Karaman kuraklıktan kötü günler bekliyor mısır, mancar ekimine kuraklığa rağmen destek primleri veriliyor, bunlara biran önce son verilmeli; Karaman elma ağacı sayısı bakımından Türkiye’de birinci sırayı almaktadır. Yaklaşık 13 milyon ağaç vardır her yıl ise 180 ile 200 bin elma ağacı dikimi yapılmaktadır. Genelde Amasya Golden, Starking, Crisp Fuji Gala gibi çeşitler üretilmektedir, üretim açısından ise ikinci sırada yaklaşık 580 bin ton elma üretilmektedir 50 bin ton civarında ihracat yapılmaktadır.

Ancak bu kadar üretim ve ihracat olmasına karşın çiftçilerin elde edilen gelir açısından bu durumdan hiç memnun değiller.

Neden mi?

Üretim maliyetlerinin (Zirai mücadele ilaçlama, akaryakıt, elektirik, işçilik sulama, nakliye ) yaklaşık 5 dekarda dikimi yapılan bir elma bahçesinde ortalama 15 bin TL maliyet söz konusu olmaktadır.

Hava koşullarından dolayı ilkbahar soğuklarından etkilenmesi nedeniyle rekolte ve kalite kaybının olması.

Miras ve arazi intikal sorunlarından dolayı arazilerin parçalanması sonucu çiftçiler gelir kaybına uğramaktadırlar.

En önemli sorunlardan birisi Karaman, Konya havzasındaki hatta Türkiye’deki meydana gelen ve en büyük sorunumuz olan kuraklık, bilinçsizce kullanılan sular yüzünden su kuyularında ve barajlarda su kalmadı.

Çiftçiliğin ölmemesi ve daha fazla gelir elde etmesi için alternatif ürün yetiştirmek için bölge iklim koşullarına uygun olan ürünleri ve toprak analizleri yapılarak çiftçilerimizi yönlendirmek gerekmektedir. Ova köylerimiz belki arazi büyüklüğünden dolayı yüksek gelir elde edebilirler ancak özellikle dağ köylerindeki çiftçilerimiz alternatif ürünlere yönlendirip hayat standartlarını yükselterek hem köyden kente göçü önlemek hem de bölgemiz ve Türkiye ekonomisine katkı sağlamak için projeler geliştirmeliyiz, elma Karaman’ın kaderi olmamalı.

Alternatif ürünlerin başında iklim koşullarına ve toprak yapısına uygun ürünlerin başında lavanta, altın otu (ölmez çiçeği güneş çiçeği) ilk akla gelmektedir. Özellikle dağ köylerimizde verimsiz üçüncü dördüncü sınıf verimsiz topraklarda yetişen can suyundan başka su ihtiyacı olmayan erozyonu önleyen tıbbi ve aromatik bitki türlerinden olup 15.20 yıl ömrü olan bir bitkidir.

Bir sonraki yazımda kökeni, türleri ve nasıl yetiştirildiği, faydaları hakkında bilgiler vermeye çalışacağım.

Doğamızı Aromatik bitkiler deyince yüzlerce çeşit sayılabilir. Ancak her bir çeşit bitkinin yetişebilmesi için iklim şartları, toprak yapısı gibi her türün kendine has özelliklerine uygun ortamların mevcut olması durumunda tarımı yapılmalıdır.

LAVANTA: (Lavandula) Latince Lavare’den gelmekte ve yıkama anlamına gelmektedir. Aroma oranı yüksek olduğundan yıkama veya banyo suyunda kullanılmaktadır.(Lavanta ile ilgili”15 kız kandırdım bir şişe lavantaya” şarkısı dillerde dolaşır.) Lavandula özellikle Batı Akdeniz Bölgesi’ne yayılmıştır yabani olarak balkan ülkelerinde yetişmektedir ancak  kültürü Bulgaristan, İngiltere, ABD ve Kuzey Afrika ülkelerinde yapılmaktadır. Ülkemizin çoğu bölgesinde erozyon yolu ile topraklarımızı kaybetmekteyiz, lavanta fazla su gereksinimi olmadığından ve çok yıllık bir bitki olduğundan dikimine daha ağırlık verilmelidir. Araştırmalara göre Türkiye’de yaklaşık 30 milyon dekar tarım arazisi atıl durumdadır. Buralarda buğday, arpa ve diğer ürünlerin yetişmediği yerlerde yetiştirilebilecek bir bitki olması nedeniyle büyük bir potansiyel mevcuttur ülkemizde, Bulgaristan 100 yılı aşkın süredir lavanta üretiminde tekel durumundadır ve ekonomisinin %70 bu bitkiden ibarettir, akademik ve enstitü  kurarak dünyada tekel durumdadır.

