Babaoğlu Tarım, yaptığı yeni yatırımla birlikte elma üretiminde dünya pazarına açılan Karaman’a büyük katkı sağlayacak. Karaman’da ilk ve tek olma özelliğini taşıyan EGEMAS Makine Kimya Endüstrisine ait olan “MafRoda 4 Hat ve 20+1 Çıkışlı, POMONE IV Boylama Kalite Kameralı, Elma Seçme-Fırçalama-Sınıflama Makinesi” ile birlikte şehrimizin elma üretimine en son teknoloji kazandırıldı. Elmanın üretilmesinden, tüketicinin evine kadar ulaşması süreci çok önemli olduğu bilindiği gibi “Kalite Kameralı Sınıflama Makinesi” üreticilerinde kusursuz elma yetiştirmeleri yönünde katkı sağlayacak.

Ülkemizde en son teknolojiye sahip olan Babaoğlu Tarımın tesisinde elmalar hasar görmeden büyük kasa robotuyla sisteme yüklenmekte ve yine hasar görmeden paketleme masalarına kadar ulaştırılıyor. Sistemde suya darbesiz şekilde boşaltılan ürünler tarladan gelen toprağını ve üzerindeki fazlalıkları bırakmakta ve yıkanıp temizlenmesi için suda ilerliyor. Fırçalama bölümünde tamamen üzerindeki kalıntılar temizlenerek, bakterilerden, mantarlardan arındırılmakta ve olabildiğince sağlıklı bir şekilde işlem görüyor. Bu temizleme işleminin ardından elmalar, son teknoloji ürünü “Kalite Kameralı Sınıflama Makinesi”ne giriyor. Elmadaki insan gözüyle görülmeyen bütün kusurları incelenmesi için yüzlerce fotoğraf alan “Kalite Kameralı Sınıflama Makinesi” saatte 10 ton kapasiteyle işleyebiliyor. Üniteden geçen her elmanın renk, çap, ağırlık, şekil, sululuk oranı gibi belirgin özelliklerinin analizi yapılırken, yanında birçok kalite unsuru da değerlendirilip paketleme bölümüne sevki sağlanıyor.

Elma üretiminde Karaman’ın önemini anlatan Babaoğlu Tarım İşletme Müdürü Mahmut Canevi, ülkemizde, Karaman ilimiz için akla gelen övünülen üretimin yanında artık yurtdışında da tanınan hatta şehir girişinde simge olarak gösterilen tarım ürünü elma geldiğini söyledi.

Elmaya ciddi anlamda yatırım yapıldığını söyleyen Canevi: “Ciddi anlamda yatırım yapılan bu değerli ürünümüz için aynı ciddiyetle işlenmesi zorunlu hale geldiği bir noktada bulunmaktayız. Elmanın yetiştirilmesinden, tüketicinin evine girene kadar olan süreç çok önemlidir. Bunun en son ayağı paketleme evleri olup ürünün sınıflandırılıp tüketicinin tercihine göre pazara sunulmasını sağlamaktadır.

Tarımın ne kadar önemli olduğunu hepimiz bilmekteyiz ve bu alanda yatırımların savunma sanayi kadar kaçınılmaz olduğu devlet politikalarında dahi görülmektedir. İhracatı söz konusu olduğunda katma değeri makroekonomimiz açısından aynı öneme sahip olduğu rahatlıkla görülmektedir. Ancak her üretim gibi olmazsa olmazlardan kaçınılırsa hayal ettiğimiz sonuçlara ulaşamayız. Tarım gibi bu kadar değerli ve zor bir alanda da yapmamız gereken çok önemli işler bulunmaktadır. Tarımı yerüstü değerli madeni olarak tanımlayabiliriz ve eğer bilinçli şekilde bu işi yaparsak bize tüketemediğimiz bir madeni vermiş oluyor ve bunun kıymetini arttırmak da bizlerin elinde.

Kaliteli olan bir şeyin pazar sorunu olmaz ve alıcısı hazırdır, aynı şey tarım ürünlerimiz için de geçerli olduğu için elmanın tarladan başlayan önemini son noktaya kadar bilinçli ve özenli şekilde devam ettirmeliyiz. Küçük bir arazide yetişen ürün için pakete girene kadar binlerce insanımız çalışmaktadır, ciddi bir istihdam oluşturmaktadır. Ne kadar kaliteli ürün yetiştirebilirsek en azından bu istihdamı koruyup sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz, eğer kalitesiz olursa bu tartışılmaz bir şekilde kaybedileceği anlamını taşır.

