KTSO başkanlığı için bugün itibariyle adaylığını açıklayan Gökhan Alkan’ın konuşmasına gönderme yapan Sarı, ‘’ Esnaf bazlı istişarelerimizde, mevcut yönetime ve gidişata dair endişelerin olduğunu gözlemledik. Bir şehrin AVM ihtiyacı olabilir, halk bunu talep edebilir, ancak bunu yapmak Ticaret ve Sanayi Odası’nın işi değil. Ticaret ve Sanayi Odası, girişimcilerin yolunu açma, engelleri kaldırma ve destekleyici bir unsur olmalıdır. ‘Madem böyle bir ihtiyaç var, bunu ben yapayım’ diyemez. Üye, aidat ödediği odasından destek almak şöyle dursun, rekabet eder duruma düşürülemez.

Karaman esnafının ödediği aidatları layığı ile değerlendirmek isteyen, onu daha kârlı bir duruma dönüştürme arzusunda olan bir kurum ‘’Vatandaş alışverişe Konya ve diğer illere gidiyor, O markaları buraya getirmemiz gerekir’’ diyerek ancak kendi acziyetini ifşa etmiş olur. Burada Ticaret ve Sanayi Odası’nın görevi, Karaman’a has marka ve modellerin oluşmasını sağlamak, Karaman esnafını markalaştırmak olmalıdır. Esnafın parasını değerlendirmek isteyen, kendisine altın tepside sunulan ‘serbest bölge kurucu üyeliği’ teklifini reddetmez. Sayın Alkan’ın açıklamasından bu ret edişin, Karaman esnafına sorularak, fikirleri alınarak değil, Konya Ticaret Odası’na sorularak yapıldığını okuduk.

Aslında serbest bölge 1. Adım olarak öngörülüyor. İkinci adım ise Gıda Vadisi. Gıda vadisi bölge illerini de içine alacak bir adım olacak. Üçüncü önemli adım ise marka kooperatifleri. Serbest bölge aslında bir nevi ayrı bir ticari devlet gibi de düşünülebilir. Öyle ki burada yapılan üretim direk ihraç edilen ürün olarak düşünülüyor ve birçok vergi, KDV, stopaj ve bazı harçlardan da muaf tutuluyor. Gümrüklerde yaşanan sorunlar asgariye indiriliyor vergi muafiyetleri sayesinde de maliyetler düşüyor. Karaman’da kurulacak serbest bölgeyle bağlantılı olarak oluşturulması planlanan ve yük taşımacılığının yapılabileceği raylı sistem hattı ile de özellikle limanlara ulaşımda maliyetleri azaltacak bir sistemde planlanıyor.

Aynalı binadan aşağı doğru bakıp, ‘’şunlar yönetemiyor, bunlar kıvıramıyor’’ diyerek şehri yönetenleri eleştirmek ve şehrin imaj kaybı yaşadığını söylemek kolay. Ancak, şehrin olduğu kadar iş Dünyasının da güzel bir imaja ihtiyacı vardır ve bunu oluşturup korumak ta Ticaret ve Sanayi Odası’nın görevidir. Yani, bir meyve suyu fabrikasında işçiler şehrin diğer illere geçişi olan anayolunda grev yaparken ticaretin başkanının ‘’Bana ne yav’’ demesi önemli imaj kaybıdır. Ayrıca görevdeki 8 yıl boyunca yapabileceğiniz tek şey bir peynire yer bildirimi sağlamaksa, önümüzdeki 4 yıl kol böreği yemeye talip olmuşsunuz demektir. Ticarete dair hiçbir şey yapmayacaksın, Devlet tarafından hayata geçirilen çalışmaları elinin tersiyle iteceksin, sonra da ‘Üzüm ve buğdaya bildirim alacağız’ diyeceksin. Ticaret Sanayi Odası’nın gelecek 4 yıl için planı bu olabilir mi?

Biz adaylığımızı açıkladığımız günden bu yana sürekli olarak sahada esnafımız ve iş adamlarımızla görüşmeler yapıyoruz. Tabi bu görüşmelerde bazı isimlerin KTSO başkanlığı için liste çalışması içerisinde olduklarını öğrenmiştik. Bu arkadaşlar esnafımızı arayıp liste çıkaracaklarını ve oy için kendilerine söz verilmesini talep ediyorlardı ancak, henüz ortada başkan adayı falan yoktu! Dolayısı ile gençlerin önünü açmak için çekilmek gibi bir söylem güldürür.

Bakınız, biz kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla değil, istişareler sonucu adayız dedik ve sahaya indik. Bundan sonra da Allah nasip ederse Karaman ticaretini hiçbir masaya malzeme, hiçbir pazarlığa meze yaptırmayacağız. Karaman ticareti üzerinden kimseye hesap tutturmayacağız. Derdimiz, tasamız, kaygımız, endişemiz esnaf olacak. İşimiz esnaf, gücümüz esnaf olacak ve şehrimizde ticaretin geleceğini Ali Cengiz oyunlarına bırakmayacağız’’ dedi.