Erbakan basın bildirisinde;
“ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un Türkiye'nin Rusya'dan 'S-400 Savunma Sistemi'ni satın
almasından dolayı “Ortak F-35 Programı'ndan çıkarıldığına dair basın açıklaması ile dışa bağımlı
savunma sistemlerinin çözüm olmadığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Bu noktada F-35'lerin Türkiye'ye teslimatının askıya alınması ile ilgili açıklamayı, en üst düzeydeki bir
ABD yetkilisi yerine, ABD Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ellen Lord'un yapması da aslında
ülkemiz açısından üzerinde durulması gereken bir husustur.
CAATSA (ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası)'nın en az beş maddesinin
uygulanması halinde bile Türkiye'yi ciddi anlamda etkileyeceği ayan beyan ortadadır. Çünkü Türkiye
sadece F-35'in bazı parçalarının Türkiye'de üretilmesine son verilmesi açısından yara almayacak,
ayrıca F-16, CH-47 ve UH-60'ın Türkiye tarafından üretilen parçaları da bundan etkilenecektir.
Bu yaptırımın Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (EEPA) gereğince, ikili ilişkiler başta olmak
üzere, ülke ekonomisi üzerinde de ciddi baskılar ve yaralar oluşturacağı muhakkaktır.
Bu cümleden olarak, TBMM'de temsil edilen tüm siyasi partilerin TBMM'yi olağanüstü toplantıya
çağırarak, ABD'nin S-400 konusunda aldığı karar karşısında İsrall'i İran'a karşı korumaya yönelik
olarak Malatya Kürecik'te konuşlandırılan ABD yapımı AN/TPY-2 radarının acilen devre dışı bırakıl -
ması ve ABD tarafından ileride atılması muhtemel diğer adımlara karşı da başta İncirlik Üssü'nün
kapatılması olmak üzere, mukabil eylem planlarının hazır hale getirilmesi Türkiye açısından hayati
önem taşımaktadır.
Türkiye açısından büyük öneme haiz olan bir durumda ve özellikle de ABD karşısında hamaset,
edebiyat ve kınama mesajları ile bir sonuca gitmenin mümkün olamayacağı açıkça ortadadır. 1974
Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ABD'nin uyguladığı ambargoya karşı ABD'nin İncirlik Üssü'nü hiç tereddüt
etmeden kapatan dönemin koalisyon hükümetinin gösterdiği kararlı tutumun aynen uygulanması
artık kaçınılmazdır.
Türkiye'nin, kendi toprakları üzerinde ABD'nin çıkarlarını korumak yerine, kendi güvenliğini ve men-
faatlerini önceleyecek filli adımları atması ve her zaman ifade ettiğimiz gibi, kendi 'Yerli ve Milli'
savunma sistemleri üretimine hızlı ve güçlü bir şekilde yönelmesi bir zorunluluktur.
Türkiye'nin 'yağmurdan kaçarken doluya tutulmaması' açısından, Rusya'dan S-400 alımı gibi palyatif
çözümlere sığınmak yerine mutlak suretle kendi yerli savunma sistemini oluşturmaya odaklanması
gerekmektedir.
Ayrıca ABD tarafından açıklanan bu karar dolayısıyla Türkiye'nin 9 milyar dolarlık kayba uğraması
konusunda da yetkililerin kamuoyunu aydınlatıcı, ayrıntılı bir açıklamada bulunması zaruridir.” Dedi.