Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi Heyeti Başkanı Ahmet Taşgetiren, heyet üyelerinden Erol Göka, Hilal Kaplan, Celalettin Can ve Cemal Uşşak ile birlikte, Konya'daki temaslarının ardından Karaman'a geçti.

Heyet, burada, 1992 yılında şehit olan Piyade Asteğmen Ahmet Taşer'in evine gitti. Baba Mustafa Taşer ve anne Aysel Taşer ile görüşen heyet üyeleri, aileye taziyelerini iletti.

Taşgetiren, ziyarette, kendisinin de genç yaşta bir kardeşini Van'da kaybettiğini, bu acıyı çok iyi bildiğini söyledi.

"Ne söylesek boş" diyen Taşgetiren, "Diyoruz ki; bundan sonra olmasın. Başka anneler acı yaşamasın, babalar acı yaşamasın. Hiç kimse ağlamasın. Öyle bir yola çıktık. Sizler de memleketimiz için dua edin. Gençlerin cansız bedeni toprağa düşmesin. 40 yıl içinde çok genç öldü, artık ölmesin" şeklinde konuştu.

Şehit babası Taşer ise bu sürece katkısı olanlara teşekkür etti.

Heyet üyelerinin de süreçle ilgili şehir şehir gezerek çalıştığını, büyük emek sarf ettiklerini ifade eden Taşer, şunları kaydetti:

"Emeğinizden dolayı Allah sizden razı olsun. Şehit babası olarak bazı konularda endişelerim var. İmralı'ya giden heyeti endişeyle takip ediyorum.

'İmralı'dan başka bu konuda karar verecek merci yok mu-' diye düşünüyorum. Bir de PKK terör örgütünün silahları bırakıp yurt dışına gideceği söyleniyor. Bunlar gittiği yerde ne yapacak, nereye kadar gidecek, güçlenerek geri mi dönecek- Endişelerim bunlar benim. 'Silahları bırakacaklar' diyorlar. Nereye bırakacaklar-

'PKK güçlenerek geri mi gelir-' diye endişelerimiz var. Bugüne kadar şehitler verdik ama bundan sonra olmayacaksa, memnuniyetle ara buluculuk girişimlerinizi tasvip ediyoruz. Bu endişelerimizi de iletmiş olduk."

Bu endişeleri gittikleri her yerde dinlediklerini ve ilgililere ileteceklerini anlatan Taşgetiren, "Sizin endişeleriniz bizim endişelerimiz. Bunları zaten biz de yazıyoruz. Rapor olarak da ileteceğiz" dedi.

Ahmet Taşgetiren, devletin, silahlı gücünden başka bir silahlı güce müsaade edemeyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Şu anda burada biri silahlı olsa odanın kimyası değişir. Onun için kimse, silah kullanma hakkına sahip değil. Birileri silahla iş yapacak, bu olmaz... Bunu Başbakan'ın da bildiğini düşünüyoruz. İşin nihayet planında tamamen silahsız bir yapı ortaya çıkması için çalışıldığını düşünüyoruz. Devletin birtakım kuvvetleri uğraşıyorlar ama bizim ana buluşma yerimiz; 'analar ağlamasın'... Analar silahlı birtakım çeteler olduğu için ağlıyor. O çeteler devreden çıkacak. Devlet durup dururken adam öldürmez, öldürmemeli. Zaman zaman devletimizin de yanlışları oldu. Onlar şimdi düzeliyor. Devletimizin insanlarla, toplumla olan ilişkileri de düzeliyor. Onlara da uğraşıyoruz. Devlete de 'şöyle ol' diyoruz ama öbür tarafa da diyoruz ki; 'silah yok arkadaş, kimsenin silah kullanma hakkı yok."

Oğlunun 1992 yılında terhisine 23 gün kala şehit düştüğünü dile getiren baba Taşer, bugün dahi televizyonda bir şehit haberi gördüklerinde bakamadıklarını anlattı.

Bu sırada duygulanan baba Taşer'i, heyet üyeleri teselli etti.Taşgetiren ve Uşşak, ziyaret sonunda şehit için Kur'an-ı Kerim okudu.