Hak eden formayı giyecek

Futboldan yana biraz olsun merakı ve ilgisi olanlar bilirler. Sezon öncesi hazırlık çalışmaları özellikle medya mensuplarının arayıp da bulamadıkları zaman dilimlerinden birisidir. Hepsi bir yana taraftarların merakla bekledikleri iki şey vardır ki ilki takımlarının heyecan vesilesi yeni transfer hamleleri iken ikincisi iple çektikleri ligin bir an evvel başlamasıdır. Tabi ki bu takvime hazırlık kamplarının olmazsa olmazı klişe sözler damga vuracaktır çoğu kez. Hocaların “Gidenler olacak, gelenler olacak” sözü kadar, oyuncuların idman sonrası uzatılan mikrofona söylediği “Taraftarlarımız bu sezon bize inansınlar” cümlesi en bilindikleridir. Bunun yanı sıra ardı ardına dillendirilen “Hocamız zaten kendini kanıtlamış biri, takımdaki arkadaşlık üst seviyede, çok iyi bir hazırlık dönemi geçiriyoruz” söylemlerinin peşi sıra söylenen o beylik söz sarf edilir: Hak eden formayı giyecek...

Neredeyse sil baştan yeniden oluşturulan Karaman Futbol Takımı’nda formayı kimler hak edecek merakla bekliyor olacağız. Takıma yeni katılan çok sayıda futbolcunun deyim yerindeyse bir orkestra hüviyeti kazanması tabi ki kolay olmayacaktır. Bu süreçte benim en çok merak ettiğimse teknik patron Zafer hoca’nın takımı nasıl bir mantalite ile sahaya süreceğidir? Belki garip gelecek ama Zafer Hocamı daha yakından tanımak ve de oyun felsefesi hakkında bir şeyler edinebilmek adına geçtiğimiz sezon gurubu şampiyonlukla tamamlayan Batman Petrol Spor’un maç özetlerini gece geç saatlerde oturup izledim. Doğrusunu söylemek gerekirse bir teknik direktör’ün kafasındaki oyun anlayışından ziyade sahip olduğu futbolcuların kumaşıdır asıl olan. Eğer ki elinizde Messi, Ronaldo, Mbappé gibi üst düzey topçular varsa bütün sistemi bu yıldızlara göre kurgulamak zorundasınızdır. Ya değilse ortalama bir futbol takımının sahaya dizilişi ve oyun felsefesi aşağı yukarı aynıdır ve fark yaratan, hocanın sıra dışı dokunuşları kadar kalitesiyle ön plana çıkan oyuncuların performanslarıdır aslında.

Zafer Hoca’nın yeni takımı ve oyun sistemi

Gümüz futbolunun vaz geçilmezi olan takımın sahaya diziliş şeklini ve müsabaka esnasında uygulanması gereken taktik varyasyonları ifade eden sistemlere göre bir oyun anlayışı benimsemek ancak kaliteli futbolcular ile mümkün olacaktır. Zafer hoca futbol adına ne kadar bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olursa olsun -ki bu rüştünü ispatlamıştır- elindeki kumaştan ne kadar kıyafet çıkarsa o boyda bir elbise dikebilecektir ancak. İster 4-4-2 planında, isterseniz de 3-5-2 şeklinde bir diziliş uygulayın sizi sonuca götürecek olan ilk on bire aldığınız topçuların kapasitesi olacaktır. Kaldı ki 3. Lig düzeyinde bir kaliteye sahip futbolcularla sistemi istenilen ölçüde sahaya yansıtmak zor olduğu kadar, sezon sonuna kadar sürdürmek kolay olmayacaktır da. Bu nedenledir ki bu ligde nadir rastlanan set oyununu sahaya yansıtıp, diğer takımları sürklase edebilmek ancak takım içerisinde doksan dakika kalitesini sahaya yansıtacak topçularla mümkündür.

