Gönül bu bütün güzellikleri kendinde ister. Hırs vardır birde hedeflere en kestirme yollardan kavuşmak ister. Birde sevda vardır yüreklerde, yalınız kalsa da bir başına uzaklarda, yine de futursuzca sevda sözlerini sarf eder gönlüne bir kez bile girmiş olana.
Şimdi kocaman terasları olan düblex, triplex evlerimiz vardır belki de, belki de iki kişi üç oda bir salon apartman daireleri isteriz gündelik hayattan yorulunca uzun oturmalarımız olsun diye. Bahçeler isteriz yeşili başka güzel, çiçeği başka güzel uzanıp yatmasak ta varsın olsun gibisinden. Evlerimiz, kocaman koltuklarımız, rengârenk halılarımız, geniş mutfaklarımız ama illaki balkonlarımız olmalı. Arabalarımız da klima, abs, airbag ve bilmem neler eksiksiz olmalı birde. Her şeye ya dahil olmalıyız, ya bizim olmalı veya biz istememiş olmalıyız ki hevesimiz kalmasın içimizde. Çocuklarımız bir kız bir oğlan ama en çok üç çocuklu olmalı ailelerimiz. Anne babalarımız sağlıklı ama uzaklarda, kayınvali ve kayınpeder mümkünse rahmetli olmalı. İşlerimiz yolunda, kazancımız okkalı, midemiz tıka basa dolu olmalı. Hiç kimse hakkımızı yememeli, sözümüzün üstüne söz, kaşımızın üstüne göz koymamalı bide. 
Saymakla bitmez ama hani adına biz heves, arzu ve binbirtürlü afilli laflar desekte hırsımızın omuzlarımıza binip yaptırmaya çalıştıkları. 
Ama her gün olmasa da bir gün mutlaka, o düşünülesi diye iki elin kolayca kavraya bildiği şakaklarımızı tutup, bize yemeyip yediren, giymeyip giydiren elleri nasırlı, dudaklar kuraklıklardan çatlak ve dizleri ağlılar içinde kalmış analarımızı, babalarımızı neden sığdıramadığımızı üç oda bir salon evlerimize, dört dörtlük ve en az beş kişilik arabalarımıza. Hem neden bize bir “hiç” ken her şeyi veren Yaratıcının, yetimlere öksüzlere ve fakirlere verelim diye emanet verdiği kıymetleri asıl sahibine vermekten imtina ederiz. Hem biz ne ara sevmeyi becereceğiz çarpmayı bile unutmaya yüz tutmuş yürekten. 
Yürek bu iki oda iki salon dizayn edilmiş yaratılırken, ister hırs koyun içine ister sevda. Ama unutmamalı ki hırs ta sevda da ırsi olabilir ve belki de tek mirasımız bu kalacaktır şimdi gözümüz bildiğimiz evlatlarımıza.