"ÇANAKKALE ASLA UNUTULMAMASI GEREKEN YÜKSEK BİR İDRAK, MANEVİYAT VE DİRİLİŞTİR"

Çanakkale Zaferinin 106’ncı yıldönümü nedeniyle düzenlenen panel, Rektör Prof. Dr. Namık Ak'ın açılış konuşması ile başladı.

Rektör Namık Ak, Türk milletinin tarihinde çok önemli bir yeri olan Çanakkale Zaferinin, ecdadın yedi düveli karşısına alarak verdiği kahramanca mücadelenin eseri olduğunu belirterek, "Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla, eli silah tutan herkesin vatanı ve milleti uğruna seferber olduğu Çanakkale Muharebeleri, yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği, tarihin seyrini değiştiren en mühim harplerden biridir. Aziz milletimizin milli davası uğruna gözünü kırpmadan canını ortaya koyduğu bu çetin mücadelenin ardından gelen Çanakkale Zaferi, sadece askeri bir zafer olmaktan çok öte; arif, asil ve necip kahraman Türk milletinin, tüm imkansızlıklarına rağmen, yüreğindeki iman gücüyle çağın son teknolojisine sahip askeri güçlerini çaresiz bıraktığı kutlu bir zaferdir. Yüce Allah'ın arif, asil, aziz, necip ve kahraman Türk milletine bahşetmiş olduğu bu zafer, aynı zamanda Batı dünyasının istilacı medeniyetine karşı, insan şerefini ve hürriyetini önceleyen yüksek İslam medeniyetinin de bir zaferidir." dedi.

Rektör Ak, Çanakkale ruhunun asla unutulmaması ve akıldan çıkarılmaması gereken yüksek bir idrak, maneviyat ve diriliş olduğunu vurgulayarak sözlerine Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un dizeleri ile devam etti. Rektör Ak şiirin ardından "Tüm dünyaya ‘Çanakkale Geçilmez’ dedirttiğimiz ruh, bu ruhtur. Milletçe yeniden iç ve dış tehditlerle sarıldığımız; askeri, ekonomik, sosyal ve politik taarruzlara maruz kaldığımız bu zamanda, ecdadımızın bize miras bıraktığı milli davamıza hep birlikte sahip çıkmalı; aramızdaki görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak şerefimiz, namusumuz ve yüce davamız uğruna varımızı yoğumuzu seferber etmeli; ilmen, fikren, madden ve manen her cephede durmadan dinlenmeden savaş vermeliyiz. 18 Mart 1915'teki büyük zaferimizin yıldönümünde bu vatan ve bu bayrak uğruna hiç çekinmeden canlarını ortaya koyan ecdadımızı bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor; panelimizin düzenlenmesinde emeği geçenlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum." diyerek sözlerini noktaladı.

Rektör Prof. Dr. Namık Ak'ın açılış konuşması ardından Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Muşmal'ın oturum başkanlığında, Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Alaattin Uca ile Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Erol Yüksel'in konuşmacı olduğu panele geçildi.

"ÇANAKKALE MUHAREBELERİ, BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN ÖZETİ GİBİDİR"

Panelde ilk olarak söz alan Dr. Öğr. Üyesi Erol Yüksel 'I. Dünya Harbinde Çanakkale Muharebelerinin Yeri ve Önemi' hakkında açıklamalarda bulundu.

Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, "Çanakkale Muharebeleri, Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan muharebelerin belki de en ünlüsüdür. Çanakkale Muharebeleri'nde 20. yüzyıl savaşlarında etkin şekilde kullanılacak modern savaş makinelerinin neredeyse hepsi kullanılmıştır. Hatta bu savaş, silahların geliştirilmesini ve yeni dizaynların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Denizaltıların üstüne top yerleştirilmiş ve torpido uçakları ilk kez Çanakkale’de kullanılmıştır. Hava, kara ve denizde gerçekleşen Çanakkale Muharebeleri, dünya harp tarihi bakımından adeta Birinci Dünya Savaşı’nın özeti gibidir." dedi.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ÖN SÖZÜ ÇANAKKALE ZAFERİYLE YAZILMIŞTIR"

