Moderatörlüğünü Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın’ın yaptığı ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akgül, Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alaattin Uca ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Hüseyin Akkaş’ın konuşmacı olarak katıldığı panele KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül, il ve üniversite protokolü, KMÜ personeli ve çok sayıda davetli katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panel KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül’ün açılış konuşması ile devam etti.

“15 Temmuz, milli iradenin şahlandığı önemli dönüm noktalarımızdan birisidir”

Rektör Akgül, 15 Temmuz’un 250’yi aşkın vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve milli iradenin şahlandığı önemli dönüm noktalarından birisi olduğunu vurgulayarak, “15 Temmuz'u çeşitli vesilelerle anmak; genç nesillerimize demokrasi kültürünü aşılamak açısından olduğu kadar, ülkemizdeki gizli tehditleri gün yüzüne çıkarmak açısından da önem arz etmektedir. Her dönem çeşitli saldırılara ve tehlikelere açık olan milletimiz, hem dirayetli yöneticileri hem de kahraman vatan evlatları sayesinde tüm tehditleri bertaraf etmesini bilmiştir. 15 Temmuz da milletimizin yaşadığı hain bir girişim olup aziz milletimiz bu girişimi canı pahasına da olsa muvaffakiyetle aşmıştır. Bugün düzenlenen bu panelin, her birimiz için yeni ufuklar açacağına, 15 Temmuz'un nedenlerine ilişkin farkındalık oluşturacağına inanıyorum. 15 Temmuz şehitlerimizle birlikte tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Açılış konuşmasının ardından panele geçildi. Panel Yöneticisi Prof. Dr. Mustafa Aydın, 15 Temmuz’un çok ciddi bir olay ve önemli bir gün olduğunu belirterek, “Panelimizi 15 Temmuz’u anmaktan çok anlamak için düzenledik.” dedi ve paneli ilk konuşmacı ile başlattı.

“Darbeler Türk modernleşme tarihi içerisindedir”

Panelde ilk olarak söz alan Prof. Dr. Mehmet Akgül, ‘FETÖ Hareketinin Tarihsel Süreç İçerisinde Oluşum ve Gelişimi’ konusuna değinerek şunları söyledi: “Tarihsel süreç içindeki gelişmelere baktığımız zaman darbeler Türk modernleşme tarihi içerisindedir. Darbeler, Tanzimat dönemi ile başlayan modernleşme süresi içerisinde gerçekleşmeye başlamıştır. Nurcular din dilini ele geçirerek yarı batıcı yarı geleneksel bir tavır sergilemişlerdir. Devleti ele geçiremeyeceklerini anladıkları için fertleri ele geçirmeye başlamışlardır.  FETÖ’cüler gençleri ailelerinden kopararak beyinlerini yıkamışlardır. FETÖ’cülerin gizli dindarlıkları sapkınlığa adaydır. Kendileri olarak var olamamışlardır ve hiç birisi hakkıyla İlahiyat Fakültesinden mezun olmamıştır. Abilik, ablalık düzeneği ile dini ve dış dünyayı iyi değerlendiremediler.”

“FETÖ, Türkiye projesini aşan bir ABD oluşumudur”

Panelin ikinci konuşmacısı olan Doç. Dr. Alaattin Uca, ‘Türkiye’de Darbeler Tarihi ve 15 Temmuz Kalkışması’ konusunda açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Uca, “Darbe, seçilmiş hükümete dışarıdan müdahale edilerek hükümetin devrilmesidir. Darbe yapan gruplara ise cunta denir. Darbeyi eğer askerler yaparsa askeri darbe denir. İhtilal ve darbe birbirinden farklı kavramlardır. İhtilal halk hareketidir fakat darbelerde halk hareketi yoktur. Meclis açılıyor, Cumhuriyet ilan ediliyor, Cumhuriyet Halk Partisi kuruluyor ve daha pek çok olay sırayla devam ediyor. 1923 yılından 1960 yılına kadar hiç darbe gerçekleşmiyor fakat sonra darbedeler dönemi başlıyor. 27 Mayıs 1960 darbesi ile başlayan dönem 1971 Muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997’de postmodern darbe, 27 Nisan 2007’de E-Muhtıra, 17- 25 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 kalkışması şeklinde devam ediyor. FETÖ, Türkiye projesini aşan bir ABD oluşumudur. FETÖ, insanları dini objeler üzerinden istismar etti. 15 Temmuz günü ise Türk milleti İstiklal Marşı’ndan aldığı ilhamla gövdesini siper etti ve bu kalkışmayı durdurdu.” şeklinde konuştu.

“15 Temmuz, küllenen medeniyetin doğuşunu ifade eder”

Doç. Dr. Hasan Hüseyin Akkaş ise ’15 Temmuz Kalkışmasının Biyopolitiği’ konusunu ele alarak şunları söyledi: “15 Temmuz, Türk milletinin hayallerini söndürmeye çalışan bir kalkışmadır. Çevrelerinden koparılan gençlerin nasıl kullanıldığının da göstergesidir. Genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Tarih bilinci eksik olan gençlerin bu çevrelere girmesi kolay olur. Kişi kendini bilmeye yönlendirilmelidir. Adaletten liyakata kazanılan değerlerle devlet ve kurumları kurumsallaştırılmalıdır. 15 Temmuz kalkışması karşısında Türk milletinin dik duruşu küllenen medeniyetin doğuşunu ifade eder.”

“Türkiye’de elli beş yıl içerisinde beş darbe oldu”

Panelistlerin konuşmalarının ardından kısa bir değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Mustafa Aydın, 15 Temmuz’un diğer darbelerden farklı ve özel bir darbe olduğunu belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1920 yılında kuruldu. 1960 yılına kadar geçen kırk yıllık süre içerisinde hiç darbe olmadı fakat sonrasında elli beş yıl içerisinde beş darbe oldu. 15 Temmuz öncesi yapılan darbeler iktidar değişikliği için yapıldı ve hiç birisinde Meclis bombalanıp insanlar şehit edilmedi. Bu; Türkiye’yi kaosa sürüklemek için yapılan çok büyük ve ülke için önemli bir olaydır.” dedi.

Panel, konuşmaların ardından plaket takdimi ve Karaman Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin hazırlamış olduğu ‘15 Temmuz’ konulu serginin gezilmesiyle sona erdi.