Şehirlerin anası olarak kabul ettiğimiz Mekke, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dünyaya teşrif ettikleri mukaddes bir şehir olduğunu ifade eden Başkan Çağlayan; “Mekke'nin fethi, tevhit mücadelesinin şirke karşı bir üstünlüğü, zaferi, galibiyeti anlamına gelmektedir. Sadece bir şehri ele geçirmek değil o şehirde hâkim olan anlayışın tasfiyesi anlamına gelir.” İfadelerini kullandı.

İslamiyet’in zarafetine değinen Çağlayan; “Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v.), dört koldan Mekke'ye giren ordu komutanlarına talimat vererek, kesinlikle hiçbir cana kıyılmaması ve öldürülmemesini istemiştir. Hatta Peygamber Efendimiz, bu dört birlikten birinin başında olan ensardan Sa'd bin Ubade'yi, 'Bugün artık savaş günüdür' şeklindeki sözünden dolayı görevden alarak, oğlu Kays bin Sa'd'ı getirmiştir.” Bilgisini verdi.

Mekke'nin fethini Hudeybiye Antlaşması sayesinde daha kolaylaştığını söyleyen Çağlayan; “Bu antlaşma ile İslamiyet'in diğer kabile, topluluk ile devletlere yayıldığına ve Müslümanların, Arap Yarımadası'nda bir güç olarak kabul edilmiştir. Mekke'nin fethinden sonra kabileler onlarca, yüzlerce heyetler göndererek İslam'ı kabul etmişlerdir. Medine ile birleşmek istediklerini beyan etmişlerdir. Bu şekilde İslamiyet, Arap Yarımadası'nda yayılmış oldu." İfadelerini kullandı.

Başkan Çağlayan; “Zulüm ve eziyet müşriklerin işidir. Sevgi, merhamet ve adaletli olmak Müslüman'ın işidir. Hazreti Peygamberimiz zulüm nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığı Mekke'ye 10 bin askerle gelip, 'Bir kişinin burnu bile kanamayacak' diye talimat verecek kadar merhametlidir. İşte bizde Müslümanlar olarak fetih şuurunu anlamamız gerekir.” İfadelerine yer verdi.