Ben AŞK’ a siyah diyorum… Kayboluşun kaybolmanın anlam bulduğu, zamansızlığın tek nokta olduğu, hiç olmanın emaresi olan siyah. Yalnızlığın en üst safhada yaşandığı, hemhal olduğu yer, sadeliğin en koyu hali ve tarifi belkide! Kalemi kalem yapan, kalemin vazgeçilmezi olan, bir şairin mürekkebinden akan ilham gibi satırlara dökülen harflerin matemi siyah. Ressamların dahi kullanmaya cüret edemediği, renk olmaktan kaçan, renksizlik olan, ayrılığın, zıtlığın tek sembolü, hüznün en üst makamı siyah. Farklı olmanın değil, farklılaşmanın değil, tam tersine gözden kaybolmanın, umarsızlığın, kendini bilmezlikten, sıradanlıktan sıyrılmanın nişanesi siyah. Kaybolmuş bir özlemin, huzurun en hassas noktasında bir örtü misali, geceyi katmer katmer içine alan, gecenin içinden olan ve bir hasretin duruşu gibi sabrın portresi siyah. Bazen gizleyen pişmanlıkları bir gözyaşının esrarında, bazen ise kimsesiz ve kuytu köşelerde saklanırken bir tövbenin karanlığında, baş başa kalmanın ve kendin ile olmanın sıcaklığıdır, yanaklarından dökülürken bir duanın gözyaşında...
Sevgilidir siyah, gözbebeklerinde Nebinin… Hayalini düşlerken, uzaklardan gelen bir hasretin bakışları ile siyahında erimektir. AŞK kokan bir meltem ferahlığında serinlerken, gecenin en siyah haliyle, simsiyah vaktinde, gözyaşları içinde özlemektir gül sevgiliyi, güllerin efendisini…
Umuttur siyah, bekler iken sabahı karanlığın sancısıdır, doğar iken güneşin ilk busesinde bu da geçer derken her bir sıkıntının ardından, gözlerin teselli bulduğu boşluğun dolgusudur. Siyah aramaktır, kendinden geçmişçesine aramak... Kaybolmuş olanı değil olmuş olanın farkında lığı içinde, derin bir manayı sorgulamaktır, kendini kendi yalnızlığı ile... Hakikatin engin uçurumlarını görerek ve titrek bakışlar içinde korkarak, sonsuzluk beklentilerini yüreğinde hissetmektir siyah.
Ölümün kokusudur siyah, yok olmanın, bilindik anlamda bir sona ermişliğin değil başlamanın, başlangıç olmanın ilk basamağıdır. Hatırlatan ve hatırlanandır, karanlık bir düşün siyah hatıralarını, doğarken bir bebeğin feryadında !...
Siyah vakar bir duruştur. Kimi zaman asaletin, kimi zaman ise benzersizliğin giysisidir siyah. Siyah, yakışanıdır örtüsü ile Kâbe’nin…
Siyaha sevgim bu yüzdendir, bu yüzdendir siyah ile olan yakınlığım. Bana yalnızlığımı sevdiren bana beni hissettiren dosttur siyah…  Beni içinde gizleyen, benim ile gizlenendir...  
Şimdi siyah bir hüznün ortasındayım ... 
Kendimi arıyorum !
Kendimi, hakikatimi sorguluyorum ... 
Kendi başıma !..
Mustafa Asım Yıldırım