Fetullahçı Terör Örgütü'nce (FETÖ) düzenlenen hain darbe girişiminin üzerinden geçen 4 seneye rağmen şehit olan vatandaşlar, milletin hafızasında ve kalbinde ilk günkü gibi duruyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla tüm yurtta sokağa çıkan vatandaşlar, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin akamete uğramasında adeta tek yürek oldu.

TSK'ye sızan FETÖ üyeleri tarafından yapılan darbe girişiminin İstanbul'da bastırılmasında etkin rol oynayan vatandaşlardan 99'u hayatını kaybederken, en büyük can kayıplarının yaşandığı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Çengelköy, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önü ile Atatürk Havalimanı, 15 Temmuz mücadelesinin simge mekanları haline geldi.

O tarihi gece, her meslek ve yaş grubundan vatandaş, Türkiye'nin geleceği ve istiklali için canları pahasına darbecilere direndi.

Şanlıurfalı 5 çocuklu bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen 15 yaşındaki işçi Halil İbrahim Yıldırım, Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet Müdürlüğü önünde hayatını kaybetti.

Eğitim hayatını ortaokulda sonlandırmak zorunda kalan ve bir oto galeride çalışmaya başlayan Halil İbrahim, Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü önünde babasının yanında şehit oldu. Yıldırım, başarısız darbe girişiminde vefat eden en genç şehit olarak biliniyor.

Reklamcı Erol Olçok ile 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok, darbe girişiminin yaşandığı gece Altunizade'deki evinde bulunuyordu.

Darbe girişimini haber alan Olçok, kendisiyle köprüye gitmek isteyen oğluna "Evde kal." demesine rağmen, "Ben de geleceğim" şeklindeki ısrarlarına kayıtsız kalamadı. Oğluyla Kısıklı'ya giden Olçok, vatandaşları, darbecilerin yoğun olarak toplandığı köprüye yönlendirdi.

Vatandaşlarla beraber 15 Temmuz Şehitler köprüsü'ne gelen Olçok ile Abdullah Tayyip, darbeci askerlerin açtığı ateşle vuruldu. Orada hayatlarını kaybeden Olçok ile oğlunun cenazeleri, Karacaahmet Mezarlığı'na yan yana defnedildi.

Okan Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü 2. sınıf öğrencisi Mustafa Direkli, darbe girişimini öğrendikten sonra arkadaşlarıyla Sabiha Gökçen Havalimanı'na giderken kendilerini engellemeye çalışan darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu Orhanlı Gişelerinde şehit oldu.

Ev hanımı Türkan Türkmen Tekin (52), o gece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısını duyar duymaz eşiyle Esenler'deki Atışalanı Karakolunun önüne geldi. Erdoğan'ın İstanbul'a geleceğini öğrenmesinin ardından beraberindeki grupla Atatürk Havalimanı'na doğru yürüyüşe geçen Tekin, darbeci askerlerin kullandığı tankın altında kalarak yaralanması nedeniyle kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Tekin’in cenazesi, Kozlu Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Muhasebe şirketinde çalışan Sevgi Yeşilyurt (51), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbeye ilişkin açıklamasının ardından sokağa çıkarak, 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü'ne gitti. Darbeye karışan askerlerin açtığı ateş sonucu şehit düşen Yeşilyurt’un cenazesi, Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.

"Türkiye Ulu Camileri" albüm projesiyle tanınan, Yenişafak gazetesi fotomuhabiri 53 yaşındaki Mustafa Cambaz, FETÖ mensubu askerlerin açtığı ateş sonucu Çengelköy'de şehit düştü. Evinde bulunduğu sırada darbe girişimini duyan Cambaz, eşinin "gitme" uyarısına rağmen Çengelköy'e ulaştı. Çay bahçesinde arkadaşlarıyla oturduktan sonra namaz kılmak için gittiği camiden çıktığı an köprüdeki trafik akışının durduğunu gören Cambaz, silah seslerini duydu. Arkadaşlarıyla semtteki karakolun önüne gitti. Burada rütbeli bir asker, polislerden Çengelköy Karakolunu boşaltmalarını istedi. Polislerin teslim olmaması üzerine, silah sesleri yeniden yükseldi. Silah seslerini duyan vatandaşlar, karakolun önünde toplanmaya başladı.

Vatandaşlar, "Biz siviliz, siz bizim askerimiz olamazsınız." diye bağırmaya başlamasıyla askerler havaya ateş ederek, "geri çekilin" dedi. Halk geri çekilmeyince, darbeci askerler bir anda ateş etmeye başladı. Grupta yer alan Cambaz, açılan ateş sonucu göğsünden vurularak, şehit oldu. Evli ve bir çocuk babası Cambaz'ın cenazesi, Çengelköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın ağabeyi, Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. İlhan Varank (45), FETÖ mensubu askerleri durdurmak için Vatan Caddesi'ne oradan da İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bulunduğu Saraçhane'ye gitti.

Darbeci askerlerin, belediyenin başkanlık girişi önüne ateş etmesi sonucu bazı vatandaşlar yaralandı. Varank, vatandaşları siper almaları konusunda uyararak, "Burası Çanakkale'dir, burası umredir" dedi. Bu sırada, belediye binası önünde açılan ateş sonucu omzundan vurularak yaralanan Varank, yere düşmesine rağmen, çevresindeki vatandaşları, "Korkmayın, Allah büyük" diyerek onları bir arada tutmaya çalıştı. Bezmialem Vakıf Gureba Hastanesine götürülen Varank, burada şehit düştü.

Varank, Fatih Camisi'nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Şehzadebaşı Camisi Haziresi'nde toprağa verildi.

