Aşık olanın nişanı vardır melamet olur belli beyanı…Yunus Emre

2021 yılı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Yunus Emre tanıtım Yılı olarak ilan edildi. Birleşmiş Milletlerin bir örgütü olarak UNESCO Yunus Emre’ye verdiği değeri daha öncede, 1991 yılında Yunus Emre’nin doğumunun 750. Yılında anmakla göstermişti. Dünya örgütlerinin Karaman’dan çıkan Mevlana, Yunus Emre, Piri Reis ve daha bir çok değerli şahsiyetleri anma programlarına almaları ve bütün bir yılı o şahsiyetlerin programlarına katmaları biz Karamanlılar için bir onur kaynağıdır. Âcizane bir fikrim olarak, Sayın Valimiz önderliğinde Belediye Başkanımız, Rektörümüz, Sayın Müftümüz, İl Kültür ve Turizm Müdürümüz, Milli Eğitim Müdürümüz, Yeşildere Muhtarımız, yerel bir gazetecimiz, yerel halktan bir kişi ve öğrencilerden oluşan bir gurup oluşturup UNESCO’ ya bir Karamanlı olarak ziyaret yapalım. Karaman’ın yerel ürünlerinden, el sanatlarımızdan ve kitaplarımızdan sunumlar yapalım.

HAKİKATIN MANASI: Yunus Emre’nin Divan’ından Karaman Nüshasından

Hakikatin manasın şerh ile bilmediler

Erenler bu dirliği riya dirilmediler

Hakikat bir denizdir şeriattır gemisi

Çoklar denizden çıkıp denize dalmadılar

Bunlar geldi tapuya şeriat tuttu durur

İçeri giribeni ne varın bilmediler

Dört kitabı şerh eden asidir hakikatte

Zira tefsir okuyup manasın bilmediler

Yunus ödünü sıdır bu yola geldin ise

Ödleri sıdmayanlar bu yola gelmediler

                Yunus Emre, bir tarikat şeyhi ve müritleri olan İsmail Hacı ailesinin oğlu olan İsmail’in çocuğudur. Bir Türkmen ailesi olan İsmail Hacı ailesi ve müritleri; Ortadoğu’daki Moğol istilalarından ve siyasi karışıklıklardan dolayı, cemaatlerinin bulunduğu Buhara’dan çıkarak Türklerin binlerce yıl öncede Anayurdu olan ve Müslüman Türklerinde 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu’ya yerleşmelerini gözeterek Horasandan göç etmiştir. Tarihi ipek yolunu kullanarak Ayrancı İlçemizden geçen kafile 15 Km. sonra şimdiki Yeşildere Köyümüze 8 Km. mesafede köy sınırları içerisinde olan, Karaman’a 30 Km. mesafede bir alana yurt kurmuşlardır. İsmail Hacı müritleri, dervişleri olan, ilim irfan sahibi bir erendir. Kamu arazisini gasp etmiş olmamak için Karamanoğulları beyliğinden buraları hemen satın alarak kafilesini yerleştirmiştir. Burada Evlad-ı İsmail Hacı Köyü’ nü kurmuştur.  Allah dostu İsmail Hacı’nın ve Mevlana hazretlerinin Anadolu’ya göç ederken Karamanda yurt edinme sebepleri daha önceki makalelerimiz de bahsettiğim konulardan, bölgemizde bulunan Karadağ’ın Allah(c.c.) nezdinde kutsallığından kaynaklanmaktadır. Erenler diyarı Karaman’a Ortadoğu’dan yetişmiş birçok ilim irfan sahibi kişi göç etmiştir. Peygamber efendimiz Hz. Muhammet (s.a.v.) , Hz. İsa peygamber, dört büyük kitaptan Tevrat ve İncil’inde işaret ettiği Karadağ ve bölgemizde yaşamak biz Karamanlılar için onur kaynağı olsa gerek.

Yunus miskin bu öğüdü, sen sana versen yeğ idi, şimdiki zamane halkı, kimse öğüt almaz ola…

                İsmail Hacı burada dergahını kurmuş dervişlerine eğitim vermeye ve yetiştirmeye burada devam etmiştir. Çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşmaya başlamışlardır. Yöre halkıda İsmail Hacıdan eğitim almaya başlamış karamana ilim yaymıştır.

