Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Jandarma Teşkilatı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’nın önerilerinde siyasete atıf olmadığını belirterek, "Biz hükümet olarak güvenlikle ilgili her konuda Genelkurmay Başkanı’mızın görüşünü alırız. "Şu hususlar dikkate alınırsa daha iyi olur" şeklinde diğer kanunları da dikkate alarak bir çalışma sundular. Zaten "siyasete bağlı olmak demek, milletin iradesine uygun hareket etmek demektir" dedi.

Bakan Yılmaz, önümüzdeki dönem savunma harcamalarının arttırılacağını vurgularken, "Eşkiyayı Türkiye’ye saldırmaktan alıkoyan şey, Türkiye’nin caydırıcı gücüdür. Bugün sesimiz gür çıkıyor, çok net konuşuyorsak hükümet, millet, devlet ve TSK’nın desteğiyle gücü iledir. TSK dünyadaki en modern en güçlü ve savaşa en hazır ordulardan birisidir" diye konuştu.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nu makamında ziyaret etti. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Yılmaz, Jandarmanın, İçişleri Bakanlığı’na bağlanması halinde, jandarmanın siyasallaşacağı şeklindeki yorumlara açıklık getirdi.

"SİYASETE BAĞLI OLMAK DEMEK, MİLLETİN İRADESİNE UYGUN HAREKET ETMEK DEMEKTİR"

Genelkurmay Başkanlığı’nın, Türkiye’de en disiplinli en iyi çalışan kurumlardan biri olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, “Biz hükümet olarak güvenlikle ilgili her konuda Genelkurmay Başkanlığımızın görüşünü alırız. Çünkü onlar güvenlikle ilgili uzman kuruluşlardan birisidir. Geçmiş yılların tecrübesine dayanarak yapılacak olan bir güvenlik düzenlemesinin hangi hususlarda dikkate alınırlarsa daha iyi olacağı hususunu hem Başbakanlığa Hem de Milli Savunma Bakanlığı olarak bize göndermiştir. O ibare içinde hiçbir yerde böyle bir siyasete atıf yoktur. ‘Şu hususlar dikkate alınırsa daha iyi olur’ şeklinde diğer kanunları da dikkate alarak bir çalışma sunmuştur. Burada siyasete bağlı olmak demek, milletin iradesine uygun hareket etmek demektir. Türkiye’deki bütün yapılan bütün kuruluşlar milletin iradesine istese de istemese de zaten tabidir. Dolayısıyla Genel Kurmay Başkanlığımızın yazdığı yazının içeriğini bilen birisi olarak söylüyorum. Böyle bir ibare yoktur. Basından ben de takip ediyorum. ‘Olsa olsa budur’ diyerek böyle bir anlam yükleniyor. Böyle bir durum yok. Teknik hususlarda itiraz demeyelim de önerileri var. Hükümet ne yapacak? Genelkurmay Başkanlığımızın da görüşünü aldıktan sonra Bakanlar Kurulu’nda değerlendirecek ve ülkemiz, milletimizin için en doğru. uygun neyse onu koyacak. Milletimiz şundan emin olsun. Genelkurmay Başkanlığımız çok iyi çalışıyor. Kuvvet komutanlarımız komuta kademesi geçmiş dönemlerde olmadığı kadar kendi görevlerini hakkıyla bilinciyle yerine getirenlerden birisi. Biliyorsunuz güneyimizde bir eşkıya var. Güney sınırlarımızda. Ülkemizin dışında da olsa eğer o eşkıyayı Türkiye’ye saldırmaktan alıkoyan şey, haritanın üzerindeki çizgi değildir. Sınırlan değildir. Zaten eşkıyayı, haritanın üzerindeki sınır ve çizgiler tutmaz. Onu Türkiye’ye saldırmaktan alıkoyan şey, Türkiye’nin gücüdür. Caydırıcılık gücüdür. Bu caydırıcılık gücü de eğer sesimiz böyle gür çıkıyorsa, çok net konuşabiliyorsak bu da hükümetimizin, milletimizin, devletimizin silahlı kuvvetlerine desteğiyle, silahlı kuvvetlerimizin bugün dünyadaki en modern, en güçlü ve savaşa en hazır ordularından birisi olmasıyladır. Dolayısıyla bu konuyla ilgili öyle bir açıklama yok. Öyle yükleniliyor. Yapılan teknik hususlar dikkate alınırsa daha iyi olur şeklinde bir görüş açıklamasıdır. Hükümet tarafından değerlendirilecektir. Milletimiz için en hayırlı netice imzalanarak meclise sunulacaktır” diye konuştu.

