Yayınlanan mesajda şu ifadelere yer verildi:
“Kadınlarımızın, siyasette, çalışma hayatında, bilim ve sanatta, sporun çeşitli dallarında daha çok yer alması ve toplumsal hayatın her kademesinde kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri için bizim de içinde bulunduğumuz tüm sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl 8 Mart’ta toplumsal hayatta kadının yeri ve sorunlarına ilişkin tartışmalar yeniden gündeme gelmektedir. Bu tartışmalar içinde en değerli varlığımız olan kadınlarımızın şiddet konusu ile birlikte ele alınması ise, tarihinde kadını el üstünde tutan bir toplum olarak bizim için çok üzücü neredeyse utanç verici bir durumdur. Kadının olduğu yerde şiddetin değil, sevginin artması gerekir. Kadın cinayetlerinde geldiğimiz son noktanın görülmesi, bu acının iliklerimize kadar hissedilmesi ve faillerinin en ağır şekilde cezalandırılması yönünde toplumun bütün kesimlerinde oluşan, ortak kanaati önemsiyor ve destekliyoruz.  Hiç bitmeyen kadın cinayetlerine seyirci kalmak istemiyoruz. Her seferinde bu son olsun söylemleri gerekli tedbirlerin alınmasına vesile olamıyor. 
Bütün bu sorunların yanında dünyayı sarsan covid-19 salgını da en çok kadınlarımızı etkilemiştir. Devlet tarafından bazı destekler sağlansa da, pandemi döneminde işinden olanların çoğunu kadınlar oluşturmuştur. Hem çalışma hayatını hem de sosyal hayatı derinden etkileyen bu dönemde, kadınlarımız üzerindeki sorumluluk da artmıştır. Bunun yanı sıra, okulların kapalı olması ve uzaktan eğitim sürecinin evde kontrol edilmesi görevi de kadınların üzerine binen yükler arasındadır. Bakım sorumlulukları olan ve evde çalışmaya devam etmek zorunda kalan annelerin de zaman içerisinde sağlık sorunları yaşadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Covid 19 süreci öncesinde de var olan kreş sorunu, salgınla birlikte çok daha vahim bir hal almış, aile yaşantısını kökünden değiştirmiştir.   Ayrıca, bu süreçte evde kalma oranları arttığı için aile içi şiddet de en çok kadınlarımızı olumsuz etkilemiştir.
Fedakârlıkları ve gösterdikleri büyük başarıyla vatanımızın kurtuluşuna adını büyük harflerle yazdıran, Büyük Önder Atatürk’ün ‘’Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafer götürmekte Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez’’ diyerek hakkını teslim etmiştir.  Cumhuriyetten sonraki süreçte de aynı azmi ülkemizin inşasında gösteren; üretimde, eğitimde, sanatta, kültür ve siyasette başarılarıyla kendilerini kanıtlamış olan kadınlarımız, günümüzde ne yazık ki şiddet başta olmak üzere eğitim istihdam gibi her geçen gün artan sorunlara bir de pandemi sürecinin eklenmesi neticesinde sorunlar yumağıyla karşı karşıya bırakılmıştır.
Her zaman sorunlara çözüm getirmek adına inisiyatif almaktan kaçınmayan, sorgulayan çözüm üreten bir sendikal anlayışı benimseyen Konfederasyonumuz ve sendikalarımız, çalışma hayatında kadınlarımızın yaşadığı sıkıntıları, her ortamda sıklıkla gündeme getirmekte ve çözüm önerileri sunmaktadır.
Türk kadınının konumunu, sorunlarını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini paylaşmak için bir fırsat olarak değerlendirdiğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Türkiye Kamu-Sen olarak kadınlarımızın toplumda hak ettiği yeri bulması açısından yapılacak tüm çalışmalara destek vereceğimizi ifade ediyoruz. 
Bu duygu ve düşünceler içinde başta evlat acısıyla yüreği yanan, bu vatan uğruna canlarını veren kahraman şehitlerimizin anneleri olmak üzere tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, kadın kamu görevlilerimizi de haklarımız ve ortak çıkarlarımız için Türkiye Kamu-Sen çatısı altında her kademede mücadele etmeye davet ediyoruz”