Bir devlengeç yuva yapar, yürür elden yavru kapar, doğan ileyinden sapar, zir elinde murdarı var…

                Yunus Emre 1241 yılında işte bu dergahta bu köyde şimdiki Karaman İlinde dünyaya gelmiştir. Bir ilim irfan yuvasında Şıh Dedesinin ezanı ve ismini kulaklarına fısıldamasıyla Karaman’a gözlerini açarak bakmıştır. Yunus Emre çocukluğundan itibaren medrese eğitimi almış, Kur’an-ı Kerim’i ezberlemiş Arapça ve Farsçayı öğrenmiş evliyaların eriştiği makama gelmiştir. Karamanoğlu Mehmet beyin Fermanı olan Bugünden Sonra Divanda, Dergahta Mecliste ve meydanda Türkçeden Başka Dil Kullanılmayacaktır sözüne sadık kalarak Türkçeyi en güzel bir şekilde konuşmuş ve yazmıştır. Fermana istinaden Türkçenin kullanımına hizmet etmiş büyük katkısı olmuştur. Şiirlerinde kullandığı Türkçe bunun ispatıdır.

Er elini aldın ise, ere gönül verdin ise, ikrar ile geldin ise, pes ere inkâr gerekmez…

                Şıh Dedesi İsmail Hacı’nın elinde pişen Yunus Emre’ye aldığı eğitim artık yetersiz gelmeye başlamış, bunu gören dedesi Yunus Emre’ye yol vermiştir. Yunus Emre, Mevlana Hazretlerinin dergahında yıllarca almış olduğu ilime ilim katmıştır. Mevlana hazretlerine bağlı olan Tapduk Emre dergahına geçerek burada da kendini yetiştirmeye devam etmiştir. Yunus Emre artık ilim irfan ve eğitimde artık had safhaya gelmiştir. İçi içine sığmıyor Allah aşkını bütün cihana duyurmak için Ortadoğu ve Anadolu’ya ziyaretler yapıyor. Her gittiği yerde halkın sorunlarını dile getiren şiirler yazıyor, halka ahlaklı olmayı inançlı olmayı teşvik ediyordu. O ilham kaynaklı güzel Türkçesiyle,  hitabıyla, o nur yüzüyle halkı kendine aşık ediyordu. Bölge halkı Yunus Emre’yi seviyor yurtlarında kalmasını kızlarıyla evlenmesini istiyorlar, fakat Yunus Emre bir parça yaralarına nebze olup başka bir diyara geçiyordu. Dağ tepe aşıp Allaha olan sevgisini şiirleriyle atmosfere gönderiyordu.

Gönlünü derviş eyle, dost ile biliş eyle, aşk eri şol ma’nide,derviş içi boş değil…

                Yunus Emre şiirlerini saf Türkçeyle yazmaya uğraşsa da zaman zaman Arapça ve Farsçayı da kullanmıştır. Şiirlerini aruz ve hece ölçüsüyle yazmış, eserleri Divan ve Risalet-ün Nushiyye,  Divanda toplanmıştır.

Salacamı götürdüler, musallaya yetirdiler, görklü tekbir getirdiler, Allah sana sundum elim…

                Yunus Emre aldığı medrese eğitimi ile Allah’ın yarattığı her canlının aşığı olmuş yaratandan ötürü insan sevgisini, hoşgörülü olmayı, bağışlayıcı olmayı, merhametli olmayı kendisine hayat felsefesi olarak seçmiştir. Yaşantısına uygulamış yazmış olduğu şiirlerde bunu vurgulamıştır. Şiirleri yol gösterici olmuş insanlara doğru yolu göstermiştir. Hayatını Allah yoluna adayan Yunus Emre artık evine ikiz kızlarına dönmeye karar verir ve 40 yıl Allah sevgisini atmosfere yayarak memleketi Karaman (Laranda)’a geri döner.  Burada 1320 yılında vefat eder. Mübarek kabri de şu anda Karaman’da Kirişçi Baba (Yunus Emre) Camisinde aile efradıyla birlikte bulunmaktadır. Dedesi İsmail Hacı ve ailenin diğer bireyleri ve dervişlerinin kabirleri yerleştikleri yer olan Yeşildere Köyü sınırları içerisinde dergâhın 100 metre ilerisinde bulunmaktadır. Bu dergâhı ziyaret eden nice dertler şifa bulmuş, çocuğu olmayanlar çocuklanmış ve ruhlar temizlenmiştir.

