KMÜ Yunus Emre ve Hoşgörü ile Sağlık Kültür ve Etik Öğrenci Toplulukları, Muhsin Yazıcıoğlu’nu anma programı düzenledi. Üniversitenin Sağlık Kültür ve Spor Konferans Salonunda 28 Mart Perşembe günü gerçekleştirilen etkinlik, İmam ve Hatip Osman Gözel tarafından okunan Kuran tilavetiyle başladı. Ardından Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını anlatan sinevizyon gösterisi katılımcılarla paylaşıldı.
Programda KMÜ Öğretim Görevlisi Mestan Karabacak, Muhsin Yazıcıoğlu’nun kişiliği ve hayatı hakkında dinleyicileri bilgilendirdi. Öğr. Gör. Karabacak, “25 Mart 2009 tarihinde elim bir helikopter kazasında kaybettiğimiz Muhsin Yazıcıoğlu, milletimizin yetiştirdiği yiğit evlatlardan biriydi.” dedi. Yazıcıoğlu’nun Türkiye’nin her kesiminden insanın sevgisini kazandığına dikkati çeken Karabacak, “O, hasımlarının bile saygısını kazanmıştı.” diye konuştu.

Karabacak, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını evrelere ayırarak onun 1980 öncesi dönemde bir gençlik lideri olarak öne çıktığını, 1978-1979 yılında da Türkiye’nin en büyük gençlik teşkilatı olan ve ülke çapında 1200 şubesi bulunan Ülkücü Gençlik Derneğinin genel başkanı olduğunu belirtti. O yıllarda Yazıcıoğlu’nun isterse ülkenin altını üstüne getirebilecek bir gücü elinde bulundurmasına rağmen onun gençlere sürekli sabır, birlik ve itidal çağrısında bulunduğunu ve “Elimizde silah değil, kalem olmalı” yazılı afişler dağıttığını ifade eden Karabacak, Yazıcıoğlu’nun hayatı boyunca bu tavrını sürdürdüğünün altını çizdi. 

Karabacak, Türkiye’de 1978-1980 yıllarının oldukça karışık dönemler olduğuna işaret ederek “O yıllarda Türkiye’nin mahalleleri bile parsellenmişti. Üniversitelerde milli değerlerine bağlı gençler Marksist, Leninist ve komünist propagandalara maruz kalıyordu.” şeklinde konuştu, Türkiye’de asıl sıkıntıları çekenlerin 1968 kuşağı değil, 1978 kuşağı olduğunu iddia etti. Karabacak, emperyalizm karşıtlığının Türkiye’de kasıtlı olarak Marksist 1968 kuşağına mal edildiğini söyleyerek “Adam kaçıran, banka soyan, cinayetler işleyen, terörist sol 68 kuşağı Marksist yazarlar ve sinemacılar tarafından romantikleştirilerek ve idealize edilerek halkımıza sunulmaktadır. Halbuki gerçek hiç de öyle değildir.” dedi ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun başkanı olduğu hareketin böyle bir ihtiyaçtan doğduğunu vurguladı.

Karabacak, 1980 ihtilali sonucunda, mahkemede suçsuz bulunmasına rağmen 3 metrekarelik beton bir hücrede 7,5 yıl hapis yatan ve 26 gün askıda elektrikle işkence gören Muhsin Yazıcıoğlu’nun, son derece sağlam bir karakter ve inanca sahip olduğunun altını çizdi. 1990 sonrasında demokratik ve İslami temelli yeni bir parti kuran ve 28 Şubat sürecinde tehditlere rağmen “Namlusunu halka çevirmiş bir tankı asla selamlamam.” diyen Yazıcıoğlu’nun ölümünün kendisine göre iç ya da dış güçler tarafından tasarlanmış bir suikast olduğunu kaydetti.
Öğr. Gör. Mestan Karabacak, Muhsin Yazıcıoğlu’nun kişilik özelliklerini ise şöyle sıraladı: “Cesur, dürüst, iyi niyetli, komplekssiz, mütevazi, imanlı, idealist, sabırlı, sorumlu, merhametli, vakarlı, kin gütmeyi bilmez bir dava adamı.” Öğr. Gör. Karabacak, sunumunu Yazıcıoğlu’nun ölümü üzerine kaleme aldığı “Alperen’e Ağıt” adlı şiiriyle noktaladı.

Konferansın ardından Öğr. Gör. Mestan Karabacak’a Yunus Emre ve Hoşgörü Öğrenci Topluluğu Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Mercan ve İmam Hatip Osman Gözel’e Sağlık Kültür ve Etik Öğrenci Topluluğu Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih Aydın tarafından plaket takdim edildi.