Gurbet; bir insanın doğup büyüdüğü aile ocağından uzakta olduğu yerdir.

Gurbet daha önceleri; en yakın bir köye veya şehre gelin gidilen yer, bazen Çukurova’ya pamuk, Antalya’ya portakal toplamaya, İstanbul’a, İzmir’e çalışmaya gidenlerin gittiği yerlere "gurbet el" denmiş.  Bu gurbetin yolu 1950-1960‘lı yıllara gelindiğinde uzamış ve Avrupa, Almanya hatta Avustralya’ya kadar gitmiş...

Gurbetçi ise belli bir zaman gidip geri dönmeyi amaçlayarak çalışmak, ekmek parası kazanmak için gurbete çıkan kimsedir.

Bizi oyuna getirmek isteyenler; 70 yılını doldurmuş, çoğu yaşadığı ülkelerin vatandaşı, milletvekili, belediye başkanı, sporcusu, öğretmeni olmuş Avrupa’daki bu Türk topluluğuna, kasıtlı olarak hala gurbetçi aşağılamasını kullanmakta ısrar etmekteler.

Hâlbuki Avrupa'yı yurt tutmuş, orada kendi kültür inanç ve töreleriyle yaşayan Türklere "gurbetçi" demek bir anlam ifade etmediğinden öte, ısrarla bu ifadeyi kullanmanın bir kasıt taşıdığını düşünüyorum.

Bundan dolayı biz bu konunun geleceğini Almanya'nın Frankfurt şehrinde bulunan Avrupa Ülkücü Türk Federasyonunda, Sayın Türkmen Onur’un başkanlığında, 1992 yılında enine boyuna tartıştık ve adını “Avrupa Türkleri veya "Batı Avrupa Türkleri“ olarak belirledik.

Yabancı ülkelere giden bu insanlar o ülkenin topraklarında bir ot gibi bitmediler. Onlar Türk milletinin birer fertleridir, sizler de onlardan biri olabilirdiniz.

Bugün aşağılık duygularından arınmış kendi ülkelerindeymiş gibi yaşadığı ülkelerin çifte vatandaşı olmuş geri dönmeyi hiç düşünmeyen milyonlar var.

Eski gençlik ve spor bakanımız Çağatay KILIÇ bir açıklamasında; “ben de bu ülkede doğdum büyüdüm. Artık "gurbetçi, gurbetçiler" kelimesinin kullanılmasını doğru bulmuyorum“ demiş ve tepkisini göstermiştir.

Zira dünya insanlık tarihinde gurbetçi diye ne bir millet, ne de bir soy, kabile, ne bir halk yoktur. Kendi elimiz, kendi dilimizle özümüzden çıkardığımız bugün itibari ile on milyonluk Batı Avrupa Türklüğünü şimdiden gurbetçi olarak yok etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Ayağımıza batan dikenlerin, aradığımız gülün habercisi olduğu temennisi ile...

Dün Orta Asya'dan gelerek Anadolu'yu Türkleştirilen atalarımız gibi, biz de geri dönmeyi düşünmüyoruz!

Artık biz; "Batı Avrupa Türkleriyiz!"