Bu hafta küçük bir araştırma yapıp “Öfke Kontrolü” adlı yazımı kaleme almıştım fakat o kadar çok kadına şiddet olaylarıyla karşılaştım ki, aslında öfke kontrolü de bunun bir parçası ama kadına şiddet apayrı bir olay. Ve ne yazık ki toplumsal sorunumuz haline gelmiş durumda.

Neden, insan neden şiddet gösterir? O senin sevdiğin, annen, çocuğun, kardeşin, kadının değil mi? Amacın ne olabilir ki? Kadının davranışlarını kısıtlamak, ona karşı üstünlük kurmak, ekonomik sıkıntılar, kendi iç dünyanı yetersiz hissetme, çocukken gördüğün şiddet olayları ve bunun davranışına yansıması, madde bağımlılığı vs. Hayır bunların hiç biri kabul edilebilir bir neden değil. Sen iç dünyanı yetersiz hissediyorsan o kadını sev ki seni tamamlasın. Üstünlük kurma çabası da nedir, o da bir anne değil mi, o insan değil mi? Neşet Ertaş diyor ya “Kadınlar insandır, biz insanoğlu” diye. Sen bir kadının evladısın. Onu sev, sövme! Ona ilgi göster, dövme!

Eskiden benim annem babam şöyle şöyleydi diye bir cümle yok artık, sen varsın, şimdi var, kadının var! Lütfen vahşi olmayın artık! Sevin, sayın, kadının da hakkı var. Kadın sizden korkmasın, sevdiğiniz için saygınız olsun.” Saygı gösterecek!” bu nedir, böyle bir cümle olmaz. Kadın sevdiği için sayar zaten. Çocuklarınızın annesi değil mi o kadın, ona bakan, yemeğinizi yapan, çamaşır, bulaşık, temizlik...Hayır efendim kadın onları yapmak zorunda değil! Hayır o onun görevi de değil! Hem ne diyor peygamber efendimiz(s.a.v),Kadınlar size Allah’ın emanetidir, veda hutbesinde. Allah’ın emanetine sahip çıkın. Döverek, söverek Allah’ın emanetine sahip çıkılmaz. Kadının da okumaya, gezmeye, gülmeye, fikrini söylemeye hakkı var!

Seven kıskanır diye bir kavram olmaz, seven kısıtlamaz! Seven insan korur. Kadının namusu var, kadın gülemez diyenler, erkeğin namusu yok mu? Yani bir adam kadını dövüp küfredince namuslu, şerefli mi oluyor(!)

Sessiz kalmayın, kadına yönelik şiddetin hiçbir açıklaması kabul edilemez! Kadın her şeydir. Diyor ya Özdemir Asaf;

Bir kadını ortadan ikiye böl...Yarısı annedir, yarısı çocuk, yarısı sevgili, yarısı aşk...

Bir de olayın psikolojik etkilerine bakalım diyeceğim, buna şahit olan yahut maruz kalan bir çocuğa bakalım diyeceğim. Sayısız etkileri bulunmakta fakat bunları konuşacak bir neden artık olmasın ülkemde!

Sevin, anlayın ve anlayış gösterin. Sözlerimi bundan beş yıl önce Adana Barosu ödül töreninde söylediğim bir cümleyle sonlandırmak istiyorum; Kadına şiddete karşı çıkmayan vicdanlar, temiz kalpli insanların vicdanlarından asılmaya mahkumdurlar...