Aktekke Camisi’nde eda edilen sabah namazı sonrası Hatuniye Medresesine geçildi. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program İl Temsilcisi Cahit Suci’nin selamlama konuşmasıyla devam etti.

Sonrasında KMÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nasseruddin Mazhari sohbet yaptı.

Mazhari Hoca sohbetinde;

‘Değerli arkadaşları hoş geldiniz! Bizi bu bereketli anda buluşturan Allah’a hamdu sena olsun!

Bu bereketli saatleri değerlendiren Müslüman Hz. Peygamber (a.s)’in hayır duasına mazhar olur. Nitekim Hz. Peygamber (a.s) şöyle dua etmiştir: ( يتهلأ كراب نهللا

في بكورها( yani: Ey Allah’ım! Sabah erken saatlerinde kalkan ümmetimin işlerini bereketli kıl!

Bu dua Müslümanın bütün işlerini kapsıyor. Yani dini olsun dünyevi olsun erken kalkan ve işine koyulan bir Müslüman bu duaya mazhar olur. Aslında işleri dini ve dünyevi olarak sınıflandırmak ne kadar doğru bilemem. Çünkü bir Müslüman Allah(c.c)’ın rızasını gözeterek bir iş için çıkmışsa o artık Allah (c.c) yolundadır ve o işten dolayı ecir kazanır.

Bu bereketli saatler, yani seher vaktinden güneşin doğuşuna kadarki zaman dilimi ilim tahsili için de önemli ve feyizli vakittir. Selef uleması bu zamanı Kur’an, Hadis ve diğer önemli metinleri ezberlemek için tahsis ederlermiş. Okumak, çalışmak için bereketli olduğu kadar yazmak için de en güzel zaman seher vaktidir. Seher vaktindeki o feyiz ve manevi esintiler başka hiçbir zaman diliminde yoktur. Hatta yazıları derin ve anlaşılması dikkat isteyen bir yazara demişler ki: sizin yazılarınızı okuyoruz ama anlayamıyoruz. Bunun hikmeti nedir? O de demiş ki: “Ben yazılarımı seher vaktinde yazıyorum. Siz de seher vaktinde kalkar okursanız anlarsınız”.

Hz. Peygamber (s.a)’in bir hadisi şerifinde şöyle geçiyor: )إن لربكن في أيام دهركن

نفحات فتعرضوا لها “Belli zaman dilimlerinde Allah’ın manevi esintileri oluyor. O manevi esintilere kucak açın, size dokunsun”. Hafif bir esinti insanı okşayıp geçiyor… ona edebiyatta bâd-ı saba de derler. Bazen de bir iki saniyelik güzel koku alır, sonra hemen kayıp olur… İşte manevi esintiler de buna benzer. O anları yakalamak lazım. Demek ki büyük zatlar o anları yakalıyorlarmış. Onun için o zatların eserleri, isimleri ölümsüzleşmiştir. Mesela Hafız Şirazi onlardan birisidir. Farsça gazelinde onun gibi bir gazel-sera geçmemiştir.

Ona Lİsanu’l-gayıb lakabı vermişler. Yanı sıra dışı bir dile sahiptir. Hafız bu kadar ilim ve fazlını seher vaktinin bereketine bağlıyor, bu zaman dilimine borçlu olduğunu söylüyor. Bunu Divanının birçok yerinde dile getiriyor. Hatta ilk gazelini seher vaktinde yazdığını söylemiştir.

دوش وقت سحر از غص وجاتم دادود

اودران ظلمت شة آب حیاتم دادود

“dün seher vakti beni gam ve kederden kurtardılar, o gecenin karanlığında bana âbı- hayat (yaşam suyu) verdiler”.

چ مثارک سحری تود و چ فرخىدي شثی

آن شة قدر ک ایه تازي تراتم دادود

“ne mübarek bir seher ve ne talihli bir seherdir ki bana o kadir gecesinde yeni beraat verdiler”

Yahya Kemal Beyatlı’yı Hafız’ın gazelleri mest etmiş olmalı ki onun hakkında şöyle der:

RİNDLERİN ÖLÜMÜ

Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış;

Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.

Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış

Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;

Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.

Ve serin serviler altında kalan kabrinde

Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.

Stresi bertaraf etmek ve psikolojik olarak rahatlamak için de seher vakti çok önemlidir. Sadece islam dininde değil, Yahudilik, Hristiyanlık ve Budizm dinlerinde bile seher vaktine vurgu yapılmıştır. Kutsal kitaplarda bu vaktin önemi üzerinde ayrıca durulmuştur. Dünya çapında tanınan meşhur üniversitelerde fizik ve biyoloji ilmi açısından bu zaman dilimi üzerine araştırmalar yapılmış ve şöyle sonuç elde edilmiştir: Bu zaman dilimindeki güç (bizim dini literatürde seher vakti sabah ezanından 30, 20 veya 15 dakika önce başlar ve güneş doğuncaya kadar devam eder) bir kişinin ruh halini değiştirecek kadar faydalı ve etkilidir. Mesela karaciğeri ve böbrekleri temizler. Kalbin fonksiyonunu daha iyi hale getirir…; Bunlar ilmi veri ve tespitler, yani bu tespitlerde yanlışa yer yoktur. İşte Hz. Peygamberimizin sünnetinin emri de bu yönde. Sabah namazında sonra uyumamak. Bu araştırmalar sadece işin maddi kısmına bakıyor. Bir de bu erken kalkmadaki fizyolojik güç ile manevi güç yani namaz birleşirse aliyyülâlâ olur. En büyük manevi güç kaynağı kuşkusuz ki namazdır.

Dolayısıyla bu bereketli zaman diliminin kadrini bilelim ve ondan en iyi şekilde yararlanalım…’ dedi.

Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Varis Çakan’ın Doğu Türkistan meselesine değinen kısa sohbetinin ardından Ocak ayında okunan hatimlerin duasıyla program sona erdi.