Nasıl unutursun anlamıyorum? Bir insan bu kadar vurdumduymaz olamaz ya!

Allah aşkına Nermin, kaç defa daha özür dilemem gerekiyor? 100? 1000?

Özür dileyince her şey düzeliyor mu?

Hayır ama şu an yapabileceğim bir şey yok, olan oldu zaten. Zamanı geri alamam ya.

Her neyse otobüs geldi. Kartını okut da geçelim hadi. Bu otobüsü bari kaçırmayalım.

Senin kartın yanında değil mi? Ben de ikimizin ücretini ödeyecek para yok.

Aman olsa şaşarım zaten. Kartımı kaybettim ben de şimdi yeniden çıkartması yarım saati bulur. Bu otobüs de gider. Off Allah’ım her şey üst üste gelmese olmaz mı?..

Otobüs durağında beklerken kavganın sadece bu kadarını duyabildim. Baktım onlar binmeyecek otobüse ben bari kaçırmayayım dedim. Tam ayağımı atacakken içimden bir ses o gençleri takip et dedi. Geriye baktım hala oradalardı. Otobüsün basamağında olan tek ayağımı geri indirdim. Durağa oturdum ve beklemeye başladım. Galiba kıza kart çıkaracaklardı. Belediyeye doğru yürümeye başladılar. Arkalarından yürüdüm. Kız çantasını kurcaladı. Bir şey arıyor ama bir türlü bulamıyordu. Mesafe baya açılmış, ne konuştuklarını duyamadım.  Oğlan sağ arka cebinden cüzdanını çıkardı. Ben para verecek sandım ama küçük bir kağıt verdi. Tam göremedim ne verdiğini. İyice meraklandım. Yaklaştım yanlarına kızın eline çaktırmadan baktım. Gençliğimizde çaktırmadan senin o minnacık ellerine baktığım gibi. Kızın vesikalık fotoğrafıydı. Sonra kafamı kaldırdım kızın yüzüne baktım. Biraz önceki sinirden zerre yoktu.

 Bu olayın üzerinden kaç gün geçti bilmem ama düşündüm taşındım ve bugün sana geldim.  Sana bir şey göstermeye geldim. Bak cüzdanımda senin vesikalığın. Hatırlıyor musun bu vesikalığı? Hatırlamıyorsun. Hatırlamazsın tabi ya, bu hastalık senden her şeyi aldı götürdü...