Bir gün sana zeval ere, yüce kaddin ineyere, budakların oda gire, kaynaya kazan kıza saç…

                 Şimdi en önemli konumuz olan Yunus Emre hakkındaki farklı bilgilere gelelim. Farklı birçok yerde Yunus Emre hakkında Eskişehirli, Sivaslı, ……. (daha bir çok şehirlerimiz), Yunus Emre okuma yazma bilmiyordu gibi daha bir çok aslı astarı olmayan bilgiler paylaşılmakta. Özellikle okuma yazma bilmiyor demek Yunus Emre’ye hakaret olur, bu yanlış bilgide sanırım Eskişehir Sivrihisarlı olan, Tapduk Emre’nin dergahına gelen ve bir hikayesi olan çiftçi Yunus Emre’yle karıştırılmasından kaynaklanıyor. Evet bir alime ermişe sahip çıkmak sahiplenmek güzel bir şey, hadi boş verin Yunus Emre hepimizin olsun, ama doğru bir olur bu doğruyu da görmek için Karaman’a gelmeniz lazım. Konuya hâkim olabilmeniz için, işe Yunus Emre’den değil Buhara’dan, İsmail Hacı Dergahından başlamak lazım Eğitim dergahında dünyaya gelen bir çocuğun okuma yazma bilmemesine imkân var mı? kendinize bir sorun. Ermiş dedesi, babası, anası, karısı, çocukları Karaman’da yaşayan birinin mezarının herhangi bir yerde olmasına imkân var mı? lütfen bir sorgulayın. 79 yaşında vefat eden Yunus Emre 25 yaşında dedesinden destur alarak Karaman’dan çıkmış 40 yıl dergah dergah memleket memleket Allah’ın adını haykırdıktan sonra 65 yaşında memleketi Karaman dönmüş ve kalbine kazıdığı Allah’ına kavuşmuştur. Lütfen Eskişehir’deki hikayelere konu olan Yunus Emre’yle Allah dostu, insan aşığı Karaman’ın 70 bin erenlerinden olan Karamanlı Yunus Emre’yi birbirine karıştırmayalım. Yunus Emre gittiği yerlerde öyle bir iz bıraktı ki sahip çıkmamakta kolay değil.

Ağaç ata bindireler, sinden yana göndereler, yer altına indireler, kimse ayrık görmez ola…

                Unutmayalım, Yunus Emre de, Mevlana da, Tapduk Emre de, Hodul Baba da……….. bütün Allah dostları hepimizin. Unutmayalım, erenlerimize sahip çıktığımız gibi onlar gibide yaşayalım. Unutmayalım, Yunus Emre Karamanlıdır ve Karamanlı kalacaktır.

Yazımıza Yunus Emre’nin anlamlı bir şiiriyle son verelim.

Miskin Adem oğlanı, nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi, otlamağa kalmıştır

Hergiz ölümün sanmaz, ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz, gaflet önin almışdur

Oğlanlar öğüt almaz, yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz, sarp rüzgâr olmuştur

Beğler azdı yolundan, bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden, nefs gölüne dalmışdur

Yunus sözi alimden,zinhar olma zalimden
Korkadurın ölümden, cümle doğan ölmüşdür.

Yazımıza son vermeden önce insan ruhuna hitap eden o sözlere tekrar yer vermek istedim.

Eğer derviş isen derviş cümle alem sana biliş fodulluğu hulka değiş arada ağyar gerekmez…

AŞK BİR GÜNEŞE BENZER

İşitin ey yarenler aşk bir güneşe benzer

Aşkı olmayan gönül mesel-i taşa benzer

Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter

Nice yumşak söyleye sözü savaşa benzer

Aşkı var gönül yanar yumşar ve muma döner

Taş gönüller kararmış sarp katı kışa benzer

Ol sultan kapısında ol hazret tapusunda

Aşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer

Geç Yunus endişeden ne gerek bu pişeden

Ere aşk gerek öndin andan dervişe gerek…YUNUS EMRE…KARAMAN...UNESCO…2021…

İsmet ÖZTÜRK ([email protected]) Fotoğraf: İl Kültür ve Turizm müdürlüğü-İsmet ÖZTÜRK