Cumhuriyet Parkında bir araya gelen Adil Yaşam Derneği Karaman gönüllüleri ve mahkûm yakınları “af” talebinde bulundular.

Burada yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Ülkemizde adalet arayışı toplumun birinci derece önceliği haline gelmiştir. Yapılan araştırmalar, adalete güven seviyesinin %30’lara düştüğünü göstermektedir. Görevden alınan örgüt bağlantılı hâkim, savcı ve diğer çalışanların yaptıkları iş ve işlemler halen geçerliliğini korumaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklamalarına göre, başvuru yapanların yüzde 77’i adil yargılanma hak ihlali başvurularıdır.  Başvuru yapabilenlerin %52,1’inin adil yargılanmadığı ortaya konulmuştur. Adil yargılanma ihlali için başvuramayan, başvurma yollarını bilmeyen, başvuru sürelerini bilmeyen, hatta avukat dahi tutamayan o kadar gariban insan var ki, bu noktada çözüme odaklı genel af şart olmuştur.

Uygun kıdem ve liyakate sahip olmayan hâkim ve savcıların görevlendirilmesi, verdikleri hatalı kararların oranını yükseltmiştir. Genç hâkim ve savcıların bilgi ve tecrübe eksikliği kamuoyunda genel kabul görmüş çok önemli bir sorundur. Cezaevlerindeki yoğunluk bilinen bir gerçektir. Üstelik pandemi koşullarının yaşandığı günümüzde yoğunluğun devam etmesi infazı ağırlaştıran koşullar yaratmaktadır. Cezaevlerindeki yoğunluk ve pandemi nedeniyle hükümlülerin aileleriyle yüz yüze veya iletişim vasıtaları yoluyla iletişim kurması dahi büyük bir probleme dönüşmüş durumdadır. Bulundukları koşullar insan haklarına uymayan şartlardır. Mahkumlar vardiyalı şekilde yatmakta tuvalet önlerinde yerlerde yatmaktadırlar ki; bu şartlar altında hijyen ve sağlıklı yaşam hakkı ihlali oluşturmaktadır. Ceza insan onur ve haysiyetine uygun infaz edilmelidir. Ceza içerisinde cezadır bu yaşanılanlar.

Açık cezaevinde pandemi sebepli 91 bin mahkûm suç ayrımsız izine gönderilmişler, tekrar suç işlememişler topluma adapte olmuşlardır. Her insan ikinci bir şansı hak eder sözüne en iyi örnek bu durumdur ki; bir adil yargılanma hak ihlali iken şans istemekte ayrı gurur kırıcı bir durumdur.

Başta MGP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kamuoyuna yansıyan af açıklamaları Meclis’e getirilen şartlı ceza indirimi kanunun teklifi ve diğer af açıklamaları mahkûm ve ailelerini beklenti içerisine sokmuştur. Lakin 4 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen çözüm odaklı çalışma yapılmamıştır. Devletimiz şefkatini de göstermeli ki milyonlarca insanımızın devlete bağıda güçlenmelidir.

Sorun niyetindeki hususlara ek olarak, istinaf mahkemeleri onama merci görevi görmekte hatalı kararlar ayıklanamamaktadır. 5 yıl altı cezaların onayından sonra Yargıtay’a götürülmemesi ayrı bir hukuksuzluk oluşturmaktadır. Keza Yargıtay’a giden dosyaların çoğunun bozulduğu bir gerçektir.  

Balyoz, Ergenekon gibi kamuoyunca bilinen dosyalarda görüldüğü üzere, örgüt mensubu polislerin uydurma deliller ortaya koyması ve örgüt mensubu hâkimlerin hukuksuz karar verdikleri kesin bir gerçektir. Diğer dosyalarda verdikleri karaların yeniden yargılanmaya açılmaması adalette çelişki yaratmaktadır.

Her madde suçsuz yatan insanlar olduğu, iftiraya uğrayanlar delilsiz beyanlara dayalı cezalar alıp suçsuzca ceza yatanlar söz konusudur. Tutuklu ve hükümlülerle birlikte denetimli serbestlikte olanlar ülke dışında olanlar, HAGB olanlar, Yargıtay’da dosyası bekleyenler firar etmiş olanlar vb. durumda olanlar ve aileleri ülke nüfusunda azımsanmayacak sayıdadır. Ve beklentileri ortaktır.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılının gelmesi adına 2023 yılı gelmeden ortak bir uzlaşı ile af ilanı şu zor günlerde acil gerekli ve elzemdir. Tüm siyasi parti önderleri cezaevlerinde suçsuz yatanların varlığına yönelik açıklamalar yapmışlardır. Yaşanılan gerçeklikler çözüme kavuşturulmalıdır. Toplumsal barış, aile birliklerinin tekrar kurulması ekonomik canlandırma için beklentilerin ivedilikle çözüme kavuşmasını talep ediyoruz. Hiçbir suçu legalleştirmiyoruz. Önce geçmiş temizlenmelidir ve TCK sisteminde yapılacak değişiklikler ile adalet hakkını bulmalıdır. Geç gelen adalet, adalet değildir. Haksız yere bir gün bile ceza evinde kalmak insan hakları açısından kabul edilemez bir durumdur. Bu sebebte ivedilikle af çalışmalarına başlanmalı, uzulaşı ile toplumsal barış sağlanmalıdır.”