Baştuğ, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında; “Bugün açıklanan Aralık ayı enflasyon oranları ile birlikte (TÜFE: 1.25, ÜFE: 2,36 ) 2020 yılına ait enflasyon oranları da belli oldu. Enflasyon oranı yıllık bazda TÜFE’de 14.60, ÜFE’de 25.15 olarak gerçekleşti. Maaş zamları açısından 2020 yılının ikinci altı ayında %4 zam alan kamu emekçileri ve emekliler için %4,36’lık enflasyon farkı oluştu. Bu durumda enflasyon farkı ile birlikte maaş zammı %7,36 olarak gerçekleşti.

Yeni Ekonomi Program adı altında açıklanan Orta Vadeli Program’da, Bütçe Kanununda ve Kalkınma Planlarında son yıllarda kes kopyala yapıştır mantığı ile enflasyon tahmini %5 olarak belirlenirken 18 yıllık AKP iktidarında enflasyon tahmini yalnızca 2003-2004-2005-2009-ve 2010 yıllarında tuttu.

Son 5 yıla baktığımızda enflasyon hedeflerinde sapmanın devam ettiği 2016 yılı dışında maaş artışlarının enflasyon oranının altında seyrettiği görülmektedir. 2018 yılında finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmayla başlayan ekonomik krizin emekçilerin üzerinde yarattığı yıkım devam ederken, geçtiğimiz yıl ilan edilen ve halen devam eden pandemi süreci emeği ile geçinen insanları işsiz bırakmış ya da kısa çalışma ödeneğine mahkum etmiştir. Çalışan kesim açısından ise satın alma gücünün her geçen gün düştüğü bir seyri beraberinde getirmiştir.

Açıklanan enflasyonla yaşadığımız hayat pahalılığının örtüşmediği ortada olup, siyasi iktidar tarafından açıklanan birçok veride olduğu gibi enflasyon verilerine de güven oranı düşüktür.

2021 yılı asgari ücret %21.56 oranında artırılarak 2.825,90 TL’ye yükseltilirken kamu emekçileri ve emeklileri yeni yılı %3’lük maaş artışı ile karşılamaya hazırlanıyor. Açlık sınırı altında ücret alan Asgari ücretlileri enflasyona ezdirmedik açıklaması yapan siyasi iktidar kamu emekçilerine %3’lük zamla ilgili kamuoyuna hangi açıklamayı yapacağı günün merak konusu olacağa benziyor. Asgari ücret artışının %21,56 olarak gerçekleştiği 2021 yılında kamu emekçilerine 3+3 zammın yürürlükte olması ve siyasi iktidarın enflasyon tahminlerine göre belirlenen maaş artışlarının enflasyon oranının tahmin edilenden 3 kat fazla gerçekleştiği bir süreçte sabit kalması kabul edilemez.

SİYASİ İKTİDARA ÇAĞRIMIZDIR!

- Biran önce toplu sözleşme masası kurulmalı, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaş artışları toplu sözleşme ile belirlenmelidir.

- TÜİK Emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı bir anlayışla TÜİK yeniden yapılandırılmalıdır.

- Emekçilerin tüketmek zorunda oldukları mal ve hizmetlerden ayrı bir enflasyon sepeti oluşturulmalı, oluşturulan sepet üzerinden hesaplanacak enflasyon oranları üzerinden emekçilerin reel kayıpları giderilmeli maaş/ücret artışlarında bu oranlar esas alınmalıdır.

- TÜİK yönetiminde sendika temsilcileri yer almalı, enflasyon hesaplamaları şeffaflığa kavuşturulmalıdır.

- Kamu emekçilerinin en düşük maaşı yoksulluk sınırına çekilmeli, en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilmelidir.

- Emekçilerin maaş ve ücretlerinden asgari ücret kadar tutar vergiden muaf tutulmalı, asgari ücret için devlet tarafından prim desteği sağlanmalıdır.

- Yoksulluk sınırı rakamları birinci vergi diliminden vergilendirilmeli, birinci dilim %10’a çekilmelidir.

Büro Emekçileri Sendikası olarak, insanca yaşanabilecek bir maaş/ücret için taleplerimizi bir kez daha sıraladık. Taleplerimiz için mücadele kararlılığımızı yeni yılda da sürdürmeye devam edeceğiz.

Siyasi iktidarı ve yandaş medyayı bir kez daha uyarıyoruz; enflasyon farkı zam değildir, zam olmadığı gibi reel kayıplarımızı karşılamaktan çok uzaktır.

Gerçek olan kamu emekçilerinin ve emeklilerinin 2021 yılı için %3+%3 zamma mahkûm edilmeye çalışıldığıdır.

Mahkûm olmayacağız!

Kabul Etmeyeceğiz!

Mücadele Edeceğiz!

Biz Kazanacağız!

Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” dedi.