"SAVUNMA BÜTÇESİ ARTTIRILIYOR, SON 200 YILIN EN GÜÇLÜ TÜRK DEVLETİYİZ"

Bakan Yılmaz, Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesinin artırılması ile ilgili soruyu ise, “Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesi geçmiş yıllara göre çok büyük bir artış gösterdi. Öncelikle bunu çok net söyleyeyim. Ancak milli gelirdeki 3 kat artış oranında Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesinde 3 kat artış oldu mu derseniz, ‘Hayır olmadı’ derim. Ancak biz şunu söylüyoruz. Milli eğitime yapılan yatırım, silahlı kuvvetlerin kendisine yapılan bizzat yatırımdır. Daha eğitilmiş nitelikli insanların silahlı kuvvetlere gelmesi, silahlı kuvvetlerine güçtür, destektir. Sağlığa yapılan yatırım silahlı kuvvetlere yapılan yatırım sayılır mı? Sağlıklı bireyler, sağlıklı Mehmetçik gelecek. Dolayısıyla sağlığa ve eğitime yaptığımız yatırım aynı zamanda silahlı kuvvetlere yapılmış yatırımdır. Geçmişte Awacs uçağımız var mıydı? Şimdi var. Stratejik nakliye uçağı diye A420 aldık. Kaç tane alıyoruz. 10 tane. Geçmişte ‘14 tane alalım demişler, kusura bakmayın ama o kadar paramız yok’ demişler. Şu anda silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacı olup da almadığımız hiçbir şey yok. Hayata geçirmediğimiz hiçbir proje de yok. Tankımızı, kendi helikopterimizi yapıyoruz. Hatta kendi helikopterimizi yaptık. 5 tanesini de Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim ettik. Kendi insansız hava aracımızı yapıyoruz. Bu söz benim sözüm değil. Tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat’ın sözü. Türkiye Cumhuriyeti, Türk Devlet tarihinin tarihinin rejimi değişir ama süreklilik aynıdır. Şurayı devlet nedir? Osmanlı döneminin müessesesi Danıştay, hala aynıdır. Divan-ı Muhasebat, Sayıştay Osmanlı döneminin kurumu halen devam etmiştir. Dolayısıyla devletler de bir süreklilik vardır. Türkiye’nin bugün bulunduğu dönem son 200 yıllık Türk Devlet tarihinin en güçlü dönemindedir. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bugün bulunduğu durumda tarihte hiç olmadığı kadar da cazibeyi dikkati üzerine çeker durumdadır. Dolayısıyla bütçede eğitime ve sağlığa ayrılan payın silahlı kuvvetlerinden alıntı şeklinde değil, silahlı kuvvetlere katkı olarak düşünmek lazım. NATO kriterlerine göre ilke şu: Milli gelirinizin yüzde 2’sini savunmaya ayırmak durumundasınız. Türkiye geçmişte bu oranın bir altında bir üstünde dolaşıyordu. Şu an Türkiye NATO’nun içinde 8. sırada. 1.75-1.8”e yakın bir milli gelire oranı var. Bizim taahhüdümüz var. Önümüzdeki dönemde Milli gelirin, GSMH’nın yüzde 2’sini savunma için de harcayacağız. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde savunmaya harcamalarımızı artıracağız” cevabını verdi.

BEDELLİDE BAŞBAKANIMIZ EN İYİ NETİCEYİ SÖYLEDİ

Bedelli askerlikle ilgili ise Bakan Yılmaz herkesin görüşünün alınacağını hatırlatarak, “Son sözü Başbakanımız söyler. En son Başbakan Davutoğlu ve Numan Kurtulmuş "Toplumda böyle bir talep var. Bu talebi siyasete taşımak istiyoruz" deyip dile getirdiler. Ancak Türkiye’nin çevresindeki durumlar da dikkate alınarak en iyi neticeyi Başbakan Davutoğlu söyledi, bundan sonra da söyleyecektir” dedi.