Bu sözü söylemenin tam vakti şimdi; nerde o eski ramazanlar? Yardımlaşma, paylaşma ve merhamet duyguları nerde? Bir elin verdiğini diğer el görmemeli derken yaptığımız her şeyi gösterir olduk. Uzun pide kuyruklarındaki muhabbetlerimizde eskide kaldı artık. Komşular hep bir araya gelir, herkes evinde olanı getirir, iftar masaları kurulur, sofralar bereketlenirdi. Ardından çay, kahve ve muhabbete doyum olmazdı. Şimdi komşuyu geçtim eş, dost, akraba bile çağırılmıyor iftara. Çağırmayı, birlikte iftar masaları kurmayı da geçtim “kızım hadi şu yemeği götürüver komşuya” yemek komşuya gider, o da iftar için ne yaptıysa bir tabak tutuşturuverirdi elimize. Şimdi o da bitti ne yazık ki, komşunun kapısını bile çalamaz olduk. Sahur vakti bir ay boyunca davul çalan davulcular bayram sabahı kahvaltıda bahşişlerini istemeye gelirlerdi. Sonra bayramlaşma merasimi başlardı, küçükler el öpmeye gelirlerdi. Kapılar çalar ve hiç tanımadığınız çocuklar gelirdi, hep bir ağızdan “bayramınız mübarek olsun” deyip sonra da şeker beklerlerdi. Şimdi ne hazırlık kaldı ne de o çocuklardaki şeker toplama heyecanı. Onun yerini tatil planları aldı.

Bayramlık kıyafetler alınırdı, onları giymek için bile ayrı bir heyecan olurdu insanların içinde, bayram heyecanı. Şimdi yeni kıyafet bayrama özel olmadığı için artık o heyecanda kalmadı.

Kurulan iftar çadırları, paylaşma ve yardımseverlik adına kurulurken, yardımı yalnızca yakın çevremize yapar olduk. İftar çadırlarında da birçoğumuz yoksul görmüyor artık. Az önce de söyledim ya, bir elin verdiğini diğer el görmezdi diye, yardım kolileri yapılırdı ihtiyaç sahiplerine, hiç de kimsenin haberi olmazdı. Şimdi kim nereye ne kadar yardım yapmış, kim nereye ne bağışlamış hepsi gözümüze sokuluyor adeta.

Ayrıydı eskiler, ayrı da bir heyecanı vardı, kalmadı şimdi hiçbir şey. Artık herkeste bir memnuniyetsizlik, huzursuzluk, doyumsuzluk ve umursamazlık hakim ne yazık ki. Eski Ramazanları biz tüketiyoruz aslında. Görmüyoruz, görmek de istemiyoruz. Tok olduğumuz için mi anlamıyoruz açın halinden? Böyle giderse virüs nedeniyle Teravihe de gidemeyecek gibiyiz. Kendi evimizde bile uzak kalmaya çalışıyoruz birbirimizden. Korkarım ki insanlar daha da uzaklaşıyor, uzaklaşacak birbirinden. Sonumuz hayrolsun inşallah. Mübarek Ramazan ayında sevgi ve merhameti yüreğimizden eksik etmeyelim, karşımızdaki kim olursa olsun ne olursa olsun lütfen hor görmeyelim, küçümsemeyelim. Allah yüreklerimizden sevgiyi ve merhameti eksiltmesin inşallah. Bol rızıklı, bereketli ve huzurlu bir Ramazan ayı geçirmeniz dileğimle, sağlıcakla kalın.