Cihannüma Karaman Şubesi tarafından düzenlenen Pazar Sabah Namazı Buluşmaları devam ediyor. Bu haftaki sohbette En güzel savunma taarruzdur konusu işlendi. Aktekke Camisinde eda edilen namaz sonrası Hatuniye Medresesine geçildi. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program KMÜ İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nasseruddin Mazheri’nin sohbetiyle devam etti. Nasseruddin Mazhari Konuşmasında;

EN GÜZEL SAVUNMA TAARRUZDUR
Şimdi size Müslümanların stratejisini değiştiren bir hadisi şerif nakledeceğim. Müslümanlar Hendek savaşına kadar hep müdafaa stratejisini izlediler. Daima onlar hücum ediyor, baskın yapıyor Müslümanlar da onların önünü almak için uğraşıyorlardı. Bildiğiniz üzere hicri ikinci senede Bedir savaşı, üçüncü senede Uhud savaşı beşinci senede de Hendek savaşı cereyan etmiştir. Hatta Hendek savaşında bile Medine’nin etrafında çukur kazdılar ve böylece kedilerini savundular. Ama Müslümanların sabrı taştığında Hz. Peygamber (s.a) bu hadisi şerif ile savaş stratejisini tamamen değiştirip İslam ordusu için ondan sonra yepyeni bir dönem başlamıştır: ".ْْ مِهْيَلِإْ ْ ير ِسَنْ ْ نْحَنْ،اَنَ ز ون ْغَيْلاَوْْْ ز وه م ْغَنَْْ "الآن “Şimdi biz savaşı başlatacağız, biz üzerlerine yürüyeceğiz” 

Artık Müslümanlarında sabrı tükenmişti. Bundan daha fazla onların yağmalarını, terör faaliyetlerini bekleyemezlerdi. Terör örgütlerinin mahiyeti dün de bugün de aynıdır. Teorik ve pratikte asla bir değişiklik görünmemektedir. Zamanın değişmesiyle savaş malzemelerde, silahlarda değişiklik görünse de mahiyet açısından terör ve kargaşa çıkaran örgütlerde hiçbir fark görünmemektedir. 

Ama bunu bilmemiz lazım ki teröristlerin ve Müslümanların hücumu arasında büyün ciddi fark vardır. Müslümanlar asla arazi, mal mülk elde etmek için hücum etmezler. İnsanlara zülüm etmek için, kadınların ırzına geçmek için, çocukları, yaşlıları katletmek için savaşmazlar, hücum etmezler. Hz. Peygamberin bu konudaki tavsiyeleri bilinen bir husustur.  Hz. Peygamber (s.a)’in daha sonraki gazveleri ve seriyyeleri hep hücum ile olmuştur. Hz. Ali (r.a)’nin çok meşhur bir sözü vardır bu konuda. Bazı alimler bu sözü merfu hadis olarak tanıtsa da en doğrusu bu söz Hz. Ali’nin sözüdür. Cihat ile ilgili uzun bir hutbeden sonra şöyle buyurur Hz. Ali: “evlerinin diplerinde (yani yaşadıkları yerlerde, meskûn oldukları yerlerde) savaşılan kavim zelil olmaya mahkûmdur” 

(ذلواْإلاْدارهمْعقرْفيْقومْغزيْ )قالْعلیْرض:ْما

Yani düşmana fırsat verip te evlerine kadar onların gelmelerini beklerlerse o zaman alçak duruma düşerler. Yılan hangi delikten başını çıkarırsa oracıkta başını ezmek lazım, yoksa emniyetsizlik ve güvensizlik memleketin her tarafını sarar. Batı dünyası bu stratejiyi dikkat ile yıllarca uygulamış ve uyguluyordur. Her tarafta onların adına savaşan, onların askeri ve ekonomik amaçlarına hizmet eden insanlar vardır. Bunu hiç çekinmeden de itiraf ediyorlar. Yapmadıkları zaman da terörün evlerine kadar gelebileceğini çok iyi biliyorlar. Bundan dolayı dünyanın en uzak yerlerine gidip düşmanlarına karşı paralı asker ve elemanlar besliyor.