"Türk ordusunun kahramanca mücadelesiyle deniz ve karada kazanılan zaferler, Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşlarıyla kırılan onurunu geri kazandığı başarılar manzumesidir." diyen Dr. Öğr. Üyesi Yüksel şunları söyledi: "Çanakkale Muharebeleri şehit ve yaralı yaklaşık 210 bin civarında vatan evladının kaybedilmesiyle kazanıldı. Bunlar arasında tahmini olarak 100 bin civarında Mülkiye, Tıbbiye ve Türk Ocakları'nda yetişen okur-yazar ve öğretmen bulunmaktaydı. İngiliz ve Fransızlar da bir yıl boyunca Gelibolu Yarımadası'nda yarım milyondan fazla bir kuvveti tutmak zorunda kalmış ve bunun yarısını da kaybetmiştir. İtilaf Devletlerinin kayıpları daha çok sömürgelerinden getirdiği askerlerden oluştuğu için onlar kayıplardan çok etkilenmemiştir. Fakat Osmanlı Devleti bu kayıpları telafi edememiştir. Bunun insan gücü açısından yarattığı boşluk, yalnız Birinci Dünya Harbi sırasında değil, onu izleyen Türk İstiklal Harbi boyunca da hissedilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ön sözü Çanakkale zaferiyle yazılmış ve bu sayede Çanakkale ruhu Millî Mücadele’nin başlangıcı olmuştur. Çanakkale Muharebeleri Mustafa Kemal Paşa’nın yıldızını parlatmış ve Birinci Dünya Savaşı sonrası başlayan Millî Mücadele’de onu Türk milletinin lideri yapmıştır. Çanakkale Muharebeleri, sonuçları bakımından değerlendirildiğinde sadece Türkleri değil, savaşa katılan diğer milletleri de etkilemiştir."

"ÇANAKKALE SAVAŞI BİR HAÇLI SEFERİDİR"

"Yabancı Yazarların Gözüyle Çanakkale Muharebeleri" konusunu ele alan Doç. Dr. Alaattin Uca ise yabancı yazarların Çanakkale Zaferi için söylediği sözlerden örnekler vererek konuşmasına başladı. Çanakkale Savaşları'nın bir Haçlı Seferi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Uca, "Türk askeri kahramanlığı, cesareti, fedakârlığı ve sabrıyla çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısında zafer elde etmiş ve Çanakkale’de ün kazanmıştır. Çanakkale Zaferi'nin kazanılmasında Nusrat Mayın Gemisi ayrı bir öneme sahiptir. Türk Milleti Çanakkale’de saldıran değil, savunan taraftır. Ayrıca Türk askeri gerektiğinde üniformasından parça kopararak ve kendi imkânlarıyla malzeme satın alarak araç gerecinin bakımını, onarımını ve temizliğini bile yapmıştır. Her zaman olduğu gibi Çanakkale’de de Türk ordusu denize düşen düşmanını kurtaracak kadar asil davranmıştır. Çanakkale Savaşları'nda sağlık ve beslenme en önemli sorundur ve bu yüzden büyük kayıplar verilmiştir. Ayrıca Türk ordusu Çanakkale’de orantısız bir güçle karşılaşmıştır. Kendisinden kat kat üstün olan düşmanın Çanakkale Boğazı'nı geçmesine engel olmuştur ve kayıplar veren düşman geri çekilmek zorunda kalmıştır. Türk ordusu Çanakkale’de İngiliz ordusunu ve destekçilerini yenilgiye uğratmıştır. Ancak o günün şartlarında Türk ordusunun kaynakları sınırlı, İngiliz ordusunun kaynakları sınırsızdır. Buna rağmen İngilizler Türk ordusunun gücünü kabul etmeyip kendi hatalarını aramaya yönelmiştir." dedi.

"TARİHİN DESTANI ÇANAKKALE, DÜNYANIN DİKKATİNİ ÇEKEN BİR ZAFERDİ"

Panelistlerin ardından son olarak söz alan Oturum Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, "18 Mart 1915, Çanakkale Deniz Zaferi'nin kesin olarak başladığı tarihtir. En büyük kayıp karada verilmiştir. Denizde çok fazla kayıp verilmeden zaferimiz ilan edilmiştir. Tarihin destanı Çanakkale, dünyanın dikkatini çeken bir zaferdi. Çanakkale'de şehit olan asker, polis, öğretmen tüm şehitlerimizi şükranla yad ediyoruz." diyerek Çanakkale Şehitlerine şiiri ile paneli sonlandırdı.