Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Ahatlı’nın konuşmacı olarak yer aldığı programa KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Yıldırım, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Münir Oktay, davetliler ve akademisyenler katıldı.

Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı VIP Solanda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halit Çalış program hakkında bilgi vererek, “Hadis ve sünnetlerin tanımı ile ilgili çok farklı düşüncelere rastlamak mümkündür. Bu tanımların hepsi genel itibariyle doğru sayılabilir fakat bunların ele alındıkları bakış açısından değerlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.” dedi.

“Peygamber Efendimizin hayatı bizim için örnek teşkil etmektedir”

Açılış konuşmasının ardından söz alan Doç. Dr. Erdinç Ahatlı, Hz. Peygamber’in dindeki yeri ve konumunun gerektiği gibi bilinmeden hadis ve sünnetin mahiyetini doğru kavramanın mümkün olmadığına dikkat çekerek, Peygamber Efendimizin vahiy alan bir beşer olduğunu, vahyi tebliğ yanında açıklama ve uygulamakla da görevlendirildiğini ve hadisin de bu zemine oturduğunu belirtti.

Doç. Dr. Erdinç Ahatlı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kuran-ı Kerim’den sonraki en önemli kaynağımız hadis ve sünnettir. Hadis kavramına tanım olarak baktığımızda Peygamber Efendimizin söz ve hareketleri, yaradılış özellikleri ve ahlaki vasıflarını hadis tanımının içerisine alıyoruz. Hadislerin ortaya çıkışı aslında Efendimizin peygamberliğiyle başlıyor. Vahiy alan kişi artık sıradan bir insan olmaktan çıkıyor ve sorumlulukları değişiyor. Peygamber Efendimizin peygamberlikten sonraki hayatı bizim için örnek teşkil etmektedir fakat bunun yanı sıra nübüvvet öncesi hayatını da iyi bilmemiz gerekiyor.”

“Sahih hadislerin yanı sıra uydurma hadisler de toplumda yer bulmuştur”

Doç. Dr. Erdinç Ahatlı, hadislerin anlaşılması ve yorumlanmasında İslam âlimleri tarafından genel kabul gören yöntemlere bağlı kalınması, Kur’an-Sünnet bütünlüğü, dilin nüzül-vürud dönemindeki anlam yelpazesi, yorumlayan öznenin Kur’an ve Sünnet tasavvuru, edinilmiş kültürün ve egemen anlayışların yoruma yansıması gibi konulara dikkat çekti.

Geçmişten günümüze sahih hadislerin yanı sıra uydurma hadislerin de toplumda yer bulduğuna değinen Doç. Dr. Ahatlı, gerek İslam düşmanlığı gerekse İslam’a hizmet amacıyla uydurma hadisler türediğini, mezhep ayrılıkları ve maddi yarar elde etme kaygısının da uydurma hadislerin ortaya çıkışına sebep olduğunu söyledi. Zayıf hadisler hakkında da açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Ahatlı, herhangi bir hadisin zayıf olup olmadığı konusunda bazen âlimler arasında görüş ayrılıkları yaşandığını belirterek, “Sahih hadis için aranan şartlardan birini ya da birkaçını taşımayan hadislere zayıf hadis denir.” dedi.

Modern dönemde yapılan tartışmalarda oryantalistlerin önemli etkisinin bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Erdinç Ahatlı: “Hadisin tespiti tartışmaları Buhari ve Müslim’in es-Sahih’leri gibi tarih boyunca Kur’an’dan sonra en güvenilir kitaplar olarak kabul gören eserlerde bile zayıf hatta uydurma rivayetler bulunduğu iddiasıyla başlamış, hadislerin tamamının güvenilmez olduklarıyla devam etmiş, nihayetinde Hz. Peygamber’e Kur’an’dan başka vahiy gelmediği ve bu nedenle söz ve fiillerinin bağlayıcı olmadığı öne sürülmüştür. Farklı kesimler tarafından hala bu iddialar dile getirilmektedir.” şeklinde konuştu.

Dört Farklı Oturumda Tüm Gün Hadis İlmi Konuşuldu

Katılımcıların karşılıklı fikir alışverişi içerisinde, soru ve cevaplarla hadis ilmine dair pek çok konuyu irdelediği program gün boyu sürdü. Programda dört farklı oturumda ‘Hadisin Mahiyeti ve Tespiti, Klasik Hadis Problemleri (Müşkilü’l-Hadis, Muhtelifü’l-Hadis, Nesih), Hadisin Yorumlanması ve Ekoller, Kültürümüzde Hadis ve Modern Yaklaşımlar’ konu başlıkları üzerinden hadis kavramı farklı boyutları ile ele alındı.