İklim Değişikliği - Anıl Uzun Hemen Harekete Geçmemiz Gerektiğini Söylüyor?

Ben çok uzun zamandır bir iklim savaşçısıyım. Uzun yıllardır dünyayı dolaşıyorum ve dünya gözlerimin önümde bir sona doğru koşarak gidiyor. Çok seyahat eden biri olarak bana inanın ki, iklim krizinin yarattığı farkı çok açık şekilde görüyorum. Her gün dünyadaki bir yer, insanlar dahil birçok tür için yaşanamayacak hale geliyor. Şimdi harekete geçmezsek, iklim değişikliğinin sonuçları geri döndürülemez olacak.

Karbon, metan, hidroflorokarbonlar ve troposferik ozon, bizi küresel ısınmaya götüren en güçlü faktörler. Bu faktörler hava kalitesini, yiyeceği ve suyu çok fazla etkileyerek iklimimizi olumsuz yönde etkiliyor. Peki olumsuz etkiler neler? İlk olarak birçok ülke ekonomik açıdan oldukça fakirleşerek vatandaşları için daha da güvensiz hale geliyor.  İklim değişikliği doğrudan halk sağlığı, tarım üretimi gibi ekosistemler bozarak ülkelerin genel refah seviyesi çok aşağılara çekiyor.

Alınacak pek çok önlem bulunmakla birlikte geliştirilen yeni teknolojiler iklim değişikliğini durdurmaya yönelik çalışmaları destekliyor ve önlemleri artırıyor.  Ancak devletler ve şirketler, yenilenebilir enerji gibi doğaya zarar vermeyen teknolojileri benimsemekte yavaş kalıyor. Yenilenebilir enerji oldukça pratik, teknik açıdan kolay uygulanabilir ve düşük maliyetli. İklim için oldukça yararlı ve sürdürülebilir sonuçlar elde edilmesine büyük katkı sağlamakta.

İklim değişikliğini durdurmak için hemen harekete geçmeliyiz söylemini özellikle vurguluyor Anıl Uzun.

Günümüzde, endüstriyel kurumları ve insanların tüketim alışkanlıkları küresel ısınmayı körükleyerek, iklim üzerinde olumsuz ve geri döndürülemez etkiler yaratıyor.  Yükselen deniz seviyeleri, gıda güvensizliği ve azalan halk sağlığı iklim krizinin sonuçlarından pek azı.

Wikipedia’da yaptığım basit ve kısa bir araştırma sonucu iklimi etkileyen tüketim araçlarının kullanımının azaltılmasının küresel sıcaklık artış oranını hızla yavaşlatacağını gördüm. Peki bunu ülkeler ve büyük şirketler neden görmüyor?

İklim ve Temiz Hava Koalisyonu 2030 yılına kadar tüm dünyadaki metan emisyonlarını en az %40 ve siyah emisyonunu ise %70'e kadar azaltmamız için çağrıda bulunuyor. Sadece bu çağrıya uyarak, küresel ısınmayı artıran potansiyel hidroflorokarbonları 2050'ye kadar neredeyse %99,5 oranında ortadan kaldırabiliriz.

Hava kirliliği her yıl milyonlarca gebeliğin ölümle sonuçlanmasına neden oluyor ve tarım alanlarındaki kayıplar yüzünden milyonlarca insan güvenli gıdaya erişemiyor.

Öncelikli olarak tüm dünyadaki karbondioksit emisyonlarını azaltmalıyız. İkinci olarak ise, kısa ömürlü enerji kaynaklarından kurtulmalıyız. Paris Anlaşması, küresel ısınmayı 2°C'de sabitlemek üzere yeni bir hedef belirledi ancak buna bütün ülkelerin ve şirketlerin uyum sağlaması gerekiyor.

Anıl Uzun Gözünden Küresel Isınmanın Etkileri

Küresel ısınma hayatımızın birçok yönden etkiliyor. En önemli etki ise sağlığımız üzerinde. Uzmanlar genel olarak küresel ısınmanın, hastalıkları artırdığını söylemekte ve birçok ülkede iklim değişikliği sonucu, temiz su ve güvenli gıdaya erişim imkanının azaldığını vurgulamakta. Sağlık uzmanları ise küresel ısınmanın vektör kaynaklı (virüs) hastalıkları arttırdığı yönünde uyarı yapmaktadır. Fakat şimdi harekete geçersek, ısınma oranını yavaşlatabilir ve halk sağlığı risklerini azaltabiliriz.

İklim değişikliği tersine döndüğünde, sıcaklık artışı kontrol edilecek ve kuraklık ve sel olasılığı ortadan kalkabilecektir. Tarımsal üretime ısınmanın verdiği stres, ekim alanlarında düşük verime ve mahsül tahribatına neden olur. Çok seyahat eden birisi olarak ekonomileri için buğday, pirinç, mısır ve soya fasulyesi üretimine dayalı ülkelerde bulundum ve artan sıcaklıkların mahsul güvenliğini riske attığına şahit oldum.

Sel ve yangınlar, bazı bölgelerde yıllık mahsul üretiminin yaklaşık %15'ini yok etmekte ve bu oran bazı bölgelerde yüzde %15'e kadar yükselmekte. İklim değişikliğinin ekosistemler üzerindeki etkisi ve tarımsal verimlilikteki düşme insanları işsizliğe ve açlığa mahkûm ediyor. Pek çok ülkede kişi başına düşen gelir azaldığı için halk sağlığı kötüleşmekte ve yoksulluk artmakta.

Dünyanın yok olmasını istemiyorsak şimdi harekete geçmeli ve iklim değişikliğini durdurmak için sürdürülebilir önlemler almalıyız!