Merkez Topucak Mahallesi 79. sokakta, metruk bir evin avlusunda bulunan ve tarihi değere sahip çeşme adeta keşfedilerek ortaya çıkarıldı. Bugüne kadar bilinmeyen; şekil üslup ve süsleme unsurları açısından da Karaman’da başka bir örneği olmayan çeşmenin bulunuşu şehir ve sanat tarihçileri arasında büyük bir heyecan yarattı.

Çeşmeyi adeta keşfederek gün yüzüne çıkaran “İlkem” (İlkeğitim Müzesi Derneği) Başkanı Ali Yağcı şu açıklamada bulundu; “ Şu ana kadar şehrimizle alakalı yapılmış hiçbir çalışmada çeşmemizle (yeri, şekli, yapanı, yaptıranı, yapım tarihi vs.) alakalı en ufak bir bilgiye rastlanılmamaktadır. Tarafımızdan keşfedilmesi ise; merak etme, ilgi duyma, araştırma ve gayretli bir çalışma neticesinde olmuştur. Tabi ki mühim olan bu eserin ortaya çıkmasıdır. Çeşmemizin şekil, üslup ve süsleme tarzı açısından Karaman’da ikinci bir örneği yoktur. Tamamen kesme taştan yapılmış olup yüksekliği üç metreye yakındır. İki metreden fazla genişliği olan çeşmemizin cephesinde süsleme unsuru olarak “beş dilimli kemer” kullanılmıştır. Bu üslup Karaman’da bir ilk ve hatta tektir. Bu özellikleri nedeniyle de şehrimizin en güzel çeşmesidir diyebiliriz. Yukarısındaki ve yan taraflarındaki taşlarda bulunan dışbükey ve içbükey silmeler çeşmemizin cephesine ayrı bir hareketlilik ve güzellik katmaktadır. Kitabe alanı olmasına rağmen kitabe taşı yoktur ve yeri boş bulunmaktadır. Bu nedenle de yapılış tarihi, yapanı ve yaptıranı bilinmektedir.

Metruk bir evin avlusunda ve yüksek sokak duvarının arkasında kalması nedeniyle dışardan görülmesi de mümkün değildir. Çeşmemizin; sırtını dayadığı ve hemen arkasında bulunan Karaman’ın sanki küçük eyvanı andıran en derin nişine sahip ve evvelden beri de bilinen Külhan Sokağı Çeşmesi ile birlikte değerlendirilmesi gerekir. Çeşmelerimiz bu konumları itibarıyla da, biri kuzey yönüne diğeri ise batı yönüne bakan şehrimizin tek “ İki Cepheli Çeşmesi” durumundadırlar. Çeşmemizin tabanı dolduğu için yalağı, gideri ve dinlenme sekleri toprak altında kalmıştır. Burada yapılacak bir kazı belki yeni bilgilere de ulaşmamızı sağlayacaktır. Doğal olarak konunun uzmanlarının ve sanat tarihçilerinin yapacakları çalışmaları neticesinde söyleyecekleri ve yazacakları ayrıntılı bilgiler ve farklı değerlendirmeleri de mutlaka olacaktır. Merakla beklemekteyiz. Adını “Saklı Çeşme” koyduğumuz ecdat yadigârı bu eserin alakalı kişi, kurum ve kuruluşlarla birlikte, kültür ve sanatseverler tarafından da sahiplenilerek gerekli onarım ve tanıtımının bir an önce yapılması gerekmektedir. Bu eserin şehrimize ve kültür hayatımıza kazandırılması da en büyük arzumuzdur.” dedi.