Kahraman iyi bir ok atıcısıdır. Okunu her attığında istediği hedefi kolaylıkla vurur. Kahraman, haklının yanında olma; haksızın karşısında durma yönüyle halk arasında iyice güçlenmiştir. Halkın sevgilisi, o toplumda yaşayan her insanın dilinde söz, aklında güç, gönlünde taht kurmuş kalbinde yer edinmiştir artık. 
Bir süre sonra ülke içindeki iktidar sahipleri, kahramanın artık fazla olmaya başladığı, ortadan kaldırılması gerektiği hakkında hem fikirdirler. Kendilerince,  kahramana türlü eziyetler çektirmenin, onun halk arasındaki sevgisini sona erdirmenin zamanı gelmiş de geçmiştir bile. Bu amaçla okçunun en sevdiği kişiyi yakalarlar. Tüm halk meydanda toplanmıştır. Halk, okçuyu ve iktidar sahiplerinin ona nasıl bir ceza vereceğinin merakı içerisindedir. Kahraman, ok, yay, en sevdiği kişinin başında bir elma ve oldukça uzun bir mesafe. Okçu en zor atışını yapmak zorundadır. En sevdiği kişinin başındaki elmayı isabetli bir atışla vurmak ya da elmaya isabet etmeyecek okun, belki de sevdiği kişinin  kalbine saplanması…
Halkın ve iktidar sahiplerinin meraklı bakışları arasında okçu, okunu yayına büyük bir özenle yerleştirir, yayını gerer, hedefe kilitlenir. Geri dönüşü olmayan ok yaydan çıkmıştır… Okçu ustalığını bir kez daha göstermiş, hedefi on ikiden vurmuştur.
İnsanoğlu hayatının her bölümünde çeşitli hedefler belirler ve bu hedefleri her zaman on ikiden vurmak ister hiç şüphesiz. Hedefi, on ikiden vurmak, hayat denen uzun yolda anlatılan olayda olduğu kadar kolay değildir. Birçok zaman iyi bir okçu olmak da yetmez hayatımızdaki hedefleri isabet ettirmede… Ömür denen zamanı çeşitli basamaklara ayırdığımızda çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık ve ölüm gibi beş basamaklı,(basamak sayısı artırılabilir veya eksiltilebilir.) iyi veya kötü çıkılması gereken bir merdiven vardır karşımızda.
Çocukluk zamanında; çocuklar arasında en sevilen olmak, her oyunda birinci olmak, tüm ilgileri üzerine çekebilmek, en güzel oyuncaklara sahip olmak, en güzel elbiseleri ayakkabıları giymektir on ikiden vurulması gerekenler. Birçoğunun ailemize bağlı olduğu bu hedeflerin kaçını on ikiden vurabildik acaba?
Gençlik dönemine geldiğimizde, kanımızın en deli aktığı bir zamanda hem biz, hem de hedeflerimiz değişmiştir artık. Ömür basamağının ikinci basamağını oluşturan gençlik, ömrümüzün en önemli basamağıdır; sendelemeden, düşmeden sağlam adımlarla yürünülmesi gereken. Hem bedenen hem zihnen en kuvvetli olduğumuz bu dönemde atılan isabetli oklarla, on ikiden vurulan hedefler diğer hayat basamaklarının daha kolay geçilmesinde çok büyük kolaylık sağlayacaktır çünkü. Bu dönem tam anlamıyla “bir taşla iki kuşun vurulduğu bereketli bir avcılık değil; binlerce kuşun vurulduğu çok çok bereketli bir avcılıktır. 
Hayatı yavaş yavaş anlamaya, çözmeye çalışan genç,(maalesef bu birçok genç için geçerli olmamaktadır)delikanlılık döneminde, hayattaki birçok mutluluğun;  iyi bir iş, iyi bir eş, iyi bir meslekten geçtiğini çözebilmişse; hedefini iyi bir işe, iyi bir eşe, iyi bir mesleğe yönlendirmiştir artık. Hayat tankının ezici paletleri altında kalmamaya ant içmiş bir genç, insanların küçümseyici bakışlarından rahatsız olmamaya yemin etmiş bir genç, hep itilip kakılıp hor görülmemeyi hedefleri arasına almış bir genç, evlenip yuva kurunca ailesinin tüm ihtiyaçlarını, çocuklarının isteklerini rahatlıkla almanın yolunun iyi bir meslek sahibi olmaktan geçtiğini fark edebilen bir genç; gençlik merdiveninde harcayacağı zamanı iyi değerlendirdiğinde bir taşla iki kuşu değil, birçok kuşu vurmuş, hedefi on ikiden vurmaktan öte daha güzel başarılar kazanmış olacaktır.
Heves, eğlence, nefsi duygular,  aşk, müzik, tv, internet, cafe, arkadaşlarla gezmek kelimeleri içinde anlamanı bulan, o yaştaki güzellikleri hayatından çıkarıp, kanının delice aktığı bir dönemde, planlı çalışma, sıkıntılar çekme, zamanı en güzel şekilde değerlendirerek geleceğe hazırlanma kolay bir iş değil elbette. Hayat hedefini on ikiden vurmak da bu zorluklara bağlı maalesef. Boşa atılmış bir ok, yaydan geri gelmemek üzere çıkmış olan değerli bir  gençlik oku, hayatı ıskalamak, sevdiğini kalbinden vurmaktır.
 Ömür merdivenimizin en önemli basamağı gençlik, iyi değerlendirilmişse, olgunluk, ihtiyarlık, ölüm gibi hayatın diğer basamakları kuş hafifliğinde çok rahat bir şekilde çıkılacaktır. Değerlendirilemeyen bir gençlikten sonra gelen hayat basamaklarının saniyesi keder, dakikası elem, saati gözyaşı; her bir günü hayattan bıkma şeklinde geçecektir.
Şimdi uyanmak ve gerçekleri GENÇLİKTE görme vaktidir. 
Genç insan!   Seçim senin ya elmayı ya da sevilen kişiyi kalbinden vurma.