İş Sağlığı ve İşçi Güvenliği çalışma yaşamının en önemli unsurlarından birisi olup, temel amacı; tüm mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hallerinin korunması, geliştirilmesi, en üst düzeyde sürdürülmesi, işin çalışana-çalışanın kendi işine uyumunun sağlanmasıdır. Bu çalışmaların başarıya ulaşması için devletin ve işverenlerin üzerine düşen görevleri yerine getirmeleri, çalışanlarımızın da iş sağlığı ve işçi güvenliği konusundaki haklarına sahip çıkmaları, bu hakların takipçisi olmaları gerekmektedir. Sağlıklı ve güvenli iş yerlerinin oluşması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için’’ İşçi Sağlığı ve Güvenliği ‘’ kültürü oluşturulmalı ve tüm topluma yaygınlaştırılmalıdır.

Kültür, insanların davranışlarını yönlendiren normlar, değerler, inançlar ve alışkanlıklar sistemi olarak tanımlanabilir. Güvenlik kültürü ise çalışan, iş ve yönetim arasındaki çok sayıda amaca yönelik etkileşimin ürünüdür. İş kazalarının önlenmesi konusunda son yıllarda üzerinde önemle durulan bir kavramdır.

Güvenlik kültürünün işletmelerde, çalışanlar üzerinde oluşturulabilmesinin en temelinde işletme yönetiminin ‘’İşçi Sağlığı ve Güvenliği’’ doğrultusunda ‘’Güvenlik Kültürü’’ ne bakış açısı ve bu kültürün oluşturulabilmesi için üzerine düşen görevi başarılı bir şekilde yerine getirmesi bulunmaktadır. Yönetimin işletmede güvenlik kültürü oluşturmak için gerçekleştirdiği tüm çalışmalar, aldıkları önlemler ve hedefler, çalışanların bu konuyu sahiplenmesi, katkısı, sorumluluk alması da güvenlik kültürünün yerleşmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. İşletmede çalışan tüm personel, iş kazalarının, sakatlanmaların ve yaralanmaların önlenmesi için kendi sorumluluklarının farkına vardıklarında, işyerlerinde İşçi sağlığı ve İş güvenliği ile ilgili çalışmalara daha fazla ilgi ve katılım göstereceklerdir.

Güvenlik kültürü, güvenliği yada emniyeti tehdit edebilecek davranış veya uygulamalarla, bunların yer aldığı ortak kullanım etki alanında bulunan canlıların veya araç - gereç gibi nesnelerin zararını en aza indirmeyi amaçlayan, güvenlik ve emniyete öncelik veren, algı, inanç, tutum, kural, roller, sosyal, teknik ve politik uygulamalarla yetkinlik ve sorumluk hislerinin bütünüdür.

İşyerlerinde yapılan ‘’İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ‘’ çalışmaları sayesinde, iş motivasyonunun gelişebileceği, her işletmeye özgü güvenlik kültürü oluşturulabileceği gözlemlenmiştir. Başta farkındalık olmak üzere iş kazası ve meslek hastalıklarının azaltılması konusunda fark edilebilir sonuçlar elde edilmiştir.

Güvenlik kültürü üç alanda kararlılık gerektirmektedir; işletmelerin mesleki sağlık ve güvenlik yönetim sistemlerini yaşama geçirme kararlılığı, işçilerin bu sistemlere katılma ve destekleme kararlılığı ve uluslararası bir çerçeve oluşturulmasına yönelik kararlılıktır.

Güvenlik Kültürünü üçayaklı bir çark olarak düşünürsek; Devlet, İşveren ve İşçi bu çarkın her bir ayağını oluşturmaktadır. Bu çarkın sağlıklı bir şekilde hareket edebilmesi için devletin çıkardığı yasaları denetlemesi ve uygun altyapıyı oluşturması, işverenlerin ise bu yasalara uygun olarak işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlaması, işçilerin ise işyerlerinde hak ve sorumluluklarının farkında olarak işyeri kurallarına ve yasalara uygun şekilde çalışmaları gerekmektedir.