Ülkemizdeki ifsat çalışmalarına dikkat çekilen mektupta, “Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Hem Rahmet ve Bereket ayından çıkmış olmamız hem de İslam coğrafyasının içinde bulunduğu durum sizleri olduğu gibi bizleri de hüzünlendirmektedir. 

Bildiğiniz gibi son yıllarda Müslümanlar olarak yeryüzünde yüzümüz gülmüyor. Hemen hemen tüm İslam coğrafyası, Küresel emperyalizm tarafından Siyonist emeller uğruna kan gölüne çevrildi. Batı, İslam coğrafyasında adeta soykırım yapıyor. Bizi en çok üzen ise Müslümanlara yapılan bu soykırımın yine Müslümanlar vasıtasıyla yapılması ve bu zulmü durdurabilecek İslam ülkelerinin sadece seyrediyor olmasıdır. Biz biliyoruz ki bu İslam ülkelerinin halkları, yöneticileri gibi düşünmüyor. Ancak seslerini de o veya bu sebepten çıkartamıyor, yöneticilerini doğruya yönlendiremiyorlar. Bizler her konuda olduğu gibi bu konuda da ilahi emir gereği, Allah’tan(C.C.) ümidimizi kesmedik. Eminiz ki bu kukla yöneticiler, Allah’ın izni ile bir gün yok olup gideceklerdir.

İslam coğrafyasında kan ve gözyaşı ile beraber büyük ve engellenmesi zor bir ifsat çalışması da mevcut. Bu ifsat çalışmaları ülkemizde de yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bundan yıllar önce tek tük misyoner faaliyetlerle karşılaşırken bugün hemen hemen her alanda inancımıza açık saldırılar yapılmaktadır. Ahiret hayatını basit gören, onunla dalga geçen bir nesil yetişiyor. Faizi alanında vereninde Allah’a(C.C.) savaş açmış olacağı gerçeği, bir dünya gerçeği olarak değiştirilmek isteniyor. Gençliğimiz parklarda, bahçelerde zina ediyor, Ramazan ayında bile içki içiliyor umuma açık yerlerde, polis kayıtlarında öz babasının çocuğunu doğuran kadınlar ve erkek çocuklara tecavüz eden şeytani insanlar ortaya çıkıyor. Sapkınlar, LBGT adı altında sapkınlarını yaymak için dernekleşebiliyor. Toplumumuzda ise bunlar normal karşılanıyor artık. Ne kadar elem verici bir durum değil mi? 

Bununla beraber inancımıza sahip çıkanlar linç ediliyor. Bunların yanlış olduğunu topluma anlatmaya, doğruyu göstermeye çalışan ve bu yanlışların düzeltilebilmesi için çözüm önerileri sunan topluluklar var. Fakat bunlar gazeteler, Televizyonlar, Sosyal medya araçları tarafından asılsız, yanıltıcı, yönlendirici, amacını saptıran yorumlarla, haberlerle, iftiralarla karalanıyor, itibarsızlaştırılıyor ve din düşmanı gibi gösterilmek isteniyor. Bilinmelidir ki kurtuluş ancak ve ancak Allah’ın(C.C.) ipine sımsıkı sarılmaktan geçer. Bu bağlamda Saadet Partisi olarak, Milli Görüşçüler olarak, medyanın bu çalışmalarına aldırış etmeden, kınayıcının kınamasından korkmadan inancımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Geride bıraktığımız Ramazan ayında, büyük bir çoğunluk olmasa bile gıda sektöründe hizmet veren bazı esnaf kardeşlerimiz Ramazan ayında dükkânlarını kapalı tuttu. Bunlardan biride sizsiniz. 

Bir iyiliğe yardımcı olan o iyiliğin sevabına ortak olur. Bir günaha yardımcı olan da o günahtan ortaya çıkan vebale ortak olur. Ramazan gününde dükkânını açan lokanta, büfe, çay ocağı ya da benzeri bir gıda işletmecisinin, oruç yiyen birinin oruç yemesinin yardımcısı durumunda olduğu, dolaysıyla yenmiş oruçların tamamında vebali olduğu fıkıh kitaplarında açıkça belirtilmektedir. 

Toplumumuzda inancımıza bu denli pervasız ve organize bir saldırı varken sizin bu saldırılara karşı duruşunuz, Ramazan’da insanların orucunu tehlikeye atmamak, Dünya üzerindeki her şeyden daha değerlidir anlayışınız bizleri sevindirmiş ve geleceğimiz adına ümitlerimizi arttırmıştır. Bu tutumunuzdan dolayı sizi tebrik ederiz ve bir Müslüman olarak teşekkürü borç biliriz. Geçtiğimiz Ramazan Ayının size ömür boyu sağlık, mutluluk, bereket, hayırlı bol kazanç getirmesini Rabbimizden niyaz ederiz. 

Allaha emanet olunuz. Selam ve dua ile.” ifadeleri kullanıldı.