Karamanlı anne Yaşar Cüccam, doğuştan yürüme engelli kızı Ayşe Erkaraman'ı okutmak için birçok sıkıntılardan geçti.

Zorlu yaşam mücadelerinin yanı sıra gittikleri bazı yerlerden de kovalan anne Yaşar ve Ayşe, hedeflerine ulaşmak için hiç pes etmedi. Emeklerinin karşılığını alarak Kızı Ayşe'yi üniversiteye kadar okutmayı başaran anne, Karaman Gündem Gazetesi aracılığıyla Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan'a teşekkür mektubu yazdı.

Mektubuna Başkan Çalışkan'a sonsuz minnettarlarını ileterek başlayan Yaşar Cüccam, "Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Türk Dili Edebiyat Fakültesi Bölümü öğrencisi Ayşe Erkaraman’ın annesiyim. Kızım yürüme engelli. Formasyon dersleri başladı. 2 ay üniversiteye gelecektik ve tek sorun belediye otobüslerinin okula girmemesiydi. Allah sizden çalışanlarınızdan özellikle Mehmet Çardak, İsmet Çavuş, Nuri Çavuş beyden razı olsun. Kızımın bu problemini çözdüler. Sadece ders saatlerine göre otobüs artık üniversiteye giriyor." dedi.

Anne Cüccam mektubunun devamında ise hayat hikayesini anlattı. Kızının okuması için çok ağır bedel ödediğini belirten Cüccam, şunları aktardı;

"İlkokula sırtımda taşıdım. Okuldan kovdular, “adresleri öğrensin yeter git evinde öğret” dediler. 8 yıl kızımın ilkokulunda temizliğe yardım ettim, çay demledim, hep yanında olmaya çalıştım. Liseye başladıktan sonra da koskoca okulda bana, “ders saatlerinde bekleyecek yer yok” dediler. Valiliğe çıktım. Vali bey ve Milli Eğitim Müdürü okula gelerek Ayşe’mi ziyaret ettiler. Bana da çok güzel bir oda tahsis ettiler. Öğle yemeklerimizi orada yedik.

Lise son sınıfa gelince başımıza çok kötü olaylar geldi. İki tane evimiz, 3 işyerimiz gitti. Babası, “herkes başına geleni çeksin” dedi. Evli çocuklu Jandarma komutanı oğlum başına geleni çekebilir, ben bir yerlerde çalışıp yapabilirdim, ya Ayşe? Yürüme engelli bir çocuk bunu yapamaz. Kuşlar nasıl yavrularını kanadına alırsa, bende kızımı aldım. Canhasan köyünde annemin evine gittim. Annem öleli o zaman 5 yıl olmuştu. Etraftaki komşuların bir kısmı vefat etmiş, bir kısmı yeni evlere taşınmış. Evin çatısına tilkiler, fareler, böcekler yuva yapmıştı. İşte biz o eve oturduk.

Kızım Ayşe, bir yandan taşımalı servisle son sınıfı okuyor, diğer yandan da üniversite sınavına hazırlanıyordu. Fizik tedavimizde devam ediyordu.  Kış geldi çattı. Ben sobada çalı ve tezek yakıyordum. Bir gün bir baktım ki 1 ton kömür gelmiş sosyal yardımlaşmadan zannetmiştim çünkü oralara hep başvurmuştum. Meğerse Sevgi Yumağı’nın sahibi Serpil hocam göndermiş. O anki mutluluğumu hiç anlatamam. Takdir edersiniz ki Ayşe, 160 metrekare kaloriferli evden köye gidince eşiklerde çok zorluk çekti. Sobayı yaktık mı kokusundan rahatsız oluyordu, bana “bütün bu zorlukları yeneceğim anne” derdi. Sosyal yardımlaşmadan bakım aylığı aldığım için başka hiçbir yardım alamadım. Dokuz ay köyde, komşuların, halamın çocuklarının yardımlarıyla geçindik. Sonra oğlum bize küçücük bir ev aldı. İçine yeni eşyalar aldı. Annesini ve bacısını korudu. Allah’ta benim yavrumu korusun.

Allah’ıma bin şükür kızım ilk tercihini kazandı. Ben bir hata yaptım. Üniversiteyi yarım bıraktım. Bana “senin yarım bıraktığını ben tamamlayacağım” demişti. Bir birimize söz verdik. Besmeleyi çektik, çıktık yola. Bir baktık ki bizim aylık, üniversite öğrencisine, bir evin geçimine hiç yetmiyor. Bir kafeteryada başladım çalışmaya. Çalışma saatlerini kızımın ders programına göre ayarladılar. Sadece dersteyken ben çalışıyordum. Çünkü dışarıya çıkınca başının çaresine bakacak durumda değil. Sınıfta arkadaşları çok sahip oluyorlar. Onlar koca yürekli hocalar olacaklar inşallah. Bize yardım eden Bifa vakfına, öğretmen Fahri Beye, arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Yaz tatillerinde de sabah çok erken saatlerde bir çay bahçesinde kızım uyanana kadar temizliğini yapıyorum. Belediye Başkanım bazı problemlerde desteğe ihtiyacım oluyor. Okul başladı belediye otobüsleri bizi kapıda bıraktı. Havalar çok sıcak, Edebiyat Fakültesi ile indiğimiz yerin arası çok uzak. Kızım çaresizce bir yola baktı birde bana. O anda yüreğime sanki bir çakırdikeni battı. Bir şekilde sınıfa ulaştık. Belediyeyi aradım hep birlikte olup bize çözüm aradılar. O gün eve gelirken Belediye Başkan Yardımcısı özel aracını gönderdi. Ben anladım ki biz yalnız değiliz. Şu anda da ders saatlerimize göre araçlar bizi bırakıyor. O dikeni siz ve arkadaşlarınız çıkardı. Kanayan yarama merhem oldunuz. İnanıyorum ki kızıma ileriki zamanlarda da yardım edeceğinize. Beni yarım kalmışlarımı tamamlamada yalnız bırakmadığınız için bin kere teşekkür ediyorum. Ayrıca üniversite hocalarımızdan İdris hocama, Mert hocama, Onur hocama, ve ismini hatırlayamadıklarıma çok teşekkür ediyorum. Hep benim ve kızımın yanında oldular. Hızır aleyhisselamda sizlerin yanında olsun."