Birkaç yıldır özellikle Hindistan ülkemiz elmasını ithal eder olmuş ve bu konuda çiftçimiz ve ihracatçımız heyecanlı bir şekilde konuyu sahiplenmişlerdir, bu pazarı kaybetmemek için herkes elinden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışmaktadır. Artık dünya ligini çıkılmış ve ciddi rakiplerle bu oyunu oynamak durumuna gelinmiştir. Bilimden, teknolojiden uzak bu oyunda yer alınamayacağı ortadadır, tartışılmaz bir gerçektir.

Bu nedenlerden dolayı son yapılan yatırımımız bunun üzerine gerçekleşmiş ve ülkemiz açısından vatandaşımıza daha kaliteli daha sağlıklı güzel ürünler sunabilmek, çok önemli bir döviz kaynağı olan bu ürünümüzü olması gerektiği gibi işleyebilmek amacımız olmuştur.

Bu yatırım birçok yönden çok anlamlıdır. Çünkü ürünün tüketiciye ulaşmadan işlem gördüğü son nokta gibi görülse de önceki aşamaları da geliştirecek katkı sağlayacak bir görevi vardır” dedi.

Şehre kazandırılan Karaman’da ilk ve tek olma özelliğini taşıyan “Kalite Kameralı Sınıflama Makinesi” hakkında bilgiler veren Canevi ayrıca şunları da kaydetti:

“Ülkemizdeki en son teknolojiye sahip olan bu tesiste elmalar hasar görmeden büyük kasa robotuyla sisteme yüklenmekte ve yine hasar görmeden paketleme masalarına kadar ulaştırılmaktadır. Sistemde suya darbesiz şekilde boşaltılan ürünler tarladan gelen toprağını ve üzerindeki fazlalıkları bırakmakta ve yıkanıp temizlenmesi için suda ilerlemektedir. Fırçalama bölümünde tamamen üzerindeki kalıntılar temizlenmekte, bakterilerden, mantarlardan arındırılmakta, olabildiğince sağlıklı bir şekilde işlem görmektedir. Temizlenen ürünün sınıflamada da çok faydası olmaktadır, çünkü elma üzerindeki tüm kusurlar belirgin hale gelmekte ve hemen hepsi ortaya çıkmaktadır. Bu temizleme işleminden sonra elmalar son teknoloji ürünü “kalite kameralı sınıflama makinesi” ne girmektedir. İnsan gözünün göremeyeceği bütün kusurları, saniyede 40 adet taşıyıcı elin ilerlediği bir hızda, her elmanın incelenmesi için yüzlerce fotoğrafının alındığı bir sınıflama makinesinden söz ediyoruz. Sisteme tanıtımını yaptığımız bütün kusurları bu sınıflama makinesi bulup kalite sınıflaması yaparak saatte 10 ton kapasiteyle işleyebilmektedir. Üniteden geçen her elmanın renk, çap, ağırlık, şekil, sululuk oranı gibi belirgin özellikleri yanında kara leke, güneş yanığı, pas, çürük, darbe, sap batması, yumuşama gibi birçok kalite unsuru da değerlendirilip paketleme bölümüne sevki sağlanmaktadır. Mevcut sistemimizde 21 çıkış değişik boy ve sınıfa yönlendirilmiştir. Böyle bir yatırımda hepimiz çalışan sayısının azaldığını düşünebilir ancak bu teknoloji ile yine istihdam azalmamakta tam tersine artmakta ancak çok daha verimli bir şekle dönüşmektedir.

Sistemin tutmuş olduğu istatiksel veriler sayesinde sistem sadece tüketiciyi korumamakta çiftçimizi de bilinçlendirerek daha verimli ve kaliteli ürün yetiştirmesine yol göstermektedir. İstatistikler istenildiği kadar detaylandırılabilmektedir. Veri tabanında tutmuş olduğumuz bilgileri istediğimiz şekilde değerlendirebilmekte ve yorum yapabilme kabiliyetine sahip olabilmekteyiz. Örneğin, bir bölgenin veya üreticinin istatistiği elmanın renklenmediği, küçük kaldığı, hangi kusurlara olduğu bilgisini vererek, bir sonraki sezonda tüm bu sorunların nasıl çözüleceği üzerinde çalışmamızı sağlamaktadır. Budama hataları, yanlış veya eksik gübreleme, ilaçlama gibi çok önemli bilgileri verip kusursuz ürün yetiştirmemizi sağlayacak bir sistemi devreye sokmuş oluyoruz. Böylelikle olabildiğince daha az kalitesiz ürün sayesinde çiftçimiz emeği boşa gitmemiş, daha verimli ve kazançlı sisteme dönülmüş olunmaktadır. Bu teknoloji yatırımlarıyla, üretim zincirindeki herkes daha anlamlı, verimli bir emek harcamış ve ülke olarak her yönden daha çok kazanmış, dünya pazarlarında söz sahibi olabilmemizi sağlamış olacaktır.”