Gazetemiz yazarı Adem Gümüş geçtiğimiz akşam konuk olduğu TV70’de ekrana gelen Sofranın Bereketi programında Kudüs için kendi yazmış olduğu şiirini okurken gözyaşlarını tutamadı. İzleyenlerden fazla sayıda yorum ve beğeni alan şiiri okurlarımızın beğenisine sunuyor bu güzel şiir için Yazarımız Adem Gümüş’ü tebrik ediyoruz.
VUSLAT
Kudret kalemiyle yazılan lahuti isim Kaf Dal Sin
Sevdadır Mescid-i Aksa, aşktır Beyt-ül Maktis’in
Yeri, göğü ve bütün âlemleri yarattığı gün o Halık
Mübarek belde kıldı seni ta ki kıyamete dek Malik
Davut’un o ilk göz ağrısı, Süleyman’ın son bahtı
Ceddim Abdülhamit’in bitmeyen gönül payitahtı
Kudüs, o sonsuz aşkın miracına şahit kılınan şehir
Sunulmuş gibidir sanki Cennetten Dünyaya mehir
Kudüs, sanma ki ne taştır ne toprak ne hava ne de su
Kudüs ki bitecek bir siyonizmin bitmeyen korkusu
Cemre düşmez burada mevsim her dem sonbahar
Arsız hüzünler büyütür düşman, ta ki ley-ü Nehar
Kalbine demir atmış da gitmez gemisi o korsanların
Seslensen de duymaz kulakları, kalbi yok insanların
Sessiz bir ah yükselir durmadan yedi kat semalara
Bir beyaz mektup yazar çocuk kahpe rengi çağlara
Aşsın ne yazar ölüm Kudüs sokaklarında haddini
Ölüm ancak ayırır, unutturmaz bize Selahaddin’i
Sana reva mıdır bu esaret hele ne mümkün hicretin
Rabbine mi havale ettin yoksa sessizliğini ümmetin
Ey o yetim peygamberin ardında yetim kalan şehir
Sana uzaktan bakar dururum, duygularım müntehir
Yüreği taş adamlara taş atar torunları Davutların
Gitmez korku gözlerinden, o çağdaş nemrutların
Yağmasa ne yazar yağmur toprak ıslanır gözyaşınla
Şahadet her dem bir kapı aralar, bu onurlu savaşınla
Ne güzel sokaklarında ölüme meydan okuyanların
Ümmeti bir intifada müjdesiyle dirilten o kıyamların
Fetih niyetine uyanıp cihada en önde saf tutanların
Ahmet Yasin olup, şeyhliği şahadetle taçlananların
Kudüs, öteden beri Ömer’lerin, Yavuz’ların mirası
Çıkar şafak vakti bir Talut, biter o calutların rüyası
Kudüs, bitmeyen bir sevdadır bizde bilinen o mana
Sana âşık olanlar sahiptir ancak eksiksiz bir imana
Güz yaprağı döke dursun bahar bilmez takvimler
Duvarlar örse de özgürlüğe, kan kusan o zalimler
Kudüs yarım kalmış sahnesi, bitmeyen rüyalarımızın
Her dem kabuk bağlayan yanı, kanayan yaralarımızın
Biz ölümü öldürmüşüz, korkutmaz hele bizi ölüm
Bize var oluştur ölüm, yok oluş siyonistlere ölüm
Girse de sokaklarına Ebrehe’nin o demirden filleri
Bir vakit elbet onları da bulur Rabbim’in ebabilleri
Kudüs, her dem özlenen diyar, Aksa uslatın mabedi
Hasret bitmez, asılı duran bir resim zihinlerde ebedi
Kudüs, düşlerim de uğruna kefensiz girilesi toprağa
Şehit yazdırmak adını, göklerdeki o mahfuz yaprağa
Ömür ki kim bilir Filistin’de bir şahadet vaktidir
Mescid-i Aksa bu ümmetin Peygamber’e akdidir
Ve bir gün bütün ümmet, çıkınca düştüğü masivadan
Daha güneş doğmadan çıkacak, Yusuflar kuyulardan
Bir karanlık gecenin sabahında uyanırken yarına
Bitmeyen düşler çağıracak bizi o Kenan diyarına
Yeminler kuşanıp da çıkacağız bir kutlu gündüze
Yüreklerde ölümü öldürüp de varacağız Kudüs’e
Bir savaş ki Mescid-i Aksa önünde düğüne dönecek
O gün Rabbim’in melekleri bir bir yeryüzüne inecek
Çıkacak hele bekleyin bir İbrahim tüm putları kıracak
Ve siyah bir kadın Kudüs’ün özgürlüğünü haykıracak
Adem GÜMÜŞ