İl Başkanı Demirer, yaptığı açıklamada: “Tarım ve hayvancılık, gelişen global durumlarla birlikte belki de son yıllarda hem şehrimizin, hem bölgemizin, hem de milletimizin en çok kafa yorması gereken konuların başında geliyor. Çiftçinin, üreticinin derdini anlatmamız, eksiğini tamamlamamız, sorununu her fırsatta dile getirmemiz gerekiyor. Hükümetin çiftçiye, üreticiye verdiği değeri-önemi hepimiz görüyoruz. Ama tarımda ve hayvancılıkta olanı parlata parlata nasıl anlatacağını bilemeyen arkadaşları da açıkçası hayretle karşılıyoruz. Bakın arkadaşlar, bugün bütçede faize ayrılan tutar, çok değil 5 yıl öncesine göre tam 8 katına çıktı. 2016 yılında bütçede faize ayrılan tutar 50 Milyar TL iken, bugün bütçede faize ayrılan tutar toplam 370 Milyar TL. Bu yıl çiftçiye, tarıma ayrılan tüm desteklerin toplam tutarı ise maalesef sadece 29
Milyar TL. Yani hükümet demeye çalışıyor ki, Ey vatandaş, tarım yapıyorsan, üretiyorsan ben senin 1 birim yanında duracağım. Ama yok paranı götürüp şu bankaya veya şu işaret ettiğim şu faiz hesabına yatırırsan senin tam 13 birim yanında duracağım. Açıkçası bu durumu
bizim aklımız almıyor, birileri bunu hiç dile getirmezken hasat dönemi geldi nasılsa, her şey unutulur mantığıyla sessiz kalınmaması lazım! Çiftçiye karşı sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirmemiz lazım” dedi.
“BU MİLLETE KARŞI HEPİMİZ SORUMLUYUZ!”
İl Başkanı Demirer, sözlerin devamında ise şu ifadelere yer verdi: “Basına yansıyan görüntülerde üreticilerimizin yanında çalışan ve sevinçle(!) havaya kovalar fırlatan vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun mevsimlik işçi ve çocuk yaşta olduğunu görüyoruz. Kıymetli arkadaşlar; okul çağında-oyun çağındaki çocuklarımızın okullarını-yuvalarını bırakıp geçim darlığıyla, yoksullukla ve yoklukla yüzlerce kilometre uzaktan gelip çalışması, çadırlarda ilkel koşullarda yaşaması ne kadar güzel olabilir? Bu sevinç ne kadar gerçekçi? Evet, hasat demek bolluk demek, bereket demektir, rabbim tüm üreticilerimizin emeğini zayi etmesin, bolluk bereket versin. Ama üzülüyorum ki, emeği en net zayi edilen kesimin, çiftçinin, üreticinin yarınları hiç edilirken, tarım işçilerinin emekleri hiç edilirken tam da konuşup bu durumu eleştirmesi gerekenler sevinç çığlıkları atıyor, göğe şapka-kova fırlatıyor. Sayın Başkan, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Olan sıkıntıyı görmezden gelip, sevinç ve coşku ifadeleriyle dertleri-sıkıntıları perdelemeye çalışıyor. Arkadaşlar, maalesef hepimizin aklındaki güçlü ülke tanımıyla bugünkü durumlar hiç uyuşmuyor. Ya birilerinin güçlü ülke tanımlarını gözden geçirmesi gerekiyor, ya da bulunduğu makamların görev ve
sorumluluklarını bir daha müşahede etmesi gerekiyor.”