Milletvekili Eser mesajında; “Miraç ile sevgili Peygamberimiz (sav), kâinatın sultanı olan Allahu Teâlâ’yı en yüksek bir mertebede bilmiş ve tanımış, O’nun şu âlemi yaratmaktaki ilâhî maksadlarını en yüksek bir şuur ile anlamıştır.

Miraç; aklın bittiği imanın başladığı yerdir.

Miraç gecesi, ızdırap ve sevincin bir arada yaşandığı gecedir.

Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", Mirâc'da Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Kürsî, Arş ve Ruh âlemlerini geçip, bilinmeyen, anlaşılamayan, anlatılamayan şekilde, mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü teâlânın huzuruna vardı.

İşte AŞK ile varılan bu Sidretü'l Münteha'da, Peygamber Efendimize;

"Rabbini sena eyle!" buyrulduğu vakit,

O hemen; "Ettehiyyatü lillahi vessalevatü vettayyibat" (yani, bütün lisanlar ile olan medhler, övgüler ve senalar, beden ile olan hizmetler ve taatler, mal ile olan iyilikler ve ihsanlar Allahü teâlâ için olsun) dedi.

Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ey Habibim! Benim misafirimsin. İste benden ne istersen!.."

Resulullah efendimiz; "Ümmetimi isterim ya Rabbi" dedi.

Hak teâlâ, bu suali defalarca tekrarladı.

Resulullah efendimiz hepsinde; "Ümmetimi isterim" diye cevap verdi.

Allahü teâlâ; "Hep ümmetini istersin" buyurunca,

O; "Ey Rabbim! Dileyen benim, veren sensin. Cümle ümmetimi bana bağışla" diye taleb etti.

Cenab-ı Hak; "Eğer ümmetinin hepsini şimdi sana bağışlarsam, benim rahmetim ve senin izzetin zahir olmaz. Bir kısmını şimdi sana bağışladım. İki kısmını tehir ettim. Kıyamet günü sen dileyesin, ben bağışlıyayım. Ta ki, benim rahmetim ve senin izzetin belli olsun" buyurdu.

O gece Resûl-ü Ekrem (asm) efendimiz, yetmiş bin nuranî perdeleri aşarak perdesiz görüşmeye imkân veren bir mertebeye yükseldi.

Evet, Mi'raç bir yükselişti... Kulun Allah nezdinde yükselişi... Kullar bu yükselişi hiç şüphesiz O'nun razı olacağı bir hayat ile gerçekleştirirler. İhlas ile, takva ile, ibadet ve taat ile..

Bilhassa namaz ile.

ÇÜNKÜ NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR.

EN ÜST MAKAMDI

Camilerde namazımızı kılamadığımız bugünlerde ellerini semaya açıp huzurunda dua eden, kıyamda sessiz aminler gönderen bu kullarını affeyle Allahım..

BİZLER BİLİYORUZ Kİ YERYÜZÜ MÜMİNİN MESCİDİDİR, KABESİ KALBİNDEDİR. ZİKRİ HEP DİLİNDEDİR.

Amma bizim hüznümüz; mümin kardeşlerimizle saf tutamadığımız ve kıblegahımızda lebbeyk seslerini yankılanamadığımızdandır.

Mahcubuz ama ümitvarız Allahım..

Bizlere teselli veren, huzuruna erdiren, Mübarek kandillerinin ümitvarıyız.

Ne mutlu bu geceden hissedar olana! Ne mutlu O Kutlu Nebi’ye ümmet olana !

Ve Yaradana en yakın kulluk vazifesiyle alnı hep secdeye varana ne mutlu..!

Başta hemşerilerimin olmak üzere tüm İslam Âlemi’nin mübarek miraç kandilini kutluyor, bu gecelerin hürmetine, Rabbimizin hüzünlerimizi yakın bir mutluluğa çevirmesini temenni ediyorum.