Eğitim Bir Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu Çözüm sürecinin milletin projesi olduğunu belirterek, “Süreç mutlaka devam etmelidir. Ancak süreci sadece bazı kesimlerin sahiplenmesini doğru bulmuyoruz. Çözüm süreci milletin süreciyse bütün millet o sürecin içine dahil edilmelidir. Sadece birileriyle görüşülüyormuş algısının ortaya atılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.

Geçtiğimiz haftalarda 4’üncü Olağan Genel Kurulunu gerçekleştiren Eğitim Bir Sen Manisa Şubesi kongre sonrası ilk İl Divan Toplantısını Manisa Öğretmenevinde gerçekleştirdi. Toplantıya Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Önal, Eğitim Bir Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu, sendikanın ilçe temsilcileri katıldı.

YENİDEN AYAĞA KALKMAK MECBURİYETİNDEYİZ

İl Divan Toplantısının açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu, “Biz değerlerimizi önemsiyoruz. Değerlerimiz için yaşıyoruz ve bu değerlerimizi kimsenin ayaklar altına almasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bu yüzden sendikacılık yapıyoruz. Milletimize, memleketimize ve medeniyetimize hizmet ediyoruz. Millet iradesinin sendikacılıktaki adı biziz. Çağın dertlerine deva olacak, insanlığa huzur ve sükun verecek gelişme ve değişmeyi gerçekleştirecek ferasetin gösterilmesi gerekiyor. Bunun için kendimizi, iç benliğimizi bu hedefe göre yeniden uyarlanması, kodlanması, ayarlanması lazım. Bunun başlangıcı ise kendi ilkelerimize, kendi medeniyet değerlerimize yapışmak ve geliştirmektir. Kaybettiğimiz ve hep o yüzden de kaybeden konumunda olduğumuz ruh zenginliğimizi, ahlaki disiplinimizi eğitim ile okulda, evde, toplumda yerleştirmek, sevgi, bağlılık, fedakarlık reflekslerimizi geliştirmek bizim idealimiz olmalıdır. Biz yeniden ayağa kalkmaya mecburuz ve yeniden ayağa kalkmaya muhtacız. Çevremize baktığımız zaman buna mecbur olduğumuzu apaçık görüyoruz. Düşmanların İslam toplumlarına reva gördüklerine baktığımızda bunu görüyoruz. Zalimlerin birbiriyle zulümde yarıştıklarını gördüğümüzde bu kalkışa mecbur olduğumuzu görüyoruz. Müslüman ve mazlum toplumların çektikleri çileyi duydukça, gördükçe, ideallerimizle kuşanmamız gerektiğini görüyoruz. Bu vazifeden bu sorumluluktan kaçamayız. Hiç bir şey olmamış gibi yerimizde duramayız. Biz bu huzurlu ve güçlü toplumu elbette ki kurarız. Yeter ki o idealle kuşanalım. Nasıl ki geçmişte başardık, yine başarırız. Bizler hiçbir zaman fitne ve fesada, anarşi ve teröre karışmadan yüksek ahlakımızla ideal toplumu ihya ve inşa etmeye çalışacağız” dedi.

KÜRESEL OYUNLAR

Türkiye’nin üzerinde son bir yılda küresel oyunlar oynandığına dikkat çeken Sofuoğlu, “Bir yılda ülkemizde 3 defa küresel operasyona kalkışıldı. Taksim Gezi Parkı eylemleri, 17 Aralık Operasyonu ve 6-7 Ekim olayları. Bu 3 operasyonda da küresel güçler kaybettiler. Ülkemizin sağduyu ve feraset sahibi insanları buna fırsat vermedi. Bundan sonra da vermeyecektir. Bizim bu tür operasyonlara karşı daha uyanık olmamız lazım. Birileri bu ülkeyi 90’lı yılların puslu havasına çekmek istiyor” şeklinde konuştu.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreciyle ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Sofuoğlu, “Çözüm sürecini ebedi yurttaşlık ve kardeşlik için destekliyoruz. Çözüm süreci kamu güvenliğinin alternatifi değil, partneridir. Faşizanlığa hayır diyor, ırkçılığı reddediyor, yeniden ‘Büyük Türkiye’ diyoruz. Çözüm süreci milletin projesidir ve millete aittir. Süreç mutlaka devam etmelidir. Ancak süreci sadece bazı kesimlerin sahiplenmesini doğru bulmuyoruz. Çözüm süreci milletin süreciyse bütün millet o sürecin içine dahil edilmelidir. Sadece birileriyle görüşülüyormuş algısının ortaya atılmasını doğru bulmuyoruz. Hangi etkin unsur varsa bu sürece dahil edilerek kardeşlik sürecinin devam ettirilmesi gerekir. Irkları tokuşturarak kalite arayan bir zihniyete sahip değiliz. Irkçılığı reddediyoruz. Irkları tokuşturarak kalite aranmaz. Kalite takvadadır. Telafer, Şam ve Halep’ten gelenler her ne kadar Türk halkının kardeşi ise Kobani’den gelenlerin de ayrıma tabi tutulmadan aynı şekilde kardeş olduğunu kabul ediyoruz. İllegal yapıların karşısında milletin yanındayız. Küresel oyunları bozup dik durmaya devam edeceğiz. Şimdi diriliş vakti. Milletin iradesine dokunan bütün yapılar alaşağı edilmelidir. Gezi, 17 Aralık ve Kobani olaylarını yürüten bir üst akıl var. Gezi ve 17 Aralık millet iradesine kalleşçe bir saldırıdır. Taşeron örgütlerin karşısında küresel oyunların dışında olmaya devam edeceğiz. Kobani’yi bahane ederek 127 okulu yakanlar, Kürtleri, Kürt çocuklarını cezalandırdılar” dedi.

KARMA EĞİTİM MECBURİYETİ KALDIRILMALI

Sendikaları tarafından hayata geçirilen ‘Her sınıfın bir yetim kardeşi var’ projesine tüm üyelerin destek vermesi çağrısında bulunan Sofuoğlu karma eğitim mecburiyetinin de kaldırılmasını istedi. Sofuoğlu şunları söyledi:

“28 Şubat dayatması Karma eğitim mecburiyetine hala bir çözüm bulunmadığının altını çizen Sofuoğlu, “Biz karma eğitimin kaldırılmasını değil, karma eğitim mecburiyetinin kaldırılmasını istiyoruz. Karma eğitim mecburiyeti kaldırılsın derken bir dayatmadan vazgeçilmesini istiyoruz. İnsanlar çocuklarını istedikleri yerde eğitime göndermekte seçme hakkına sahip olsun istiyoruz. Bizim talebimiz bu. İsteyen kız, isteyen erkek, isteyen de karma eğitim veren okula çocuğunu göndersin diyoruz. Demokratik bir taleptir. Bu aynı zamanda Anayasaya ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine uygundur çünkü çocuk 18 yaşına kadar velisinin kontrolündedir.”

DİN DERSİ OKUL ÖNCESİNDEN BAŞLATILMALI

Sofuoğlu konuşmasında ayrıca din dersinin okul öncesinde başlatılması için talepleri olduğunu belirterek, “Avrupa’da din eğitimi okul öncesinde başlar ve derslere papazlar girer. Biz de 4’üncü sınıfta başlıyor. Neden olduğunu hala anlamış değiliz. Biz de din derslerinin okul öncesinde verilmesini talep ediyoruz” dedi.