Batman Petrol Spor’un başında iken savunma güvenliğini elden bırakmayan zafer Hoca, bu yüzden top kendilerinde iken üçlü, top rakipte iken dörtlü alan savunmasıyla kalesini gole kapamayı hedeflemişe benziyor. Her daim en geride enerjik savaşçısı olan İlyas Ural’dan vaz geçmeyen Zafer Hoca bu senede kale önünü İlyas ile sağlama alacaktır. Fakat en iyi defans hücumdur gerçeği ile takımın savunma zaaflarını aza indirgemiş diyebiliriz. Rakibi hataya zorlayan ve buldukları boşlukları çok iyi değerlendiren ileri uç elemanlarının sezon boyunca ortaya koydukları performansı görmezden gelmek büyük bir yanılgı olacaktır. İzlediğim kadarıyla altı ve sekiz numara pozisyonunda görev verdiği adamların maç boyunca oyunu domine eden adamlar olduğu bir gerçektir. Bu sene Karaman için ter dökecek olan Ali Kemal’in sekiz numara pozisyonunda yıl boyunca göstermiş olduğu istikrar kadar kanatlardan çok kez içeri kat eden, adam eksilten ve ileri uçta gol arayan Akın ve Hasan’ı unutmamak gerekir.

Batman Petrolspor Takımın gol makinesi Aykut’u sürekli yaptıkları ortalar ve de klas ara paslarla kale önünde topla buluşturan bu muhteşem üçlü Aykut’un 26 golle gol kralı olmasında en önemli paya sahip takım arkadaşlarıydı elbette. Bu sene Karaman Futbol Takımı’nda ter dökecek olan bu üçlüye teknik ustalığı ile katkı yapacağından hiç şüphe duymayacağımız Ensar, Kadir ve Tuncay gibi ayaklar da eklenince keyifli maçlar izleyeceğimizi umuyorum. Hem fizik hem de oyun zekâsı bakımından son derece profesyonel olan, takımın yeni santraforlar Umut Dilek ve Mehmet Kaan Türkmen’in bahse girerim ki lige damgasını vuracaklardır. Takım adına birçok yorumcunun acaba diyerek korktukları tek bir şey var ki o da geçtiğimiz sezon Batman Petrolspor’da top koşturan on kadar futbolcunun bu yıl rekor transfer ücretleri ile Karaman’a transfer edilmiş olmalarıdır. İnanıyorum ki bu durum Mehmet Ali Başkan ve Zafer Hoca’nın elinde takım için bir artıya dönüşecektir.

Futbol, atılacak yahut yenecek bir golden ibarettir

Son olarak söylemeden geçemeyeceğim bir şey daha var ki o da takımı sahaya nasıl dizerseniz dizin, günümüz futbolunda en az ileri uç elamanlar kadar değerli olan mevki hiç şüphesiz ki kale sahası haline gelmiştir. Takım içerisinde neredeyse bir başına kalan tek oyuncudur kaleciler. Oyunu hem el hem de ayak hareketleri ile başlatmaları kadar kalelerine gelen şutlara yapacakları kritik müdahaleler takım arkadaşları için üst düzey bir motivasyon kaynağı olmaktadır. Bu saikle iyi bir kaleci iyi bir takım için vaz geçilmezdir. Takımlar şampiyon oldukları sezon, bu başarılarını ileride skora etki eden hücum oyuncuları kadar, yaptıkları kurtarışlarla kalelerini gole kapayan kalecilere de borçludurlar ki en üst liglere damga vuran  Casillas ,Julio Cesar, Petr Cech, Buffon ve Neuer gibi kaleciler her daim ön plana çıkan isimlerden sadece birkaç tanesidir.

Karaman Futbol Takımı inanıyorum ki kaleden yana sıkıntı yaşamayacaktır. Geçtiğimiz sene şampiyon takımın kalecisi Onur benim gözümde birinci kaleci olacaktır. Mertcan ve Ayhan antrenmanlarda ve kimi maçlar esnasında ne kadar üst düzey bir performans sergileseler de yaşı ve tecrübesi itibari ile kalenin sahibi Onur olacaktır. Bütün bunların ötesinde üçüncü lig düzeyinde bir takımda futbol adına görebileceğimiz bir resitale de kuşku yok ki Zafer Hoca’mızın mahareti sayesinde tanıklık etmiş olacağız. Fakat bir gerçek var ki dünyanın neresine giderseniz gidin sahada ter döken oyuncuları diri tutan en önemli şey tribünlerdir. Ne var ki başkanından hocasına; futbolcusundan malzemecisine varana dek kalitesinden şüphe duymadığımız takımın şampiyonluğuna gönülden inanmış iyi bir seyirci kitlesi ile bütün misafir takımlar Kemal Kaynaş Stadı’ndan eli boş dönecek demektir.