiğini iyi analiz etmemiz lazımdır. 
Hizmet bütün kollarıyla devam ederken gerek iktidar gerekse toplum tarafından yeterince destek görmektedir. Hatta hiçbir dönem olmadığı kadar destek görmektedir. Dershane konusunda bu kadar ısrar edilmesini anlamak gerçekten mümkün değildir. Evet şimdiye kadar iyi kötü bir hizmet verdi bu dershaneler, bir boşluğu doldurdu, buna kimsenin bir diyeceği yok. Ancak eğitim sisteminde yapılmak istenen köklü değişikliklerde bu dershane sisteminin yer alamayacağı da bir gerçek. 
Çocuklarımızı hafta içi okulda hafta sonu dershanelerde at koşturur gibi bir yarışın içerisine sürmek herhalde hiçbir eğitimcinin kabul ettiği bir durum değildir. Dershaneye gidemeyen  öğrenciler dershanelere giden öğrencilerden daha fazla olduğuna göre eğitimde fırsat eşitliği bunun neresinde. (Bunu söylerken yapılanları da elbette ki göz ardı etmiyorum)
Anladığımız kadarıyla dersaneler bugünden yarına hemen kaldırılmıyor. Bir süreç içerisinde özel okullara dönüşümü sağlanıyor. Bu konuda da hükümet teşvikse teşvik, yardımsa yardım yani ne gerekiyorsa yapayım diyor. O halde bir daha soralım bu direnç niye? Düşünülen şey hizmetse ki bundan şüphemiz yok özel okullarda zannediyorum daha geniş bir hizmet zemini var. Özel okullar bir yandan verilecek akademik bilgi bir yandan da öğrencilerin sosyal, kültürel ve sportif yönlerinin gelişmesi ve bu yöndeki kabiliyetlerinin ortaya çıkartılması açısından daha elverişlidir. 
Bu yayınları hizmetin anlayış ve mantalitesine ters buluyor ve bir an evvel ilgilileri aklı selime davet ediyorum. Bu hükümeti çok kolay bulmadığımız asla unutulmamalıdır. Ders vermenin yanında biraz da ders almasını bilelim lütfen.

M. Abdulkadir YUSUFOĞLU