Özel Tekin Koleji Genel Müdürü Halil Yılmaz bu konuda bilgilendirici önerilerde bulundu. Yılmaz, velilere yönelik önerileri şu şekilde sıraladı;

“Okular başlamadan en az bir hafta önce tatilden veya yazlıktan dönmekte fayda var. Okul açılmadan bir gün önce dönünce, çocuklar içsel olarak da kendilerini hazır hissedemezler ve adaptasyon zorluğu yaşanabilir.

Okul açılmadan okul kıyafetlerinin ve kırtasiye gereçlerinin hazır olması yine çocuğun okula kendini hazır hissetmesine katkıda bulunacaktır. Özellikle kırtasiye alışverişinin keyfini yaşaması, kendi çantasını hazırlaması önemlidir. Kıyafetlerin alınması da son dakikaya bırakılmamalıdır.

Veliler okullar açılmasını bir stres unsuru olarak görmemeliler. Çocuklarla doğrudan konuşmasalar bile, başkalarıyla, telefonda konuşurken bile bundan söz etmeleri çocukları negatif yönde etkileyebilir.

Okul değiştiren öğrenci mutlaka okul açılmadan önce yeni okulu ziyaret ederek, öğretmeniyle tanışmalı. Sınıfının yerini öğrenmeli, okulu iyice gezmeli. Böylece ilk gün kaygısı azalır.

Bir takvim hazırlanarak günlük aktiviteler programlanmalıdır. Yapılacak aktivitelere karar verirken çocukları bunaltmamaya dikkat edilmelidir. Hafta sonları çocukları üst üste etkinliklere götürmek, çocuğun bir etkinliğin keyfini yaşamadan diğerine konsantre olmaya çalışmasına ve hiçbir aktiviteden zevk almamasına neden olabilir. Çocuklara boş vakit tanınmalıdır. Kendi kendine oynayacak, hayal kuracak vakti olmalıdır.

Okul dışı etkinlik ve aktiviteler, çocuğa, okula adaptasyon dönemi tanıyıp bir ay sonra başlamalıdır. Tatilden okula yumuşak geçiş olmalıdır.

Uyku saatlerinin yeniden düzene girmesi için çocuklar birkaç gün önceden erken yatıp erken kalkmaya alışmaya başlamalıdır.

Çocukların ödevlerini yapmaları için sessiz, kendilerini rahat hissedecekleri bir köşeleri olmalıdır. Ödevlerini kendi başlarına yapmaları teşvik edilmelidir.

Veliler belli aralıklarla sınıf öğretmeniyle, müdür yardımcılarıyla görüşebilir. Ama ufak tefek şeyler için sürekli öğretmenler aranmamalıdır. Çocuk bunu kullanmaya başlayabilir. Ayrıca bazı sorunları kendi başına çözmeyi öğrenmelidir. Bu da eğitimin bir parçasıdır. Çocuğun özgüven gelişimi için önemlidir.

Her çocuğun farklı gelişim süresi vardır. Değişik kavramlar çocuklarda farklı zamanlarda oturabilir. Bunun için çocuğa vakit tanınmalıdır. Bir önceki sene örneğin matematikte zorlanmışsa, bu kaygı unsuru haline getirilmemeli fazla altı çizilmemelidir. Zayıf olduğu konular değil başarılı olduğu konular gündeme getirilmelidir. İsterse her şeyi yapabileceği hissi verilmelidir.”

Öğretmenlere yönelik önerileri sıralayan Yılmaz, şunları ifade etti;

“Yeni bir okula başlayan öğretmen okulun kültürünü ve ilkelerini kavramalıdır. Beklentilerin ne olduğunu öğrenmelidir.

Her öğretmenin çocukları ikinci bir anne baba gibi sahiplenmeleri önemlidir. Bu çocukta aidiyet gelişimini sağlar.

Öğretmen başarıyla sevgiyi bir arada tutmamalıdır. Başarı sevginin koşulu olmamalıdır. Çocuk başarısız olduğu zaman da öğretmeni tarafından sevildiğini ve kabul edildiğini hissetmelidir.

Ara sınıftaki çocukları, öğretmenler keyifle karşılamalıdır. Çocuklar, güzel bir tatil geçirip bir üst sınıfa geçmiş olmalarının zevkini yaşamalılar. Öğrenciler, özlendiklerini, sevildiklerini ve öğretmenleri tarafından kabul gördüklerini hissetmeliler.”