Sadece şer unsurlarını yerinde ve zamanında yok etmek için hücuma geçerler. Bu da en güzel müdafaadır. Bu savaş stratejisini, faydalarını artık her millet kabul etmiştir. (Offence is the best defence) derler İngilizler. Bu zarbı masal hemen hemen bütün dillere geçmiştir. Öyle yapılmazsan gelip hançeri kalbine saplarlar. En kritik, en kalabalık yerlere saldırırlar, emniyeti bozarlar, fitne ve fesat çıkarırlar. 

Sivil halkı, en mukaddes mekânları bile hedef alırlar. Camileri, hatta mezarlıkları bile hedef alırlar. Cenazelerin defni sırasında bile patlama yapıp onlarca masum insanı şehit ettiler. Nitekim son 4 ayda Afganistan’da 10 camiyi hedef alıp onlarca namaz kılan masum insanları şehit ettiler. Mermileri bittiğinde ise bıçak ile insanları kestiler. Bu cinayetler bir Müslümanın işi olabilir mi? İslam adına savaşıp İslam’ın yüz karası olan bu caniler yok olmayı hak ediyorlar. Hep emperyalist ve zorba ülkelerin amaçlarına hizmet edip dünyaya İslam ve Müslümanlığı vahşet ve şiddet olarak tanıtmışlardır. Binlerce insanı dinden imandan soğutmuşlardır.  

Dolayısıyla tecrübe edilmiş örgütleri bir daha tecrübe etmek akıl işi değildir. Hz. Peygamber (s.a) buyurur ki: “Müslüman bir delikten iki kere ısırılmaz”.  

Terör örgütlerini eğilişiْ yılanın eğilişine benzer. Asla kanmamak lazım. Çünkü yılan ısırırken kendini eğer.  

Terör örgütleri ile barış ile sulh ile yalvarış ile yaklaşmak en büyük hatadır. Afganistan’da bunu on yıllardır denedik. Çok aksi sonuçlar verdi. Çünkü acımayı, merhamet göstermeyi onlar zaaf olarak görürler ve daha da azarlar.  

İslam ordusu güçlendiğinde Medine’den yaklaşık çok uzaklara, yüzlerce hatta bazen binlerce km. uzaklara kadar savaş için gidiyorlar ve düşmanlarının gönlüne korku salıp geri dönüyorlardı.  

Hz. Peygamber’in bu hücumları uzun vadeli güzel sonuçlar verdi. Nitekim Küreyişleler Müslümanların gücü gördükleri zaman anlaşmaya ve boyun eğmeye de çabuk yeltendiler. Tarihi gerçekler bunun şahididir. Başları ezildiğinde kendilerine gelirler. 

Irak, Süriye, Yemen ve diğer ticari yolları kesilince müşrikler anlaşmaya ve boyun eğmeye başladılar. 

Medine artık güvenli yer haline geldi bu stratejiden sonra… artık Müslümanların gözü arkada kalmıyordu bir yere gittiklerinde… Çünkü içerde Müslümanlar arasında kardeşlik bağı kurulmuştu. Medine’nin etrafında olan diğer kabileler ile de barış anlaşması yapılmıştı. Medine artık güvenli bir kale haline gelmişti. 

Hücum stratejisin bir başka faydası da istihbaratın güçlü ve sağlam teşkilata sahip olması ile sonuçlandı. Artık münafıkların, kafirlerin ve bütün düşmanların haberi an be an Müslümanlara ulaşıyordu. bu hususu kanıtlayan en güzel delil ise Müslümanların asla aniden düşmanları tarafından bastırılmadılar. Tam aksine Müslümanlar düşmanlarını defalarca ani bir şekilde yakaladılar ve yok ettiler. Bunun örnekleri siyer de çoktur. 

Yahudilerin askeri gücü bu sayede kırıldı. Onlar anlaşmayı bozmalarından dolayı Müslümanlara karşı ikinci cepheyi açmışlardı. Dolayısıyla Mekke fethinden önce bunların bitirilmeleri gerekiyordu.  

Program yapılan dua ile sona erdi.