Lavanta 20-60 cm boylanabilen Haziran, Temmuz aylarında çiçek açan yarı çalımsı çok yıllık bir bitkidir  60 cm derinlere giden kazık bir köke sahiptir çok çeşidi mevcuttur ancak ekonomik değeri ve yağ oranı bakımından en kıymetli olan Lavandula Angustifolia‘dır ve bu türün en çok bilinen (Sevtopolis, Dgujba,Yubileina,Hemus, Raya ve Karlovo ‘dur)  dalları tüylü ve çıplak gri yeşil renktedir, çiçek başağının uzunluğu 16-20 cm olup ,genellikle 4-6 çiçek kümesinde  ve her kümede 6-14 adet çiçek bulunmaktadır.

Ülkemizde ise 1975 yıllarından itibaren Isparta ve Burdur başta olmak üzere daha birçok ilimizde yetiştirilmeye başlanmıştır. Özellikle Bulgaristan’dan gelerek ülkemize Tekirdağ’a yerleşen vatandaşlarımızın kurduğu lavanta bahçeleri vasıtasıyla bütün Türkiye’ye lavanta ekimi yayılmıştır. Lavanta Vegetatif yöntemi(çelik)veya Generatif (Tohum)yöntemi ile çoğaltılmaktadır ülkemizde genellikle Çeliklerin köklendirilmesi ile üretilmektedir. Çelikler ise şimdilik Bulgaristan’dan ithal edilmektedir

LAVANTA DİKİM MEVSİMİ: Öncelikle tarlanın hazırlanması pulluk ile derin bir sürüm yapılması çok yıllık ve köklerin derinlere kadar inmesi nedeniyle önemlidir. Genellikle Kasım, Mart, Nisan aylarında dikilmekle beraber Kasım ayı bitkinin toprakla sağlıklı buluşması için en doğru zamandır. Dikim mesafesi ise 150 sıra arası ve 50 sıra üstü ekilmesi en uygun ölçülerdir dikim yaptıktan hemen sonra can suyu verilmesi çok önemlidir, fazla suya ihtiyaç duymamasına karşın yılda üç dört kez sulanması verimi artırmaktadır ilk yıl verim %30.ikinci yıl %60 üçüncü yıl ise %100 ulaşmaktadır  hiçbir gübreye ilaçlamaya gerek yoktur ancak 2 yılda bir yanmış gübre ile daha çok  verim için takviye edilmesi faydalı olur ayrıca yabancı ot ile mücadele için çapalamak gerekmektedir. Hasat zamanı ise bölge şartlarına göre Haziran ve Temmuz aylarıdır lavantalar  tam çiçeklendiği  zaman şafak vakti toplanması, sıcakta uçucu yağın kaybolmaması ve arılardan korunmak için gereklidir. Lavantalar iki türlü değerlendirilmektedir. Birincisi kurutma yöntemi gölge bir mekanda demet halinde tavana halka ile asılarak veya yine gölgede bir bez üzerinde yağın kalitesini artırmaktadır. İkincisi ise buhar distilasyon yöntemiyle yağ elde edilmesidir. Maliyet ve kar ise maliyet olarak birinci ve ikinci yıllarda öngörülmektedir  Tarla sürümü, köklü lavanta fidesi alımı  işçilik ve çapalama olarak sıralayabiliriz. Masraf üçüncü yıldan itibaren sıfır düzeyine gelmektedir. Bir dönümden yaklaşık verime göre 400-500 kg kuru lavanta çiçeği, bir tona yakın yaş lavanta çiçeğinden  %15-20 litre yağ elde edilmektedir yağın litresi 100 EURO kuru lavanta çiçeği ise 40 TL’den alıcı bulmaktadır. Bu ürünlerin Karaman’da rağbet görmesi halinde yüksek gelir edilmesi içten bile değildir.

Faydaları ise saymak ile bitmez kozmetik sanayi sağlık ,gıda ürünleri olmak üzere bir çok alanda kullanılmaktadır. Ayrıca görsellik açısından turizme hizmet etmektedir. Karaman’ın çeşitli bölgelerinde ekimine başlanmıştır. Bunlardan biriside Atatürk’ün Ata Yurdu Taşkale’dir Manazan Mağaraları’nın bulunduğu 4 dönümlük bir araziye 5.000 adet lavanta fidesini Kasım ayında toprakla buluşturduk Allah’a şükür %95 oranında çiçeklenme oldu bu köyümüze alternatif bir gelir kaynağı olarak sunulmaktadır.

Bu ürünlerle ilgili en büyük sorun ise bütün aromatik bitkilerin yağlarının çıkaracak buhar distilzasyon cihazı temini için kamu ve özel sektör kuruluşların aromatik bitki üreticilerine destek vermeleri Karaman için hayırlı olur.