2018 yılında 65 yaş ve üzeri nüfus 7 milyon 186 bin 204 kişi iken, bu rakam 2023 yılında %21,4 artışla 8 milyon 722 bin 806 kişiye ulaştı. Bu artışla birlikte yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı da 2018'de %8,8 iken, 2023 yılında %10,2'ye yükseldi.

Yaşlı nüfusun cinsiyet dağılımına bakıldığında, 2023 yılında bu nüfusun %44,5'ini erkekler, %55,5'ini ise kadınlar oluşturdu. Ayrıca, yaşlı nüfusun %64'ü 65-74 yaş aralığında bulunurken, %28,1'i 75-84 yaş aralığında ve %7,9'u ise 85 ve üzeri yaş grubunda yer aldı.

Ülkemizdeki yaşlı nüfus eğilimleri, gelecek yıllara ilişkin önemli projeksiyonlarla da belirginleşiyor. Öngörülere göre, 2030 yılında yaşlı nüfus oranının %12,9, 2040 yılında %16,3, 2060 yılında %22,6 ve 2080 yılında ise %25,6 olması bekleniyor.

Bu artan yaşlı nüfus eğilimlerinin sonuçlarından biri de yaşlı bağımlılık oranında gözlemleniyor. 2023 yılında yaşlı bağımlılık oranı %15 olarak belirlenirken, 2080 yılında bu oranın %43,6'ya yükselmesi öngörülüyor.

Ülkemiz, yaşlı nüfus oranına göre dünya genelinde 184 ülke arasında 67. sırada yer alıyor. Bu sıralamada en yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla Japonya, İtalya ve Finlandiya olarak belirlendi.

Bir diğer dikkat çeken nokta ise yaşlı nüfusun eğitim düzeyi ve yoksulluk oranlarıdır. 2022 yılında, yaşlı nüfus içinde okuma yazma bilenlerin oranı %86,5 olarak kaydedilirken, yaşlıların yoksulluk oranı %21,7 olarak belirlendi.

Son olarak, yaşlı nüfusun sağlık durumu da incelendiğinde obezite oranlarında artış görülüyor. 2012 yılında yaşlı nüfusta obezite oranı %25,0 iken, bu oran 2022 yılında %28,4'e yükseldi. Ölüm nedenleri arasında ise dolaşım sistemi hastalıklarının %39,1 ile ilk sırada olduğu görülüyor.

Bu veriler ışığında, yaşlı nüfusun artan oranının toplumsal ve ekonomik yapıyı nasıl etkilediği, gelecek yıllarda alınması gereken önlemler ve geliştirilmesi gereken politikalar önem kazanıyor.