Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Türk Dil Kurumunun desteğiyle, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi tarafından “1. Uluslararası Dil ve Edebiyat Kongresi” düzenlendi.

Kongrenin açılışına, Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Vali Fahri Meral, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül, İl Emniyet Müdürü Fikret Bayraktar, daire müdürleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

KMÜ Ömer Halisdemir Konferans Salonunda düzenlenen kongrede konuşan Gülsevin, milletlerin farklı boyların, soyların, ailelerin, aşiretlerin etnik unsurların bir araya gelip oluşturabildikleri sosyolojik birlikler olduğunu söyledi.

“TÜRK DİLİ KELİMESİ, SAYMAKLA BİTMEZ”

Türk gibi büyük bir milletten söz edildiğinde bunun içerisinde dünyanın birçok rengini bulunmasının mümkün olduğunu aktaran Gülsevin, şöyle konuştu:

“Dilinde de bulmamız mümkündür. Kültür ve dil tarihçileri Türk kültür ve dilini bütün Avrasya’yı bir yerinden doğup ama bütün Avrasya’yı baştanbaşa dolaşan bir ırmağa benzetiyorlar. Nasıl bir ırmak gezdiği coğrafyayı besliyorsa ona şekil veriyorsa Türk dili ve kültürü de Sibirya’dan, Orta Asya’dan, Mezopotamya’dan, Anadolu’dan, Kafkasya’dan, Avrupa’nın her noktasına kadar dolaşmış ve her yeri beslemiş. Nasıl bir ırmak dolaştığı yerden etkileniyorsa bu Türk dili ve kültürüyle bütün dolaştığı coğrafyadan beslenmiş bir kültürdür.”

Gülsevin, Türk dilinde Çince, Rusça, farsça, Arapça, farsça, Ermenice, Sırpça kelimelerin olduğunu ve bunun saymakla bitirilemeyeceğinin altını çizerek, “Niçin vardır? Çünkü bütün coğrafyada biz buraları dolaşmışız ya hakim unsuru olarak yada komşu olarak bir arada yaşamışız, evlenmişiz, akrabalıklar kurmuşuz ve onlardan beslenmişiz. Çincede, Arapçada, Farsçada, Rusçada, Ermenicede, Sırpçada Türk dili kelimesi vardır, saymakla bitmez. Niçin çünkü biz onları beslemişiz” diye konuştu.

“TÜRK DİLİ KADAR FARKLI DİLLERDEN KELİME ALMIŞ DİLİ ZOR BULURSUNUZ”

Her dilin başka dilden kelime aldığını her dilinde başka dile kelime verdiğini belirten Gülsevin, “Ama Türk dili kadar farklı dillerden kelime almış dili zor bulursunuz. Çünkü bütün Avrasya’yı dolaşmış bu insanlar. Sadece belirli bir coğrafyaya hapsolup kalmamışlar. Çincede Türkçe kelime var Türkçede Çince kelime var dedik ama Ermenicede Çince kelime bulamazsınız. Neden bulamazsınız çünkü birbirlerinden hiç nasiplenmemişler, birbirlerinden beslenmemişler. Avrasya medeniyetinden Türk dilini ve kültürünü çektiğiniz zaman tarihten birden bardakların en alttakini çekmişe döner” ifadelerini kullandı.

Tarihte Türk dilinin kimliğine devlet adamı marifetiyle ilk sahip çıkan kişinin Karamanoğlu Mehmet Bey olduğunu dile getiren Gülsevin, “Karamanoğlu Mehmet Bey, divanda, dergahta, bargahta, çarşıda, pazarda Türkçeden başka dil konuşulmaya diyor. Yani Karamanoğlu Mehmet Bey şunu diyor; bizim dilimiz devlet dili olmuştur diyor. Onun süreci bizim başlangıcımızdır. Bir devlet adamı bundan sonra Türkçe konuşacaksınız Türkçe yazacaksınız diyorsa bu bizim başlangıcımızdır. Karamanoğulları vesilesiyle Karaman Türkçe’nin başkentidir” dedi.

“DEVLET ADAMLARI İŞE EL ATTIKÇA BİZ KÜLTÜRÜMÜZDE DAHA İLERİ MESAFELERE GİDİYORUZ”

Gülsevin, 2017 yılının Türk Dili Yılı ilan edildiğini hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Devlet adamlarımızın Türkçeye sahip çıkışının ilk örneği Karamanoğlu Mehmet Bey’dir. İkinci feryadı 1930’larda Mustafa Kemal’den duyduk. Türk dili Türk milletinin zihnidir, kalbidir dedi ve cumhuriyetin temelinde de Dil Tarih, Coğrafya Fakültesini, Türk Dil ve Tarih Kurumunu kurarak devletin temelinin kültür olacağını ve Türkoloji’nin temelinde çok önemli bir yer tuttuğunu devlet adamı olarak ortaya koydu. 2017 yılınca içinde yaşadığımız dilimizdeki kirlenmeyi bütün dünya dillerinde olduğu gibi Amerikanca üzerinden kirlenmeyi hepimizde görüyoruz. Yine bir devlet başkanı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2017 yılını Türk Dili Yılı ilan etti. Dilimiz kimliğimiz başlığıyla birçok faaliyet yapıldı. Devlet adamları işe el attıkça biz kültürümüzde daha ileri mesafelere gidiyoruz.”