Seni yazmak, seni anlatmak bize düşmez ama yazmadan da edemeyeceğim.

Her fani gibi senin de bir gün bu dünyadan göç edeceğini

Bu göçün normal bir gidiş olmayacağını az çok kestirebiliyorduk.

Öyle de oldu be ozanım!

Acı haberin Türk dünyasını, Türk milletini,

Sanat dünyasını, meslektaşların olan ozanları, aşıkları, şairleri

Hele hele Ülküdaşlarım, Gönüldaşlarım dediğin bizleri

Davasından zerre kadar taviz vermeyen, dönmeyen Bozkurtları

Derinden yaraladı be ozanım!

Hey gidi geçmişte kalan o günleri düşünüyorum da,

Omuzunda sazın, ülkü adlı yar için tüm dünyayı dolaşışın

O muhteşem salonlara çıkıp, yiğitçe yürüyüşün, bozkurtça bakışın

Sazı eline alıp denecekler ne ise korkmadan, bir ok gibi söyleyişlerini

Unutur muyuz hiç ozanım.

Sana bir defa bile olsun dokunabilmek için ellerini uzatanlar,

Kendinden geçip kürsüye atlayanlar,

Seninle resim çektirebilmek için kuyruk oluşturan dava arkadaşların

Şimdi seni son yolculuğuna uğurlamak

Son defa salının ucundan tutabilmek

İnanmışlık duygusuyla cenazende de olsa bir helallik almak

Ya bir kürek, ya da memleketinden götürdüğü toprağı mezarına dökmek için oradaydı.

Bir de sana olan son görevi yapamamanın burukluğu içinde olanlar

Sosyal medyada en güzel paylaşımlar yapmaya çalışanlar

Destanında “Esirgemen bir Yasin’i Şerif’i” derken

Evlerinde, işyerlerinde Kuran okuyup Fatiha’lar gönderen analar, babalar, nineler

En güzel şiirleri yazmaya çalışsalar da yine de seni tarif etmekte zorlanan şairler

Kısacası hem gönlü, hem gözleri yaşlı “Ahde vefalılar” vardı.

Sen onları seviyordun, onlarda seni çok seviyordu.

Ha birde senin deyiminle “aslan yelesinde bit arayanlar” elbette olacaktı.

Olsun be ozanım.

Kusursuz değiliz, rabbim affetsin hepimizin kusuru, hataları var elbet.

Hiç birimiz sütten çıkmış ak kaşık değiliz.

Nefsimize yenik düşüp kızıp bağırdığımız mutlaka olmuştur.

Bizler küsmek, darılmak, konuşmamak için bahaneler aradığımız kadar, barışmak, kucaklaşmak için maalesef çareler aramıyoruz.

Edepliler edebinden susarken, edepsizlerin susmaması da ayrı bir vicdansızlık.

Rahmetli Ozan Arif'in cenazesi üzerinden MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeliye olmadık hakareti bu kutlu davayı yıpratmak için çalışanlara da sormak lazım,

Devlet Bahçeli'nin bugüne kadar Ozan Arif ile alakalı bir tek çirkin açıklaması olmuş mudur?

Yüce dinimiz sizler ölülerinizi hayırla yad ediniz derken, ölüler üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışanlara da yazıklar olsun.

Hz. Mevlana der ki!

“Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun,

“Kusuru örtmeyi marifet edin kendine, işte o zaman kusursuz olursun”

Kısacası bir insanda iyilik aradın mı? Kötülük kalmazmış.

Bizler ayağımıza batan dikenlerin, aradığımız gülün habercisi olduğunu bir idrak etsek, işte o zaman birçok sorunu kökünden çözmüş olacağız.

Sen davamızın heyecan kaynaklarından biriydin

Senin destanlarınla ağladık, senin türkülerinle coştuk

Seninle davayı, seninle gurbeti yaşadık

Seninle sürgün olduk, seninle zindanlara girdik, seninle kara toprağa girdik

Çünkü biz seninle Üç gardaştık.

Son yolculuğunda seninle olmak bizi vicdanen rahatlatmıştır

Sen rahat uyu ozanım, sana milyonlar dua etti

Biz sana olan hakkımızı da helal ettik

Türk İslam davasına, Türk milliyetçiliği Turan ülküsüne gönül vermiş, yol göstermiş, bu uğurda şehit olmuş, böylesine büyük bir davanın kurucusu başta, Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ olmak üzere, tüm şehitlerimize ve son Yüz yılın Dede Korkut’u, değerli halk Ozan’ımız Arif Şirin’e Allahtan rahmet diliyorum.

Rabbim onlarla birlikte sevdiklerinle, senide Firdevs cennetinde misafir etsin.

Celal ARSLAN

15 Şubat 2018