Mevlâna Hazretlerine sevgimizi göstermenin ilk adımı onu anlamaya çalışmaktır. Anlamak için de öncelikle tanımak gereklidir. Onun Allah sevgisini bu sevgiyi nasıl hayatına yansıttığını, insanlığa verdiği mesajların neleri anlatmaya çalıştığını idrak etmemiz bize yol gösterecektir.

   Mevlâna Hazreti denilince ilk olarak aklımıza hoşgörü ve insan sevgisi gelmektedir. Bu manaları eserleri ile de dile getirerek yazıya dökmüş, gönüllerimizde ve zihinlerimizde yer etmeyi başarmıştır. Mevlâna Hazretlerinin hoşgörü ve insan sevgisi bir derya adeta bir umman gibidir. Yaratılan her canlıya gönül kapısını açmıştır. Din,dil,ırk ayrımı olmaksızın tüm insanlığa hoşgörü gözüyle bakmış   Hak yoluna davet etmiştir.  Tüm insanlık için ‘’Gel’’ çağrısı ile ayrım yapmaksızın herkese kucak açmıştır. İşte ilk anlamamız gereken nokta budur. Sevgi gözüyle bakabilmek. Çıkarsız sadece Allah rızasını gözeterek insanlık için çaba sarf etmek, kendinden önce başkalarını düşünebilmek, insanları hataları ile kabul ederek düzelmeleri için öncü olup yol açmak. Bu güzel hasletler Hz. Mevlâna’nın hayat felsefesinin ana temalarıdır.

    Hz. Mevlâna’yı anlayabilmenin yollarından biri de ilahi aşka ermeye çalışmaktır. Kendi sözleriyle bunu şöyle ifade etmiştir ‘’Ham –ervâh anlamaz ,pişkin sözünden …Hz Mevlâna‘nın örnek olduğu diğer bir yön Peygamber Efendimiz (s.a.v) ın sünnet-i seniyyesine uyan ve insanlara güzel bir örnek olan büyük bir şahsiyettir. Mevlana Hazretleri insanların helak olmasını değil ,onların ıslahı için sürekli dua eder ve tebliğ hizmetlerini sürdürmüştür.

    İnsanlar arasında ayrım yapmamış, zamanımızda karşılaştığımız statü ve sınıf ayrımlarını hiçbir zaman yaşantısında gözetmemiştir. Ne Olursan Ol Yine Gel diyen Mevlâna Hazretleri İslam dinine insanları ısındırmaya çalışmıştır. İnsan onun için çok değerli ve önemlidir. İnsanı bir âlem olarak niteleyerek önemine vurgu yapmıştır.

   Eserlerinden fikirlerinin çoğuna ulaşılmıştır. Mesnevi çeşitli dillere çevrilmiş, şerhleri yapılmış ve bunun ışığında nice eserler ortaya çıkmıştır. Mesnevi’nin ana teması gönül –aşk Kur’an müsamaha ve ümit  üzerinedir. Gönül Mevlâna Hazretlerine göre Nazargah-ı İlahi dir. Herşeyin kaynağı gönüldür ve çok kıymetlidir. Onun için gönül kırmak büyük hata olarak görülür. Gönülleri Kur’an ile beslemek gereklidir .Bu bakış açısıyla gönüller daha da kıymet kazanacaktır.

   Mevlâna Hazretlerinin Hak aşkı öyle büyüktür ki ölümü Hakka kavuşma ‘’Sevgiliye Kavuşma (Şeb-i Arûs )Düğün Gecesi ‘’olarak ifade etmiştir. Ölümü şikayetlerden kurtulma, Allah (c.c) dan razı olma günü olarak görmüştür.Ölümden korkanlar aşık olmayanlardır Onlar ömürlerinin uzaması için mühlet isterken aşıklar bir an önce ölümle ona kavuşmak dilerler.Çünkü aşıklar ölmez. Onların mezarı âriflerin gönüllerdir demişlerdir.

    Allah (c.c)  yaklaşmakta ibadetlerin önemi üzerinde durmuş,okuduğu kitaplar ,ibadetleri ve takatleri ile eğitimini tamamlayan Mevlâna Hazretleri medrese de müderris ve cami de vaiz olduğu dönemden sonra ki halini ‘’Hamdım, piştim, yandım ifadeleri ile açıklamıştır.

    Mevlâna Hazretleri vasiyetinde, Allah’tan korkmanızı, az uyumanızı, az yemenizi, az konuşmanızı, günahlardan çekinmenizi oruca ve namaza devam etmenizi ,manen büyük ve Salih kişilerle görüşüp bayağı kişilerden uzak durmanızı tavsiye ederim. Sözün hayırlısı ise az olup maksadı ifade edendir sözleri ile insanlığa öğütlerini dile getirmiştir.

     Hayatımıza ışık tutan insanlardan olan Mevlâna Hazretleri yaşadığı dönemde olduğu kadar günümüzde de dile getirdiği ve anlatmaya çalıştığı sevgi ve hoşgörü anlayışını aynı şekilde yansıtmaktadır. Dünyayı güzelleştirmek adına yaptığı çalışmalarla hoşgörü temsilcimiz olmaya devam etmektedir. Bizler Hz Mevlâna’nın mirasçıları olarak dünyaya yaşam tarzımızla, insanlık adına çalışmalarımızla en önemlisi olarak da inancımız Hak sevgimizle örnek olmaya çalışmalıyız. Onu anlamanın en güzel yolu da zaten anacak böyle gerçekleşecektir. Hz. Mevlâna’yı dualarla ve saygı ile yâd ediyoruz.