Toplum Ruh Sağlığı Merkezi personeli tarafında kurulan stant da vatandaşa bilgi verilip, bilgilendirme broşürleri dağıtıldı. Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Danışanlarının, Halk Eğitim Müdürlüğü öğretmenleri eşliğinde yaptıkları ahşap boyama, takı figürleri, el işi faaliyetleri ve resim çalışmalarından oluşan eserler de stant da gösterime sunuldu.

TRSM danışanlarından F.Y şizofreni tanısı ile dokuz yıl tedavi gördüğünü belirterek “ TRSM ye gelmeden önce intihar ve şiddet eğilimlerim vardı. Toplum içine çıkamıyordum. Toplum Ruh Sağlığı Merkezine başladığım tarihten itibaren yavaş yavaş gelişme kaydettim. Artık düzenli bir yaşam tarzım var kalabalık ortamlara rahatlıkla girebiliyorum. Olumsuz düşüncelerimden kurtuldum. Yaşam kalitem yükseldi . TRSM ekibine çok teşekkür ediyorum.” dedi.

TRSM Sorumlu hekimi Psikiyatri Uzmanı Uzm.Dr.Elif Nurgül Sungur Şizofreni hastalığı hakkında bilgiler aktardı “ Kişilerin duygu, düşünce ve algılamalarında bozukluklara yol açan, davranışlarına etki eden, gerçek olmayanla olanı ayırt etmekte güçlük yaşadığı, içine kapandığı, genellikle de yaşam boyu devam eden bir hastalıktır.

Şizofreni bir beyin hastalığıdır. Her 1000 kişiden 4’ünde şizofreni görülür. Türkiye’de bu tanının üç yüz binden fazla kişide olduğu düşünülmektedir.

Şizofreni tanılı kişilerin işlevselliği ve kişiler arası ilişkileri de bozulur,  bu nedenle kendileri dışında, aileleri ve çevresindeki kişilerin yaşamı da etkilenir. Bu hastalar, hastalığının seyrine göre kendilerine bakımda, iş bulmakta, toplumsal yaşama katılmakta zorlanabilir. Toplumda bilinenin aksine hastalığının atak dönemlerinde bile şizofreni tanılı kişilerin büyük kısmının şiddet içerikli davranışları olmamaktadır, bu hastalara uygun tedavi ve destek sağlandığında kendi işlevselliği üzerine ve toplum içinde yaşama uyum sağlayabilmektedir, bazıları normal yaşamına da devam edebilmektedir. Bu sergilerde gördüğümüz, kendi ürettikleri ürünler de buna bir örnek olabilir. Bu hastaların toplumsal faaliyetlerin içinde olması tedavinin de bir parçasıdır. Şizofreni hastalarımız toplum içinde yer alabilmelidir.” dedi.