Cezaevinde suçsuz veya hafif cezalardan dolayı mağdur olan vatandaşların sorunlarını dile getiren Adil Yaşam Derneği Başkanı Haluk Çavuşoğlu, yazılı bir basın açıklamasında bulundu. Çavuşoğlu, yayınladığı basın açıklamasında: “Cezaevine düşen herkese cani gözüyle bakılmaktadır. Oysaki Cumhurbaşkanımız dâhil çok sayıda milletvekilimiz cezaevine düşmüşlerdir. Halkın, yardımseverliğiyle takdir edip en güvendiği isimlerden Haluk Levent bile zamanında mahkûm olmuştur. Cezaevlerinde herkes cani değildir. En yakın örnek; Kadir Şeker ve yakın bir zamanda şahit olduğumuz, Sedef Kabaş olayı. Mahkemelerin adil yargılamadan ziyade siyasi hamleler ile yargıladıkları kişiler var. Birçok vatandaşımız "adil yargılanmadık" diyerek üst mahkemelere başvuru yapıyor. 5 Yıl üstü cezalar zaten Yargıtay'a başvuramıyor. İstinaf başvuruları ise incelenmeden onanıyor. Dosyasını Anayasa mahkemesine taşıyanlar, davalarını kazanıyor hatta birçoğu tazminat kazanıyor. Ancak Türkiye'de daha mahkemede hakkını savunamayan bu konuda bilinçsiz mahkûm ve yakınları var. Şimdi bahsetmek istediğim konu ise; cezaevlerindeki sağlık sorunları ve ağır şartlar. Elbette her suçun karşılığı olmalı, suç işleyen cezasını çekmeli, ancak insan hayatına yaraşır şekilde olması gerekir. Kişi suç işlemişse, cezaevine girerek zaten cezasını çekmektedir. Cezaevlerindeki şartları ağırlaştırmak, onlara ikinci cezadır. 04.02.2022 tarihinde yaşanılan durumu paylaşmak istiyorum. Ümraniye cezaevinde isyan girişimi oldu. Bu tür olayların yaşanmaması hepimizin temennisidir. Kim ceza alacağını bildiği halde isyan eder? Ümraniye cezaevinde, sıcak su yok, yemekler kötü, çoğu mahkumun eşyaları verilmiyor, bunu dile getiren mahkumlar hücreye atılıyor. Yetmezmiş gibi disipline uyulmadı diye iyi halleri ellerinden alınıyor. Bu sorun birçok cezaevinde aynı durumdadır. Çıkarılan birçok yasada ayrım yapıldığı yetmiyormuş gibi Covid ve Omicron 'dan sonra şimdide Cezaevlerinde uyuz hastalığı başladı. Mahkûmlar kaşınmaktan her yerleri yara oldu. Hastaneye gönderilmiyor. Şimdi soruyorum suçlu ya da suçsuz bu yapılanlara siz ya da yakınlarınız maruz kalsa ne yapardınız? Ayrıca adil yargılama oranı R.1 (AYM açıklamasıdır)'dir. Gelmiş olduğumuz noktada; fetüsüler yargıyı istila edip insanlara ceza yağdırırken, bugün genç tecrübesiz hâkim ve savcılar birçok kişinin kaderleriyle oynuyor. Artık toplumsal barışın temelleri atılmalıdır. 10 milyon "Mahkûm Ailesi" olarak yıllardır sesleniyoruz ve adil yargılanma istiyoruz. Ancak bu talebimiz yanıtsız kalıyor. Pandemiden dolayı birçok gayrimüslim ülke bile mahkûmları pandemiden korumak amacıyla af ilan ettiler. En son zalim Esad ülkesine hainlik edip kaçanlara bile genel af ilan etti. Bizde bu ülkelerde yapılan uygulamalar gibi adil yargılanma talebimizi yeniliyoruz. Ülkemizde suçlu sayısı artmadı suç oranı arttı. Birçok kişiye bir suçtan ayrı yerlerden ceza verilip adeta tabutla tahliye olsunlar diye cezalar veriliyor ve sanki organize olarak yapılıyor. Her yerden çığlıklar yükseliyor. Mahkûmlar ve yakınları çok tedirgin. En son Ümraniye isyanı tüm televizyonlarda verildi. Bunları izleyen mahkumlar zaten bozuk psikolojisi ile isyana kalkışırsa çok daha büyük sorun olacak. Şimdi diyecekler ki; suç işlediniz ve Devlet sizi affedemez! Biz de suçumuzun karşılığı olsun, adil yargılama olsun istiyoruz. Ancak bu gerçekleşmiyor. Ayrıca Diyarbakır HDP binası önünde Anneler için evlatları affediliyor. Devlet bir politika belirledi bize göre de doğru bir politika. Herkes hata yapabilir. En azından pandemiden dolayı bir "Af" yürürlüğe sokularak toplumsal barış sağlanmalıdır” ifadelerine yer verdi.