Esnaf Halil Kantarcı (37), Çengelköy Karakolunun darbeci askerler tarafından ele geçirilmek üzere olduğu haberini alır almaz çocuklarını öperek, evinden ayrıldı. Çengelköy'e giden Kantarcı, askerlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralandı. Tedavi için getirildiği Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde şehit olan Kantarcı, Kozlu Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Kardeşi Kadir Kantarcı, geride 3 yetim bırakan ağabeyinin son sözünün "Eşimi ve çocuklarımı çok seviyorum. Onları ümmete emanet ediyorum" olduğunu açıklamıştı.

FASLI CEVAD TAKSİM'DE HAYATINI KAYBETTİ

Hain darbe girişiminde şehit olanlar arasında Faslı Cevad Merrun da yer aldı.

Çalışmak için 15 Temmuz'dan yaklaşık 6 yıl önce Türkiye'ye gelen Merrun, Taksim'de seyyar satıcılık yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı üzerine gittiği Taksim'de darbecilerin ateşi sonucu şehit oldu.

İstanbul'da darbe girişiminin engellenmesinde kahramanca mücadele ederek önemli bir rol oynayan 47 yaşındaki Piyade kurmay Albay Sait Ertürk, 15 Temmuz'da Topkule 66'ncı Zırhlı Tugayı'nda görev yapıyordu. Ertürk, bazı görev arkadaşları ve emniyet mensuplarıyla gittiği tugayda askerler ve tankların dışarı çıkmasını engelledi. Burada darbeci askerlerle girdiği çatışmada şehit edilen Ertürk, ardında iki kızı ile eşini bıraktı.

Hain darbecilerin şehit ettiği en üst düzey asker olarak bilinen Ertürk'ün ebedi istirahatgahı Ankara'da Cebeci Şehitliği oldu.

Taksi şoförü Akın Sertçelik (41) darbe girişimini öğrendikten sonra eşinden istediği Türk bayrağını evinin balkonuna asarak, kimliğini yanına almadan pijamalarıyla direnişe katıldı. Beraberindeki grupla darbecilere göğsünü siper eden Sertçelik, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde halka açılan kurşunlarla öldürüldü. Üzerinde kimlik olmadan direnişe katıldığı için ailesinin "pijamalı adam" olarak başkasına tarif ettiği Sertçelik'in cenazesi Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'nda bulundu.

Darbe girişimini öğrendikten sonra babasıyla evlerinden çıkarak Atatürk Havalimanı'ndaki darbecilere karşı direnen sağır ve dilsiz Erhan Dündar (21), sabaha karşı Sultangazi Baştabya Askeri Kışlası önünde açılan ateş sonucu ağır yaralandı. Hastanede yoğun bakımda kalan Dündar, 25 Temmuz'da vefat etti.

"ŞEHİT AİLELERİ GANİMET BEKLEYEN BİR RUH İÇİNDE OLMADI"

15 Temmuz Derneği Başkanı Abdurrahman Tarık Şebik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehit aileleri ve gazilerle kardeşlik hukuku geliştirmek, hain darbe girişimini milli hafızada canlı tutmak ve gelecek nesillere aktarmak için çalışmalar yaptıklarını belirtti.

Her yıl, Türkiye'nin 50 vilayetindeki şehit aileleriyle Antalya'da kampta bir araya geldiklerini, buluşmanın ilkine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın teşrif ettiğini kaydeden Şebik, "İlk zamanlar eşini, kardeşini, babasını kaybetmiş şehit yakınlarımız bir hüzün, kaybedişin acısını yaşıyorlardı. Ailesinden bir kişinin vatanı için kendini feda etmesinden dolayı tabii ki gurur duyuyorlar ama geçen dördüncü yılda o üzüntünün, hüznün yerini bir özlem almış durumda." dedi.

Şebik, şehit ailelerinin ilk günden bu yana vakur duruşlarını koruduğunu, aralarında "Niye benim kardeşim ya da babam öldü?" diyenin yer almadığını kaydetti. Gaziler ile şehit ailelerinde "Ekmeksiz yaşanır, kolum olmadan hayata devam edilir ama vatansız yaşanmaz" anlayışının hakim olduğunu ifade eden Şebik, Çanakkale Savaşları'nda süngüsüyle düşmana koşan askerlerin hikayesini dinlediklerini, 15 Temmuz gecesi ise top mermisine ve G-3 tüfeğine karşı durabilen kahramanlara canlı şahit olduklarını söyledi.

Şebik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbe girişimi sırasında televizyonda halkı meydanlara davet etmesinin insanların cesareti artırdığını, tüm basın mensuplarının yerli/milli bir duruş sergilediğini ve FETÖ terör örgütüne karşı çıktığını kaydederek, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'dan sonra devletimizin şehit ailelerine, gazilerine babacan tavrı, alicenaplığı, yardımseverliği gerçekten yadsınamaz bir gerçektir. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, valilerimiz bize kucak açtı ve ailelerimizin yanlarında oldular. Ben şehit aileleri ve gazilerin içinde olduğu bir cümle kurduktan sonra yardım, maddi imkan ve iş hakkı gibi hiçbir kelimeyi yan yana getirmek istemiyorum. Çünkü hiçbir ailemiz, hiç kimse o gün meydana çıkarken bir beklenti içinde olmadı. Ganimet bekleyen bir ruh içinde olmadı. Niçin oradaydı? Mukaddesatına, ezanına, bayrağına, vatanına sahip çıkmak için oradaydı. Devletimiz büyük, ailelerimizin her zaman yanında fakat insanın olduğu her yerde sorunlar ve sıkıntılar olacaktır. Kahramanlarımız ganimet beklemeden onurlu bir mücadeleyi vermiştir. Biz, 15 Temmuz'dan bugüne kadar bir sıkıntıyı ele alıp da bir yere ilettiğimizde karşılık bulamadığımız olmadı."