Cihannüma Karaman Şubesi tarafından düzenlenen Pazar Sabah Namazı Buluşmaları devam ediyor. Bu haftaki sohbette İşlerin Kolaylaşması konusu işlendi. Yunus Emre Camisinde eda edilen namaz sonrası Önder seminer salonuna  geçildi. Şükrü Özdemir hocanın Kur’an-ı Kerim tilaveti ardından başlayan program KMÜ İslami İlimler Fakültesi Dr. Öğretim üyesi Nasseruddin Mazhari’nin sohbetiyle devam etti. Nasseruddin Mazhari konuşmasında şunları dile getirdi.

Hayırlı sabahlarınız olsun. Sohbetimizi bu gün de bir hadisi şerif ile başlamak isterim. Her kes hayatında işlerinin kolay olmasını, zorluk çekmemesini ister. Dünya ve ahiret ile ilgili işlerimiz kolaylaşsın diyorsak yapmamız gereken çok pratik bir şey vardır. O da bize müracaat iden insanların işlerini kolaylaştırmak. Eğer insanların işlerini zorlaştırmaya yönelik bir meylimiz varsa o zaman işlerimizin kolaylaşmasını asla beklememiz lazım. Konumuzu bir hadisi şerif ile başlayalım değerli dinleyiciler.  
 Bu hadis her kademede olan bireyleri ilgilendiren bir hadisi şeriftir. İmam Müslim’in Hz. Ayşe’den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyurur: “Allahım! Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşaklık göster.”  
"اللهُمَّ مَنْ وَلي مِنْ أمْرِ أُمتي شَيْئاً فَشَقَّ عَلَيْهِمْ فاشْقُقْ عَلَيْهِ"    
Biz bu hadisi okuduğumuz zaman zannederiz ki bu devletin yönetimde olan insanlardan bahseder veya devletin en üst makamını ilgilendirir. 
Tabi ki milletin emanetini üstlenenler bu hitabe birinci derecede muhataptır. Ama Hz. Peygamber’in genel tabiri her kesi kapsar. En alt yetkiliden en üst yetkili kişiye kadar her kesi kapsar bu hitap. Dolayısıyla bu hitaptan hiç kimse istisna değildir. Doktor, mühendis, öğretmen, müdür, şube müdürü, başkan. Kimde bir nevi yetki varsa o bu hitabın muhatabıdır. كلكم راع و كلكم مسول
İşi zorlaştırmak, insanları sıkmak, sıkıştırmak, ile disiplini olmak arasında fark vardır. Birçok kurala uymayıp ta insanlardan veya yöneticiden müsamaha beklemek de doğru değildir. Mesela bir öğrenci hiç çalışmayıp ta öğretmeninden çok yüksek puan beklerse sonra istediği puan çıkmazsa “bu öğretmen var ya çok zorluyor, canımız çıktı, hiç de müsamaha ve şefkat göstermiyor” demesi doğru değildir. Öte yandan başka bir öğrenci diğer her şeyi bitirmiş sadece bir kaç puana ihtiyacı vardır mezun olması için veya bir işe girecek ve onun işe girmesi veya yüksek lisansa, doktoraya başlaması senin o lisansta ona vereceğin puana bağlı ise işte bu gibi durumlarda cimrilik yapmadan onun önünü açman lazım.
 Böyle kritik zamanlarda özellikle de şahsi bazı meselelerden ve husumetten dolayı adamın önünü kapatmak zalimce bir yaklaşım olup kişi Hz. Peygamber’in tehdinine mazhar olur.
Mesela bir müdür vardır öğretmenlere veya elinin altında olan kişilere asla karışmaz. Ne zaman gelecekleri ne zaman gidecekleri, dersleri düzgün ve zamanında yapıp yapmayacaklarına bakmaz, disiplinsizdir. Adamlarda buna alışınca başka disiplinli bir yönetici gelince kötü adam oluyor. Hal bu ki ilki işini gerektiği gibi yapmamış insanları da kötü alıştırmıştır.
Burada demek istediğimiz şey disiplinli olmak ve işi gerektiği gibi yapmakla insan insanları sıkıştırma anlamına gelmiyor. İnsanların ihtiyaçlarını göze almak, nezaketli davranmak, işçilere saygılı olmak ve işçinin hakkını vermekle disiplinli olmak arasında bir zıtlık yoktur.
İşçiyi rehin almak, bana bağlı kalsın diye bir miktar parasını vermemek zalimce bir yaklaşımdır. Bu tür insanların iki yakası bir araya gelmez, işleri her zaman zorlaşır. İşçinin sırtından kazandığı para mutlaka ondan bir şekilde çıkar, hayrını görmez. Kredi çeken, borçlu olan işçinin mecburiyetinden istifade edip onu her türlü işe zorlamak Müslümanca bir tutum değildir.
Söz donup dolaşıyor yine insanlarla muamelenin önemine geliyor. Çünkü din muameledir, insanlarla olan ilişkidir. Yoksa salt ibadet ritüellerinin hiçbir önemi yoktur.
Onun için ibadetlerin zahirinden daha ziyade özü önemlidir. İbadetler de aslında ahlakın, davranışın ve huyun değiştirilmesi için konulmuştur. “şüphesiz namaz kötülüklerden alıkoyar” meşhur ve bilinen bir ayettir. Bütün dini ritüellerini tam tamına yerine getiren birçok insanı vefat ettiklerinden sonra insanlarla kötü muamelelerinden dolayı yakınları tarafından rüyada çok kötü bir vaziyette görülmüşledir.
İnanın ki Müslüman olmayanlar çoğu defa yapmacıkta olsa yumuşak davranışları ile birçok Müslümanın gönlünü çeliyorlar. Mübeşşirin ismi ile tanınan binlerce Hristiyan misyoner vardır dünyanın her tarafında. Onlar özellikle de anarşide, şiddet içerisinde yaşayan, şefkat yüzü görmemiş, horlanmış insanları seçiyorlar. Onlara gayet şefkat ile yaklaşıp yardım ederler ve bu şekilde onların gönüllerine giriyorlar.
Bu hadiste anlatılan şey haksız yere elinin altındaki insanları sıkıştırmak, zorlamak demektir. Şahsına, idaresine, devlete, kuruma zararı olmayan meselelerde hata veya eksiklik gören kimse insanları sıkıştırmaması lazım.
Bir memur, polis, trafik polisi veya bir doktor birisini uğraştırmak isterse bir günlük işini bir aya kadar uzatabilir. İki dakikada halledebileceğimiz işlerden dolayı eğer biz insanları günlerce uğraştırıyorsak demek ki zorlaştırıyoruz. Bir hâkim isterse davayı bir yıl, iki yıl uzatabilir. Böylece hak sahibi de usanır, hakkından feragat ederse zorlaştırmıştır demektir. Böylece Allah cc da onun işlerini zorlaştırır. Çünkü her şey onun elinde.
 İşte bu gibi zorlaştırmayı yapan ve bundan zevk alan kimseler hayatlarından zevk almazlar, her türlü zor işlerle karşılaşmaları muhakkaktır. 
Sohbet yapılan dua ile sona erdi.